Kabakulak, özellikle çocuklarda görülen ve adını kulak bölgesindeki şişlikten alan bulaşıcı bir hastalıktır. Hem sebep olduğu komplikasyonlar, hem de hızla yayılma özelliği nedeniyle her zaman en çok korkulan hastalıkların başında geliyor. Tükürük bezlerini tutan bu viral enfeksiyon, nadiren de olsa testisleri, pankreası, beyin zarını, merkezi sinir sistemini ve yumurtalıkları da etkileme risklerine sahip. Şimdi sizler için kabakulak belirtileri, nedenleri ve tedavisinden bahsedeceğiz.
Genellikle okul çağındaki çocuklarda görülen kabakulak hastalığı, yetişkinlere bulaşması durumunda daha ağır seyreder. Yaygın aşılama sayesinde kabakulak vakaları oldukça azalsa da, kabakulak virüsü varlığını sürdürmeye devam ediyor. "Kabakulak kaç günde geçer?" sorusunun cevabı ise 2 haftaya kadar uzayabilir.
Kabakulak hastalığı oldukça karakteristik belirtilere sahip olduğu için klinik tanısı mümkündür, ancak bu tanının mutlaka laboratuvar testleri ile doğrulanması gerekir. Özellikle kulağa yakın tükürük bezlerinde meydana gelen şişmeler kabakulak ihtimalini düşündürse de başka bir lenf rahatsızlığına da işaret ediyor olabilir. Nadiren de olsa, hastalığa yakalanan kişilerde belirti görülmemesi de mümkündür. Hastalıkla ilgilenen uzman doktor, kesin teşhis için kan, idrar ve tükürük örneği alabilir. Daha ciddi seyreden durumlarda beyin omurilik sıvısı örneği alınması da gerekebilir. Bademciklerin durumunu görebilmek için boğaz ve ağız içi kontrolü ile rutin ateş ölçümü de genel teşhis uygulamaları arasındadır.
Kabakulağın ilk belirtileri, grip ve soğuk algınlığı gibi hastalıkların belirtilerine benzer niteliktedir. Bu nedenle hastalığın anlaşılmasında zaman kaybı yaşanabilir.
Kabakulak virüsünün solunması ya da tükürük yoluyla vücuda alınmasıyla meydana gelen hastalığa kabakulak denir. Kabakulak; özellikle okul, kışla gibi toplu yaşamın sürdürüldüğü yerlerde hızla yayılmasıyla bilinir. Kabakulağın nedenleri içerisinde en belirgin olanı da; solunum ya da solunum salgıları yoluyla virüse maruz kalmak.
Ilıman iklimlerde en çok kış sonunda ve baharda görüldüğü bildirilirken; dünyanın her yerinde kabakulak virüsüne rastlanabilir. Kabakulak virüsü en az 15 gün olmak üzere bulaşıcılığını koruyan, güçlü bir virüs. Bu 15 günlük periyot, kuluçka dönemi olan 6 gün ile tükürük bezlerinde şişme başladıktan sonraki 9 gün olarak ayrılır. Kabakulak hastalarının bu 15 günlük bulaşma riski süresi dolana kadar okula, iş yerine ya da herhangi başka bir sosyal yaşam alanına dönmesi önerilmez. Virüse maruz kalma ile hastalanma arasındaki süre ise 25 güne kadar çıkabilse de; genellikle 16 günün sonunda semptomlar izlenmeye başlar.
"Kabakulak kaç yaşında olur?" sorusunun net bir cevabı yoktur. Bu hastalık her yaşta görülebilir. Ancak özellikle yetişkinlerde kabakulak, daha ağrılı seyredebilir ve çeşitli klinik durumlara sebep olabilir. Ergenlikten sonra yaşanan kabakulağın daha tehlikeli olduğu bilinir. Sağlık yönünden ciddi tehdit oluşturan bu durumlar aşağıdaki gibidir:
Kabakulak hastalığından aşı yoluyla korunmak mümkün. Bu nedenle halk sağlığı açısından önemli olan; hastalığa yakalanmadan ve virüs yayılmadan önce önlem alarak kişilerin bağışıklık kazandığından emin olmaktır. Yapılan araştırmalar, aşılanan kişilerde yüzde 95 oranında bağışıklığın sağlandığını gösterir niteliktedir. Kabakulak hastalarının, virüsün tam iyileşmesi sağlanmadan okul ve iş yeri gibi toplu yerlerden uzak durması gerekir. Vaka görülen okullarda, laboratuvarlarda ve çocuk bakım merkezlerinde de yetkililerin bu vakayı sağlık kuruluşlarına bildirmekle yükümlü olduğunu bilmekte fayda var.
Kabakulak hastalığının tedavisinde, semptomları hafifletmeye yönelik yollar izlenir ve hastanın 2 hafta gibi bir süre içerisinde tamamen iyileşmesi beklenir. Viral bir hastalık olduğu için antibiyotik tedavisi uygulanmaz. Hastalığı takip eden doktor tarafından, soğuk algınlığı ve grip tedavisinde kullanılan ilaçlara benzer bir reçete verilmesi beklenir. Bu nedenle hastalığın yarattığı ağrı ve şişliklerden muzdarip olanların "Kabakulak hastalığına ne iyi gelir?" şeklinde bir arayışa girdiği görülür.
MMR (Measles-Mumps-Rubella) aşısı olarak da bilinen karma aşıyı yaptıranlar virüse karşı bağışıklık kazanmış olur. 1 yaşın üstündeki bebeklere ve okul öncesi çocuklara uygulanan MMR aşısı; kızamık, kızamıkçık ve kabakulağa karşı bireyleri yüzde 95 gibi güçlü bir oranla korur. Öte yandan daha önce kabakulak hastalığı geçirmiş olanlar da, tekrar kabakulak olma riski taşımazlar. Bunun dışındaki tüm bireyler için, kabakulak hastası biriyle aynı ortamda bulunmak bile başlı başına bir risk. Kabakulak bulaşıcı mı diye araştıranlar için, sorunun cevabı kesinlikle evet.
Virüs ile enfekte olan birinin hastalığı bulaştırması ihtimalini güçlendirecek faktörler ise aşağıdaki gibidir: