Estetik Yaklaşımla Bakış
Vajina, vücudumuzun diğer bölgelerinde olduğu gibi yaşla birlikte yumuşamaya, kırışmaya ve gevşemeye başlar. Cinsel açıdan kötü görünen bir vajina kadında depresyon, öz güvensizlik, cinsel soğukluk, eşinden utanma, cinsel ilişkiden kaçınma ve evlilik problemlerine yol açabilir. Gerek bilgi eksikliği gerekse de utanma ve çekinme duygusuyla günümüze kadar konuşulmamış ve olduğu gibi kabullenilmiş olan bu konu yavaş yavaş dillenmeye başlamaktadır.
Genç kızlar, bu bölge şekil ve görünümüne önem vermekte, orta yaş veya doğum sonrası bayanlar ise doğum hasarlarının sebep olduğu fonksiyonel kaybın düzeltilip kendilerini tekrar 20’li yaşlarda hissetmek istemektedirler.
Vajina anatomik olarak labium majus denilen dış dudaklar, klitoris, idrar yolu açıklığı, labium minus (iç dudaklar) ve vajina kanalı girişinden oluşur. Labium majuslar, yukarısı daha kalın, aşağı doğru gittikçe incelen muz şeklini andıran yapılardır. Bunlar birbirine hafifçe temas etmeli yani arasında ince bir yarık olmalıdır. Dış dudakların içinde klitoris adı verilen erkeklerdeki karşılığı penis olan çıkıntılı bir organ vardır ki duyu sinirlerinden çok zengin erektildir.
Klitorisin altında idrar yollarının açıldığı bölge, onun altında da vajina girişi bulunur. Vajina girişinin ortalama 1 – 1,5 cm içerisinde himen dediğimiz kızlık zarı bulunur. Onun arkasında da vajina kanalı başlar.
Bütün bu sayılan yapıların hepsini içine alan labium minus denilen iç dudaklar bulunur; yani labium minuslar klitorisi, idraryolu ağzını ve vajina girişini içine alır.
Labium minusların boyu hiçbir zaman labium majusları geçmemelidir. Geçtiği durumlarda, en başta kozmetik olmak üzere birtakım problemleri de beraberinde getirebilmektedir. Labium minuslar görünüyorsa aşırı büyüklükten bahsedilir ve cerrahi müdahale gerektirir. Ayrıca ideal labium minus cinsel organın diğer bölümleri ile aynı renkte olmalıdır.
Dış dudakların renginin genel vücut rengiyle hemen hemen aynı olması, kendi içinde renk asimetrilerinin olmaması gerekir. Dış dudaklar dolgun ve diri olmalı, üzerini örten deride sarkıklık, gevşeklik ve buruşukluk olmamalıdır.
İlerleyen yaş, menopoz veya kilo alıp vermeler bu bölgenin zengin yağ dokusunda erime meydana getirebilir ve hoş olmayan bir görünüme yol açar. Bu görünüm yaşla birlikte yüzümüzdeki sarkma ve erime gibidir. Bu erimeye müdahale edilmezse vajina oluğu açığa çıkar. Büyük dudaklardaki erimeye genellikle küçük dudaklardaki erime de eşlik eder ve açık kalan vajinal oluktan içeri mikrop girmesi ve mantar enfeksiyonları meydana gelmesi kaçınılmazdır. Ayrıca büyük ve sarkık dış dudaklar (labium majuslar) giyilen iç çamaşırı ve bikinilerden taşarak, kişiyi rahatsız eder.
G Noktası Nedir?
G noktasının tam olarak nerede olduğu tartışma konusu olsa da genel kanıya göre vajinanın ön duvarında yer alan hassas bir alandır; kadının cinsellikten aldığı haz ve orgazmla doğrudan ilişkili olduğu düşünülür. G noktası vajina ön duvarında, vajina girişinden birkaç cm içerde yer alır.
