Kabızlığa özel araştırma yöntemleri

Prof. Dr. Korhan Taviloğlu sizler için yazdı

Kabızlığa özgü detaylı araştırma tetkikleri hangileridir?

1. Kalın bağırsak geçiş zamanı ölçümü: Tetkik öncesinde sıklıkla hastalara üç gün boyunca günde 20-30 gram lif içeren diyet verilir. Bundan sonra, hastaya içinde çok sayıda (21 adet) röntgende görünen belirteçli (radyo-opak marker) haplar içirilir. Bundan sonra 5. ve 7. günde karın ve leğen kemiğini içine alacak şekilde röntgen çekilir ve belirteçlerin oradaki varlığı araştırılır. Bu incelemelerde sıklıkla % 25 civarında ’dissinerjik defekasyon’’ veya ‘‘anismus’’ belirlenmektedir. Bu tetkik sırasında belirteçlerin, kalın bağırsağın başlangıç bölümü olan sağ yarısına, sol yarısına, rekto-sigmoid bölgeye ulaşma süreleri ve kalın bağırsağı toplam geçiş süreleri hesaplanır. Cho ve ark. 2013 yılında Kore’de gerçekleştirdikleri çalışmada sağlıklı erkeklerde toplam kalın bağırsak geçiş zamanını ortalama 8.8 saat ve kadınlarda ise 24.7 saat olarak belirlemişlerdir. Drossman ve Heaton’un çalışmalarında da benzer şekilde kadınlarda, erkeklerde oranla belirgin şekilde sık oranda kabızlığa rastlandığı belirlenmiştir. Jung ve ark. gerçekleştirdikleri bir diğer Kore kaynaklı çalışmada ise, erkeklerde toplam kalın bağırsak geçiş zamanını ortalama 22.3 saat ve kadınlarda ise 30.1 saat olarak bulunmuştur. Kalın bağırsak geçiş zamanını etkileyen faktörler arasında: vücut kitle indeksi (boy ve kilo oranı) ve yaş vurgulanmıştır. Burkitt ve ark. çalışmasında, düşük lifle beslenen İngiliz toplumunda ortalama bağırsak geçiş zamanının 80 saat ve ortalama dışkı ağrılığının 110 gr/gün olduğu ve buna karşın, yüksek lifle beslenen Ugandalı katılımcıların ortalama bağırsak geçiş zamanının 34 saat ve ortalama dışkı ağrılığının 450 gr/gün olduğu belirlenmiştir.

Reklam
Reklam

2. Defekografi: Anorektal bölgenin bozukluklarını, dışkıyı atma kapasitesini, rektal kas kontraksiyonlarını ve gevşemesini ölçmeye yarayan bir tetkik yöntemidir. Proktografi, boşaltım proktografisi, video defekografi gibi isimlerle de anılır. Tetkik sırasında doktor makat içine aynen dışkı gibi bir macun doldurur, hasta röntgen makinesinin altına yerleştirilen oturaklı bir iskemle (komot) üzerine oturtulur ve bu macunu atmak için makatını sıkıp gevşetmesi istenilir. Bu macunun atılması sırasında çeşitli röntgen filmleri çekilerek, sorunun şiddeti anlaşılmaya çalışılır. Defekografi sırasında makat (anüs) ve rektum arasındaki ‘anorektal açı’ olarak adlandırılan açı da değerlendirilir. Anorektal açının özelliği; leğen veya çatı kemiğinin tabanı olarak kabul edilen pelvik tabanın gücünün kontrol eden kas olan ‘puborektal kasın’ işlevini veya kasılma gücünü göstermesidir. Sağlıklı kişilerde anorektal açı, dışkılama sırasında pelvik taban kaslarının gevşemesi nedeniyle geniş açı şeklindedir. Defekografi tetkikinde, ıkınma sırasında anorektal açının geniş açı şeklini alamaması, pelvik taban kaslarının gevşeyememesi nedeniyle olur ki, bu duruma ‘’dissinerjik defekasyon’’ veya ‘‘anismus’’ adı verilir.

Reklam
Reklam

3. Anorektal fonksiyon testleri

Anorektal manometri: Anal sifinkter adı verilen dışkı tutma kaslarının gücünü ölçme amacı ile yapılan testtir. Makat içine içi hava ile şişirilen bir balon yerleştirilir ve geriye doğru çekilerek sfinkter kasının gücü ve kasılma yeteneği ölçülür.

Balon atılım testi: Makat içine yerleştirilen ve içi değişik hacimlerde su ile doldurulan bir balonun makat dışına atılması ile tetkik gerçekleştirilir. Balon 50 ml sıvı ile şişirildiğinde bir dakikadan uzun sürede dışarı atılırsa veya hasta balonu atmada başarılı olamazsa, tıkayıcı (obstrüktif) tipte dışkılamaya işaret eder.

4. Anorektal elektromiyografi (EMG): Bu tetkikte, internal anal sfinkter (istemsiz olarak kasılan iç makat kası, makat içi basıncını arttırır, dışkılamada eyleminde etkili), eksternal anal sfinkter (istemli olarak kasılan dış makat kası, gaz ve dışkı tutmada etkili) ve puborektal kas (pelvik taban kası, ıkınma sırasında gevşer ve dışkının rahat boşalmasına yardımcı olur) hakkında fikir edinmeye yarar sağlar. Puborektal kasta ıkınma sırasında gevşeme olmazsa, bu duruma zıt kasılma veya parodoksal kontraksiyon adı verilir ve ‘anismus’ gibi durumlarda görülür.

Reklam
Reklam

5. Biyopsi alınması: özellikle Hirschsprung hastalığının tanısında endoskopik çok sayıda biyopsi alarak hastalığın tanısının konulması çok önemlidir.

SORU VE GÖRÜŞLERİNİZ İÇİN: drkorhantaviloglu@mynet.com

Prof. Dr. Korhan Taviloğlu videoları için tıklayın

http://www.taviloglu.com/