Hazırsanız, zaman makinesine atlayıp 1957'ye gidiyoruz!
O dönemler, voleybol Türkiye'de yeni yeni popülerleşirken, sahada ter döken kadınlarımız büyük bir heyecanla mücadele ettiler. İlk maç galibiyetle sonuçlanmasa da, bu karşılaşma Türk kadın voleybolunun geleceği için önemli bir dönüm noktası.
Bu yıl, Türk Kadın Voleybol Milli Takımı için tarihi bir yıl oldu. İlk galibiyetimiz, Batı Almanya'ya karşı alınan bu zaferle geldi. Oyuncularımızın sahadaki performansı, takım ruhu ve inancı adeta göz kamaştırıyordu. O an, sadece bir galibiyet değil, aynı zamanda kadın sporcularımız için büyük bir motivasyon kaynağıydı.
Takımımız, Romanya'da düzenlenen Avrupa Şampiyonası'nda ilk kez boy gösterdi. İlk kez büyük bir turnuvaya katılmanın heyecanı, oyuncularımızın kalbinde hissediliyordu. Tribünlerdeki coşku, sahadaki mücadeleyle birleşti ve Türk Kadın Voleybol Milli Takımı, uluslararası arenada ilk adımını attı. Evet, belki o yıl kürsüye çıkamadık ama aldığımız tecrübeler, gelecekteki zaferlerin tohumlarını attı.
Avrupa Şampiyonası'nda öyle bir performans sergiledik ki, adeta tarih yazdık. Takımımız, Avrupa ikincisi olarak göğsümüzü kabarttı. O maçları izlerken yaşadığımız heyecanı, sevinci ve gururu anlatmaya kelimeler yetmez. Oyuncularımız sahada inanılmaz bir mücadele gösterdiler ve hepimize "İyi ki voleybol var!" dedirttiler.
Takımımız ilk kez Dünya Şampiyonası'na katılarak büyük bir adım attı. Bu turnuva, bizim için sadece bir başlangıçtı ama heyecan doruktaydı. Oyuncularımız, dünyanın en iyi takımlarıyla mücadele ederek tecrübe kazandı ve ne kadar güçlü olduklarını gösterdi.
Dünya Şampiyonası'nda takımımız öyle bir performans sergiledi ki, herkesin dikkatini çekti. Turnuvayı altıncı sırada tamamladık ve bu, Türk Kadın Voleybol Milli Takımı'nın dünya çapında ne kadar iddialı olduğunu bir kez daha kanıtladı.
Avrupa Şampiyonası'nda bir kez daha bronz madalya kazandık. Bu başarı, takımımızın istikrarlı bir şekilde Avrupa'nın en iyi takımları arasında yer aldığını kanıtladı.
Bu sefer Filenin Sultanları, Avrupa Şampiyonası'nda tarihi bir başarıya imza atarak ikincilik elde etti. Finalde gösterilen performans ve alınan gümüş madalya, Türk kadın voleybolunun zirveye ne kadar yakın olduğunu gösterdi.
2020 yılında, takımımız Tokyo Olimpiyatları’na katılma hakkı kazanarak bir kez daha tarihi bir başarıya imza attı. 2021 yılında takımımız bir kez daha bronz madalya kazanarak Avrupa arenasındaki yerini sağlamlaştırdı. Bu başarı, Filenin Sultanları’nın istikrarını ve sürekli yükselen performansını gözler önüne serdi.
Takımımız, Milletler Ligi'nde inanılmaz bir performans sergileyerek şampiyon oldu. Evet, yanlış duymadınız, şampiyon! Bu tarihi zafer, Türk kadın voleybolunun dünya sahnesindeki gücünü ve kararlılığını herkese gösterdi. Maç boyunca gösterdikleri mücadele, takım ruhu ve azimle tüm Türkiye'nin göğsünü kabarttılar.
Oyuncularımız, antrenörlerimiz ve tüm destek ekibi, bu zaferler için gece gündüz çalıştılar. Onların inancı, disiplini ve çabaları sayesinde, Türk Kadın Voleybol Milli Takımı dünya voleybolunda adını altın harflerle yazdırdı.