Kadem, Çanakkale’den 15 Temmuz’a Kadın Kahramanlar

Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) ve TRT’deki ‘Yüzyıllık Mühür’ dizisinin yapımcısı Galibarda Fikir Sanat ile...

Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) ve TRT’deki ‘Yüzyıllık Mühür’ dizisinin yapımcısı Galibarda Fikir Sanat ile ortaklaşa düzenlenen “Çanakkale’den 15 Temmuz’a Kadın Kahramanlarımız” adlı etkinlikte, Çanakkale ruhunun yeniden dirilişi ele alındı. Programda konuşan KADEM Başkan Yardımcısı Sümeyye Erdoğan Bayraktar, “Bizim milletimiz öyle bir millettir ki bin yıldır medeniyetler beşiği Anadolu’nun nöbetini tutmaktadır” dedi.Üsküdar Bağlarbaşı Kültür Merkezi akşam saatlerinde önemli bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. ‘Çanakkale’den 15 Temmuz’a Kadın Kahramanlarımız’ adlı etkinliğe KADEM Başkanı Doç. Dr. Sare Aydın Yılmaz, KADEM Başkan Yardımcısı Sümeyye Erdoğan Bayraktar, TRT Genel Müdürü Şenol Göka, TRT Genel Müdür Yardımcısı İbrahim Eren ve 15 Temmuz’da yaralanarak gazi olan kadınlar katıldı. Programda 11 Temmuz’dan itibaren TRT’de gösterilmeye başlayan ‘Yüzyıllık Mühür’ dizisinin ‘Kadın Kahramanlar’ bölümü katılımcılarla paylaşılırken, KADEM’in 15 Temmuz sürecinde düzenlediği ‘Tanklardan Güçlü Kadınlar’ programlarında ön plana çıkan kadın kahramanların rolü ele alındı. Programa katılan gazilerden Safiye Bayat, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde yaşadıklarını anlatırken duygu dolu anlar yaşadı. Safiye Bayat, yaralananları taşırken ağladığını ve şehit olanların kokusunu günlerce hissettiğini söyledi. Bayat, vurulduğu anı anlatırken, “Bir baktım ayağım uçuyor. O silah öyle kuvvetli ki, fütursuzca yere yığıldım. Daha sonra bir sıcaklığı hissettim. Dedim ki Allah’ım ben niye acı hissetmiyorum. O zaman anladım ki, şehit olanlar o anda acı çekmiyorlar” dedi.“Bizim milletimiz Anadolu’nun nöbetini tutmaktadır”Programda bir konuşma yapan KADEM Başkan Yardımcısı Sümeyye Erdoğan Bayraktar, “İnsan kendi varlığını bazen sadece bir saniyelik an içinde, bazen de 100 yıllık bir süreçte idrak edebiliyor. Bugünlerde öyle hadiseler yaşıyoruz ki, varlığımızın hakikatini ancak tarihsel bir zeminde anlamlandırabiliyoruz. 15 Temmuz’dan itibaren yaşadığımız süreci, 100 yıllık bir tarih tezgahına yatırdığımızda her şey bir başka anlam kazanıyor. Aslında tarih bize sadece bugün için yaşamadığımızı öğretiyor.” şeklinde konuştu.Tarihten ders alınması gerektiğini vurgulayan Erdoğan Bayraktar, “Ülkemizde yaşanan hain darbe girişimini Çanakkale Savaşı izlerinde ele aldığımızda yaşananların bu topraklarda bin yıldır devam eden bağımsızlık mücadelesinin parçası olduğunu görürüz. Bütün hegemonyalardan kurtulma iradesi ile geleceğini inşa eden bir ülkenin demokrasisine ve özgür iradesine kast eden bu girişimde tarihin zorlu mücadelelerinden farksızdı. Her milletin hayatında önemli zaferler önemli dönüm noktaları vardır. Ama bizim milletimiz öyle bir millettir ki bin yıldır medeniyetler beşiği Anadolu’nun nöbetini tutmaktadır. Her daim üzerinde yaşadığı vatan toprağının mücadelesini vermiş, bağımsızlığına kast eden düşman karşısında hazır beklemiştir. Ortadoğu’ya, Afrika’ya, Kafkasya’ya, Balkanlar’a açılan bütün kapıları ile bu topraklar, egemen güçlerin adeta büyük bir santranç tahtası olarak görüp üzerinde hamleler yaptığı bir coğrafyadır. O nedenle bu topraklarda yaşayanlar da sıradan halklar değildir. Milletimiz yaşadığımız coğrafyanın öğretileri ile bilge bir millettir. Her zaman vatan emanetinin şuuru içerisinde olmuştur” diye konuştu.Kadem Başkanı Doç Dr. Sare Aydın Yılmaz ise yaptığı konuşmada, “Dün Çanakkale’de cepheye kağnı ile mermi , bugün kamyonetine doldurduğu yiğitleri meydanlara taşıyan bu ülkenin kadınlarına ne kadar övgü cümlesi dizsek azdır. Allah razı olsun sizlerden. Aramızda bulunan gazi kadınlarımızdan. Ve yine o gece şehit olan kadınlarımızdan. Dün düşmanın süngüsüne göğsünü siper eden, bugün alçakların namlusunun karşısında şehadet şerbeti içen bu ülkenin kadınlarının hakkı ödenmez” ifadelerini kullandı.Kürsüye gelerek bir konuşma yapan TRT Genel Müdürü Şenol Göka ise, 15 Temmuz sürecinde yaşananları anlatarak, “Vatanı olanlarla olmayanların mücadelesinin kesinleştiği ve ayrıştığı bir çağrı ile karşı karşıya kaldık. Vatanı olan bizlerdik. Bizlerin vatan duygusu vardı. Bizler vatanına sahip çıkan, milleti olduğunu bilen insanlardık. Fakat karşımızdakilerin he ne kadar üniforma giymiş olsalar da vatanları yoktu. Dolayısı ile vatanları olmadığından milletleri de yoktu. Bir millet karşılarında görmediklerinden hunharca saldırıyorlardı. Aynen bir işgal kuvveti gibi saldırıyorlardı. İnsan eğer vatan duygusu olsa, millet duygusu olsa böylesine hunharca, çılgınca, gözü dönmüşçe saldırabilir miydi?” dedi.15 Temmuz’u gerçekleştirenlerin garip bir dünyanın insanı olduğunu ifade eden Göka, “Dolayısı ile vatanı olan, milleti olan ve bu coğrafyayı, bu vatanın, bu vatanda yaşayan insanların duygusunun özeti olarak kabul ettiğimiz, sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısı, herkesin sanki bizzat ona yapılıyormuş gibiydi saldırı ama millet kendisine yapılan bir saldırı olarak kabul etti. Çünkü o bütün bu duygunun, bütün bu söylemeye çalıştığım coğrafyanın özetiydi” şeklinde konuştu. Etkinlik öncesi salonda sergilenen 15 Temmuz’a ait resimler ise katılımcılar tarafından ilgi ile karşılandı.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: