Kadınlar Günü dayaklarla kutlandı

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Türkiye’de dayakla, bıçakla kutlandı. Ajanslara, yurdun dört bir yanından, eşiyle tartışan, onları dövüp bıçaklayan erkeklerin haberleri düştü. Erkekler; kadınların, Kadınlar Günü’nü işte böyle kutladı…

[**

**](https://www.mynet.com/kadinin-adi-mezar-tasinda-110100559491)

[**

**](http://aktuel.mynet.com/galeri/yasam/unlu-oyunculara-dayak-sheddeathe-hayir/7114/182770/sayfa/1/)


Giresun’un Espiye İlçesi’nde evine giderken silahlı saldırıya uğrayan 55 yaşındaki Zahide Tığlı kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Edinilen bilgilere göre, Yağlıdere ilçesinde İcra Müdürlüğü'nde memur olarak çalışan Zahide Tığlı iş çıkışı ikamet ettiği Espiye ilçesindeki evine geldi. Akşam yemeği için ekmek almaya gittiği fırından evine dönerken Adabük Sokağı'nda ensesinden tek kurşunla vuruldu. Ağır yaralı olarak kaldırıldığı Espiye Devlet Hastanesi'nde hayatını kaybeden Zahide Tığlı'nın cenazesi otopsi için Trabzon Adli Tıp Kurumu'na kaldırıldı. Olayla ilgili ise Zahide Zengin'in ayrı yaşadığı eşi M.T ve B.Ö gözaltına alındı. Eşini öldürmeye azmettirme iddiasıyla gözaltına alınan Zahide Tığlı'nın ayrı yaşadığı ancak henüz boşanmadığı eşi M.T'nın borçları nedeniyle yine gözaltına alınan B.Ö tarafından icraya verildiği öğrenildi. Azmettirici şüphelisi M.T ayrı yaşadığı eşi Zahide Tığlı ile ortak olan mallarını satmak istediği ancak Zahide Tığlı'nın karşı çıktığı ileri sürüldü.

Reklam
Reklam

ABLASI İLE YANI KADERİ PAYLAŞTI

3 çocuk annesi olan Zahide Tığlı'nın 2002 yılında ablası Fatma Küçük'ün de aynı kaderi paylaştığı öğrenildi. 4 kızından ikisini cinayete kurban veren anne Zafer Küçük, "4 kızım vardı birisi 2002 yılında İstanbul Bahçelievler'de boşanmak istediği eşi tarafından vurularak öldürülmüştü. Şimdi de Zahide kızım yine bir cinayete kurban gitti. Ben ise yıllar önce eşimi kaybetmemin ardından felç oldum, yataktayım" diye gözyaşı döktü.


Hatay'ın İskenderun ilçesinde bir genç, hamile olan annesini dövdüğü gerekçesiyle babasını tabancayla vurarak öldürdü.

İskenderun'un Cırtıman köyünde, ailesini ziyarete gelen Mevlüt Y. (18), uyarmasına rağmen, hamile olan annesi Filiz Y'yi (39) döven babası Bestami Y'yi (41) tabancayla vurarak yaraladı.

İskenderun Gelişim Hastanesine kaldırılan, vücuduna 10 kurşun isabet ettiği belirtilen Bestami Y. müdahaleye rağmen kurtarılamadı.

Olayın ardından kaçan Mevlüt Y'nin teslim olduğu ve suçunu itiraf ettiği, Filiz Y'nin de gözaltına alındığı bildirildi.

Reklam
Reklam

Bu arada, Bestami Y'nin eniştesini öldürdüğü iddiasıyla hapiste yattığı, 5 yıl önce tahliye edildiği öğrenildi. Mevlüt Y'nin geçen yıl evlendiği ve eşinin hamile olduğu belirtildi.


