Kadavra tartışması büyüyor

ANTALYA (İHA) - Akdeniz Üniversitesi Organ Nakli Merkezi Müdürü Prof.Dr. Alper Demirbaş, Sağlık Bakanlığı'nın 'kadavradan böbrek naklinde ulusal ortak bekleme listesi oluşturma' sistemine sadece Akdeniz Üniversitesi'nin değil Ege, 9 Eylül, Gazi, Ankara ve Başkent üniversiteleri ile Tepecik, Bozyaka Eğitim hastaneleri, Memorial ve İzmir Kent hastanelerinin de karşı olduğunu söyledi.

Bu sağlık merkezlerinin ortak dilekçesinin Sağlık Bakanlığı'na gönderildiğini belirten Demirbaş, ayrıca aralarında Adapazarı, Bursa, Sinop ve Afyon'un bulunduğu 13 hasta derneğinin de konuyla ilgili ortak basın bildirisi olduğunu bildirdi. Bir Sağlık Bakanlığı yetkilisinin "kuşku duyuyoruz" şeklindeki açıklaması hakkında da Demirbaş, "Bu isnat bir organ nakli merkezi için, bir üniversite ve hekim için yapılacak en ağır isnattır. Bunun satır arası organ ticareti yapıldığı anlamına gelir" dedi.
Akdeniz Üniversitesi Organ Nakli Merkezi basın toplantısında konuşan Demirbaş, "Bu sistemi kim destekliyor?, Bu dayatma niye?" diye sorarken, Sağlık Bakanlığı yetkilisinin, "Buna itiraz edenlerle ilgili kuşkularımız gelişti" sözlerine tepki gösterdi.

Reklam
Reklam

Bu sisteme itiraz edenlerin hastalar olduğunu anlatan Demirbaş, sözlerine şöyle devam etti: "Bu ağır bir ithamdır. İspat edilmezse sözün geri alınması lazım. Yine Sağlık Bakanlığı yetkilisi, bir televizyon kanalındaki açıklamasında, canlıdan organ nakline gelişmiş ülkelerin sempati ile bakmadığını söyledi. ABD'de 2006 yılında 6733 canlı vericiden böbrek nakli var. Bu bile canlıdan organ nakline gelişmiş ülkelerin sempati ile bakmadığını yalanlayan bir parametredir. Biz merkez olarak tek şeyin peşindeyiz o da böbrek hastalarının diyalize değil hayata bağlanmasıdır. Bilimsel olmayan bir iş yaptığımız iddiası var ise bunun bilimsel olarak kanıtlanması gerekir. Kan grubu uyumsuz nakillerin tüm dünyada uygulandığı apacık ortada iken hastaları bu konuda bilgisiz bırakmak, bu şanstan mahrum etmek bizim bilimsel ahlakımız dışındadır. Biz hem bilimsel paylaşıma hem de en kutsal değer olan organların paylaşımına açığız ama bu sistemle bu paylaşımın sağlıklı olabileceğine inanmıyoruz"

KAPALI KAPILAR ALTINDA KARAR

Reklam
Reklam

Sağlık Bakanlığı'nın sistemini 4- 5 kişinin kapalı kapılar altında oluşturduğu sistem olarak tanımlayan Demirbaş, sözlerine şöyle devam etti: "Biz diyoruz ki, bakanlık 32 organ nakli merkezi ile hasta derneklerinin temsilcilerini bir arada toplasın, tartışılsın ve karar verilsin. Alt yapı oluşmadan sistem uygulanırsa şaibe olur."
Bakanlığın sisteminde, doku gurubu temelinde olması gerektiğini savunan kişinin bir biyolog olduğunu hatırlatan Demirbaş, "Bakanlık bu kişinin önerdiği sistemi yaygınlaştırmaya çalışıyor" dedi. Konuyla ilgili dava açmayı düşünmediklerini, en büyük yargıcın halk ve hastalar olduğunu anlatan Demirbaş, "Sistem 18 gün sonra devreye girecek. Böbrek hastalarının yüzde 70'i bu listede yok. Bu organlar kime takılacak?" diye konuştu.

