Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde renkli bir yaşamın merkezin olan Sille, Cumhuriyet'ten sonra yaşanan savaşlar ve bölgede ağırlıklı olarak yaşayan Rum nüfusunun göç etmesiyle, yıllarca kaderine terk edilmiş. Şimdilerde ise Sille, sit alanı ilan edilerek koruma altında alınmış durumda.
Geçmişle bağlarını koparmayan Sille'de birçok medeniyetin izlerini halen görmek mümkün. Mimarisinden kaldırımlarına kadar buram buram tarih kokan 5 bin yıllık yaşam alanı, mis gibi sabun kokusuyla karşılıyor ziyaretçilerini.
Kilise, Bizans imparatoru Konstantin'in annesi Helena tarafından, Michael Archangelos adına M.S 372'de yaptırılmış. Tarihi dokuya uygun inşa edilen yapıyı, Sille'ye giderseniz ziyaret etmeden dönmeyin!
Sille’ye ilk girdiğinizde karşı tepelerden gözünüze çarpan Rum mezarlıkları geçmişe yolculuk yapmanız sağlayarak, sizi tarihi bir gezintiye çıkarıyor adeta. İsmi Rum Mezarlığı olsa da farklı birçok inançtan toplumun mezarları yer alıyor burada.
Doğma büyüme Silleli olan Yaşar usta, 35 yıldır her zorluğa rağmen çömlek ustalığı yaparak toprağa şekil vermenin yanında, gelen misafirleri güler yüzü ve hoş sohbetiyle de uğurluyor. Turistlerin dikkatini üzerine toplayan Yaşar usta, harika ürünler ortaya çıkarıyor. Sille'ye gidince Yaşar ustayı da ziyaret edip, sevdikleriniz için harika hediyelikler alabilirsiniz :)
Yüzyıllar boyunca barınma amaçlı kullanılan Sille’deki oyma mağaralar, şimdiler turistik amaçlı kullanılıyor. Mağaralardan Sille'ye kuş bakışı çekilen siluet fotoğraflarla harika manzaralar yakalanıyor.