Genç kadın, koca evinde tacize, baba evinde de şiddete uğrayınca devlete sığındı. Mardin'in Savur İlçesi'nde 8 bin lira başlık parası karşılığında imam nikahıyla evlendirilen 18 yaşındaki M.A., gittiği eşinin evinde kayınbiraderinin tacizine uğradı. Tacizlerden bunalan genç kadın döndüğü baba evinde bu kez, eşinin ailesinin başlık parasını geri istemesi üzerine, parayı ödeyemeyen babası tarafından hortumla dövüldü. Kaçıp polise sığının M.A., koruma altına alınarak Kadın Sığınma Evi'ne yerleştirildi.Diyarbakır'ın Bismil İlçesi'nde yaşayan 20 yaşındaki Y.Ç., memleketi Savur'da yaşayan aşık olduğu 18 yaşındaki M.A. ile evlenmek istemesine kızın ailesi izin vermeyince, 1 yıl önce kaçırıp İstanbul'a götürdü. Aile büyüklerinin araya girmesiyle M.A., Y.Ç'nin ailesine 8 bin TL başlık parası vererek barıştı. Resmi nikah kıymayan çift, Diyarbakır'ın Bismil İlçesi'nde Y.Ç.'nin anne- baba ve ağabeyinin de bulunduğu aynı evde yaşamaya başladı.

Reklam
Reklam

KAYINBİRADERİ TACİZ ETTİ

İddiaya göre M.A., bir süre sonra eşinin evde olmadığı sırada aynı evi paylaştıkları 2 çocuk babası kayınbiraderi S.Ç.'nin tacizine uğradı. S.Ç.'nin tacizlerini sürdürüp, durumu kimseye anlatmaması için kendisini tehdit etmesi üzerine genç kadın durumu kayınvalidesi H.Ç.'ye anlatıp, yardım istedi. Ancak kayınvalide gelinini 'iftira atma ve 'O.. pulukla' suçladı.

DÖNDÜĞÜ EVİNDE HORTUMLA DÖVÜLDÜ

Yaşananlar üzerine M.A., Savur'da yaşayan babası F.A.'yı arayarak başından geçenleri atlatıp, geri dönmek istediğini söyledi. Baba F.A. gönderdiği araçla kızını yanına getirdi. Gelinlerinin babaevinedönmesi üzerine M.Ç.'nin ailesi, verdikleri 8 bin TL başlık parasını geri istedi. Başlık parasını yaşadığı maddi imkansızlık nedeniyle ödeyemeyen baba bu kez kızını tacize uğradığı kocasının yanına göndermek için üzerinde baskı kurmaya başladı. Baba F.A., gitmek istemeyen kızını hortumla dövünce, M.A. hap içerek intihar girişiminde bulundu. Baba evinde de şiddete uğrayan genç kadın, daha fazla dayanamayacağını anlayınca, babasına 'eşinin yanına gideceğini' söyleyerek evden ayrıldı.

Reklam
Reklam

POLİSE GİTTİ

Bindiği minibüsle Diyarbakır'ın Kulp İlçesi'ne giden M.A., İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne başvurup, başından geçenleri anlatarak yardım istedi. İfadesi alınan genç kadın kendisine tacizde bulunan kayınbiraderi S.Ç. kendisini döven babası F.A. ile kendisini suçlayan kayınvalidesi H.Ç.'den şikayetçi oldu. F.A.'nın götürüldüğü hastanede yapılan konrolünde 'darp ve cebir bulgsuna rastlanıldığı' yönünde rapor verildi. Cumhuriyet Savcılığı da F.A.'nın şikayette bulunduğu babası, kayınvalidesi ve kayınbiraderi hakkında soruşturma başlattı.Genç kadın, haber verilmesi üzerine Kulp Emniyet Müdürlüğü'ne gelen babası F.A. ile gitmek istemediğini söyleyince, koruma altına alındı. M.A., bir kadın sığınmaevine yerleştirildi.

DHA


Psikolog E.K eşinden gördüğü ve 6 yıl süren “şiddeti” anlattı. E.K, evliliğinin üçüncü ayında eşinden fiziki şiddet görmeye başladığını ifade etti.