Bütün kadınlarda G noktası vardır ama boyutu kadından kadına değişmekle beraber genellikle orta boy bir düğme büyüklüğündedir. G noktasının konumu ve duyarlılığı da kadından kadına farklılık gösterir. G noktası yeterli süre ve şiddette uyarıldığında orgazma ulaşılabilir.
Mons Tepesi (Üçgen Bikini Bölgesi):
Ayakta bacakları kapalı şekilde duran çıplak bir kadın vücuduna karsıdan bakıldığında genital bölgede sadece pubis tepesi ve dış dudakların dış sınırları görünür. Mons yani kasık üçgeninin doğal bombeliği aşırı yağlı, dolgun ve sarkık olmamalı, diğer yapıları örtmemelidir.
Kadınların pek çoğu doğuştan veya yaptıkları doğumlardan sonra ya da yaşlanmanın getirdiği sebeplerle vajinalarıyla ilgili sorunları bir tabu olarak kabullenip yaşarlar. Oysa ki çok küçük cerrahi dokunuşlar ve lazer-RF (radyofrekans) teknolojisiyle genital bölgeyi gençleştirmek mümkün.
Bu son teknolojiler ile genital estetik ameliyatı sonrası dönem daha rahat, iyileşme süreçleri daha kısa olmaktadır. Özetle lazerle vajina sıkılaştırma prosedürleri ve vajina gençleştirme ameliyatları hem cinsel fonksiyon hem de estetik görünüm açısından kişilerde ve eşlerde tatmin edici sonuçlar vermektedir.
Vajinal Atrofi:
Menopoz sonrası veya bazı jinekolojik kanserlerin tedavisi sonrası kadınlık hormonu olan östrojenin azalması neticesinde genital bölgelerde zayıflamalar başlar, kan akımı düşer ve vajinal kanal kalınlığı azalmaya başlar. Bunun neticesinde vajina kurur; kaşınma yanma gibi hisler, sür-tünme ve mekanik strese karşı hassasiyetler ortaya çıkar; eş zamanlı olarak idrar kaçırma başlar. Ayrıca dış genital bölgedeki organlarda yağ dokusu azalır; bu bölgelerde renk değişiklikleri görülür. Vajinal atrofi ile ortaya çıkan bu semptomlar cinsel yaşamı olumsuz etkiler.
Günümüze kadar kadınlar tarafından kader olarak kabul edilmiş olan bu yaşlanma süreci MonaLisa dokunuşu ile ağrısız anestezisiz hastanede yatmadan sadece birkaç dakika ayırarak düzeltilebilmektedir. MonaLisa Dokunuşu, vajinal atrofi ile ortaya çıkan kuruluk, kaşıntı, sürtünme, ilişki esnasında ağrı gibi semptomları çözmede dünyadaki en etkili yöntemlerdendir. Karbondioksit lazer ve radyofrekans enerjilerinin bir araya gelmesiyle oluşan bu güç, narkoz ve cerrahiye ihtiyaç duymadan genital yaşlılık problemlerini çözebilmektedir.
Epizyotomi İzleri:
İlk doğumlarda veya iri ve zor doğumlarda çocuğun doğum eylemi esnasında vajinayı yırtıp makat yaralanmasını önlemek amacıyla bu aşamada kontrollü bir kesi yapar. Buna epizyotomi denir. Bu kesi, doğum eylemi bittikten sonra dikilir. Bu ve doğum nedeniyle genişlemiş olan vajina cinsel ilişki esnasında haz almayı azaltabilir ve uyumsuzluklara yol açabilir.
Bu izler karbondioksit lazer ile düzeltilebilmekte; ayrıca gevşemiş olan vajinal kanal, karbondioksit lazer ve radyofrekans kombinasyonu ile sıkılaştırılabilmektedir.
Op. Dr. Türker Özyiğit
Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı
www.turkerozyigit.com
https://www.instagram.com/opdrturkerozyigit
https://www.facebook.com/op.dr.turkerozyigit/