2009 Noel'inde binlerce yolcu zor anlar yaşamıştı.
Gecikme ve karışıklığın nedeni, yetkililerin Ömer Faruk Abdülmuttalip isimli kişinin bombalı saldırı düzenleyebileceğine dair istihbarata ulaşmış olmasıydı.
Ancak sonradan anlaşıldı ki, şüphelinin ismi birden farklı şekilde yazıldığı için istihbaratta hata yapılmıştı.
Abdülmuttalip, bu karışıklıkların tek örneği değil.
Arapça isimler, Latin alfabesiyle birbirinden farklı şekillerde yazılabiliyor, bazı isimlerin İngilizce yüz ve hatta binlerce farklı yazılışı olabiliyor.
Bu ise son dönemde Libya, Tunus ve Mısır bağlantılı malvarlıklarını dondurmaya çalışan uluslararası bankalar için sorun yaratıyor.
İsviçre'de bu tür karışıklıkları düzeltmek amacıyla bir şirket kurmuş olan Bertrand Lisbach, özellikle Kaddafi adının sorun yarattığını anlatıyor.
Lisbach: " Kaddafi bu sorunun çok iyi bir örneği. Öncelikle, soyadı Kaddafi değil, el Kaddafi. Bu soyad Latin alfabesiyle bazen iki d ile yazılıyor. Bazen ise d ve h harfleri kullanılıyor. Z harfinin kullanıldığı bile oluyor ismi yazarken... Malvarlığını dondurma işlemini uygulamak için hesapları kontrol eden yetkililerin, bu hesaplarda ismin tam olarak nasıl yazıldığını bilme ihtimali çok düşük" diyor.
Londra merkezli sivil toplum kuruluşu Global Witness'dan Robert Palmer ise, bankaların böyle bir zorlukla karşı karşıya olduğunu kabul ediyor, fakat hesapları açarken kimlik tespitini daha iyi yapmalılardı diyor.
Palmer, "İngiltere ve ABD'de milyarlarca dolarlık malvarlığının dondurulduğuna tanık olduk. Bu da kirli paranın ekonomimize girmemesi için kurulmuş olan tüm mekanizmaların ne kadar başarısız olduğunu gösteriyor" diye ekliyor.
İngiltere'de bankalar üst düzey uluslararası siyasiler söz konusu olduğunda detaylı incelemeler yapmakla yükümlü.