Boşandığı profesör eşinden 6 yıl şiddet gördüğünü ileri süren psikolog E.K (38), “Kimse ben (şiddete maruz kalmam) demesin, kadın her zaman şiddet mağduru olabilir. Bunun eğitimle, yaptığın işle ya da kariyerinle hiç ilgisi yok” dedi.

Reklam
Reklam

Psikolog E.K eşinden gördüğü ve 6 yıl süren “şiddeti” anlattı. Evliliğinin üçüncü ayında eşinden fiziki şiddet görmeye başladığını ifade eden E.K, şöyle konuştu.

“İlk fiziksel şiddet, bir gece sabaha kadar sürdü. Kapılar kilitlendi, anahtarlar alındı, telefon kabloları söküldü, cep telefonları kırıldı, ağzım yüzüm paramparça oldu, tokatla değil yumrukla vuruyordu. 9 saate yakın eşimden şiddet gördüm. Eşi tarafından öldürülen Ayşe hanımdan daha beter hale geldim; yolunmuş saçlar, ağzım, yüzüm paramparça olmuştu. Bunun ardından şoka girdim, ardından depresyon... Sabah kalkamadığımı fark edince, kış dönemiydi dışarıdan kar getirdi, küveti karla doldurup olası bir iç kanama geçiriyorsam iç kanama dursun diye beni küvete soktu. 1-2 ay evden dışarı çıkamadım. Şikayet etmek istedim ama aileme zarar vereceği tehdidinde bulununca edemedim. Bir de sürekli (profesöre mi inanırlar sana mı inanırlar, şikayet etmeye kalkma) diyerek hep vazgeçiriyordu. Bu ne depreme benziyordu, ne de başka bir olaya, şiddet bambaşka bir şeydi. İlk şiddetten sonra değişeceğini söyleyerek, araya ailesini de koyarak beni ikna etti. Kadın hep maalesef yuvayı koruma iç güdüsüyle hareket ediyor.”

Reklam
Reklam

“BAYRAMLARI HİÇ SEVMEM”

6 yıl süren evliliği boyunca sadece fiziksel şiddete değil, sözsel şiddete de maruz kaldığını anlatan E.K, “Bütün şiddet olaylarını hafta sonu yapardı, özellikle bayram gibi uzun süreli tatillerine denk getirirdi ki resmi yerlere başvurmayayım diye. Resmi makamlara yansımayan pek çok şiddet olayı yaşadım” dedi.

Şiddetin dozunun dönem dönem değişerek devam ettiğini ileri süren E.K, eski eşinin asla şiddet uyguladığını kabul etmediğini vurguladı.

E.K, üç kere boşanma davası açtığını, üçüncü davadan sonra evliliğini bitirebildiğini ifade ederek, evliliklerinin üçüncü yılında olan kızının da babasından ilk şiddeti anne karnında 9 aylıkken gördüğünü anlattı. E.K, kızının 3 yaşında iken babasının şiddetine tekrar maruz kaldığını ve üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen konuşma bozukluğu yaşadığını söyledi. E.K, fiziki şiddetin yanında psikolojik şiddetle de mücadele ettiğini, eşinin aldatmalarına da maruz kaldığını dile getirerek, “Evliliğimizin 3. yılında kızım oldu. Onun isteğiyle oldu. (Böyle bir adamdan çocuk yapılmaz) dedim, ama onun ısrarı, annemin olayları bilmediğinden dolayı torun ısrarı üzerine bebeği yaptım. Hamileliğimin 9. ayında yine şiddete uğradım” diye konuştu.

Reklam
Reklam

Yaşadığı şiddeti ilgili makamlara bildirmesine rağmen ilk defa 2007'de eşinin evden 6 ay uzaklaştırma cezası aldığını dile getiren E.K, “Fiziki şiddete uğradıktan sonra polise başvurdum, adli tabibe gittik, başımdan yaralandığım için bütün ısrarıma rağmen tomografi çekilmedi, o sırada hamileydim bebeğim kontrol edilmedi, istememe rağmen bu yapılmadı. Eşim bu olaydan sonra 6 ay uzaklaştırma aldı, ancak raporda '100 metre' ibaresi yer almadığı için kapının önüne kadar gelip beni yine taciz etmeyi sürdürdü” diye konuştu.