ELMALARI VE ARMUTLARI KARIŞTIRMAK

Doç.Dr. Murat Tuncer de sistemin şu anki haliyle uygulandığında organ paylaşımı sağlamak bir yana kadavradan organ bağışını sekteye uğratabileceğini ifade etti. Merkez sorumlularından Doç.Dr. Murat Tuncer, dünyanın en büyük iki organ paylaşım sistemlerinden söz ettiğini anlatan Tuncer, Amerikan Organ Paylaşım Sistemi (UNOS) ile Avrupa Organ Paylaşım Sistemi'nin (EUROTRANSPLANT) temel dayanağının bilimsel ve teknik olarak belirli standartlarda olduğunu anlattı.
Tuncer, yaptığı açıklamada şunları söyledi: "Bu sistemlerde doku grupları standart, merkezlerin organ temin etme ve değerlendirme özellikleri benzer ve organın uygun hastaya ulaşım imkanı maksimumdur. Ülkemizde ise bu standartlardan söz etmek mümkün değil. Hepimizde var olan genetik şifremiz olarak adlandırılabilecek doku grupları (İki A, İki B ve İki DR) 6 adet rakamdan oluşur. Bu, kadavradan böbrek naklinde hasta seçiminde temel kriterdir. Öyle ki, UNOS ve EUROTRANSPLANT sistemlerinde vericinin dokusu ile hastanın dokuları 6'da 6 tam uyumlu ise böbrekler tereddütsüz o hastaya gönderilir. Ülkemizde ise ne yazık ki doku grubu çalışmalarında standart bir yöntem kullanılmıyor. Aynı hastanın İstanbul, İzmir ya da Ankara'da yaptırdığı doku grupları birbirinden farklı çıkmaktadır. Çünkü merkezler dokuları farklı kit ve yöntemle çalışmaktadır. Bu nedenle, ortak listeyi farklı kitlerle çalışılan doku grupları ile oluşturmak, elmalar ve armutları karıştırmak, kıyaslamak olacaktır." Tuncer, standart kit uygulaması olmadığı için, doku vericisi ile en çok uyduğu halde kit uyumsuzluğuna bağlı olarak kimi hastalara böbrek verilemeyeceğini, kimi hastaların da bu standart eksikliğine bağlı olarak dokusu yeterince uymadığı halde nakil olup böbrek reddi tehlikesi yaşayabileceğini söyledi.

Reklam
Reklam

ZAMAN ÇOK ÖNEMLİ

Tuncer, kadavradan organ naklinde en az doku uyumu kadar organların vericiden çıkarılıp buzun içinde tutularak alıcıya nakledildiği zamana kadar geçen sürenin önemine de değindi. UNOS ve EUROTRANSPLANT, özel uçak, helikopter gibi araçlarla organın kısa sürede yerine ulaştırıldığını anlatan Tuncer, şöyle konuştu: "Ülkemizde ise hastalar ancak tarifeli seferleri, kimi zamanda karayolu ile nakil merkezine ulaşıyor. Kars'ta bağışlanmış bir organın Tekirdağ'daki en uygun hastaya ulaşması gün ile ifade edilebilecek zaman dilimine ulaşacaktır. Kaldı ki en uygun hastada tıbbi bir problem çıkması durumunda ikinci en uygun hastaya ulaşılması için geçen zamanda organ kullanılmaz hale gelecektir"

SİSTEME KARŞIYIZ

Kadavra organlarının toplam yüzde 80'ini çıkaran merkezlerin bu bekleme listesine karşı olduğunu belirten Tuncer, halen 40 bini aşkın böbrek hastası bulunduğunu ifade etti. Tuncer, Akdeniz Üniversitesi'nin Avr rada toplasın, tartışıupa'nın en büyük böbrek nakil merkezi olmasını Türk halkı ve devletinin desteğine borçlu olduklarını söyledi.
Temel ilkelerinin kadavradan organ naklini artırmak ve hasta seçiminde din, dil, ırk ve statü ayırımlarına gitmeden adaletli olmak olduğunu anlatan Tuncer, sözlerini şöyle tamamladı: "Tüm ülkenin kadavra organlarının yüzde 35'ini sağlayan bir merkez olarak Sağlık Bakanlığı'na kadavra vericili organ sayısını azaltacak bir uygulamanın doğuracağı sonuçları anlatmak bizim görevimizdir. Bu bilimsel veriler ve fiziki gerçeklerin ışığında alt yapısı oluşturulmadan kurulmak istenen ortak bekleme listesine organ nakli merkezi yönetim kurulu ve Akdeniz Üniversitesi olarak karşıyız."

Reklam
Reklam