Eşinden gördüğü şiddet nedeniyle mesleğini yapamaz hale geldiğini belirten E.K, “Kocamdan gördüğüm şiddet nedeniyle mesleki kariyerim bitti, hasta potansiyelim baltalandı” dedi.

TOPLUMA REZİL OLMA KORKUSU

Psikolog E.K'ye göre toplumun tüm kesimlerinde kadın yoğun bir şekilde şiddete maruz kalıyor. Eğitimli, meslek sahibi kadınlar maddi gücü olmasına rağmen şiddete maruz kalıyor ancak 'topluma rezil olma', 'kariyeri bitme' kaygısıyla gördüğü şiddeti şikayet bile edemiyor.

Toplumda eğitimli kadınların da yoğun olarak şiddete maruz kaldığını belirten E.K, “Eğitimli kadınların yüzde 90'ı benim kadar olmasa da eşinden şiddet görüyor. Şiddet gören kadın, gelenekler, (yuvam yıkılmasın) ve (çocuklarım babasız büyümesin) anlayışı, çalışıyorsa toplumun yüzüne bakamama ve kariyer sahibi ise (kariyerim bitmesi) anlayışı ile şiddet gördüğünü saklıyor” görüşünü dile getirdi.

Reklam
Reklam

AA


Adana’da, evine girdiği 96 yaşındaki kadının küpelerini çaldığı ve tecavüz ettiği iddia edilen sanığın 39 yıla kadar hapis istemiyle yargılanmasına başlandı.

Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, 6 Ekim 2010 tarihinde Yeşilevler Mahallesi Demetevler Caddesi’nde, 96 yaşındaki Ayşe U’nun evine girdiği, boğazına bıçak dayayıp kulağındaki küpeleri aldığı ve tecavüz ettiği iddiasıyla tutuklu yargılanan sanık Mehmet Fatih A. (19) ile Ayşe U. ve yakınları hazır bulundu.

Yürüme güçlüğü çektiği için mahkemeye tekerlekli sandalyeyle getirilen Ayşe U, olayı sanığın gerçekleştirdiğini ve şikayetçi olduğunu söyledi.

Olay akşamı evde yalnız olduğunu ve tespih çekerek ibadet yaptığını belirten Ayşe U, "Sanık mutfak penceresi demirini kırıp içeri girmiş. Birden karşımda gördüm. ’Ben hırsızım’ dedi ve benden para istedi. Param olmadığını söyledim. ’Paran yoksa ırzına geçeceğim’ dedi ve bana eliyle vurdu. Bu sırada eve girdiğinde mutfaktan aldığı bıçağı boğazıma dayadı. ’Küpelerimi al ama namusuma dokunma’ dedim. Kulağımdaki küpeleri zorla aldı. Sonra da, yapmamasını söylediysem de dinlemedi ve ırzıma geçti" diye konuştu.

"BU YAPTI, TÜH SANA..."

Hakimin, bir kez daha bakmasını isteyip, olayı gerçekleştirenin sanık olup olmadığını sorması üzerine Ayşe U. sanığa dönerek, "Bu yaptı. Tüh sana..." dedi.

Hakkında, "nitelikli yağma, nitelikli cinsel saldırı, nitelikli konut dokunulmazlığını ihlal etme ve mala zarar verme" suçlarından toplam 39 yıla kadar hapis cezası istenen sanık Mehmet Fatih A. ise suçlamaları kabul etmediğini ve iftiraya uğradığını ileri sürdü.

Sanık, arkadaşı Mehmet Ali Ş’nin kendisine komplo kurduğunu belirterek, "Bu olay nedeniyle psikolojim bozuldu. Mehmet Ali, esrarını satmak istemediğim için polisle işbirliği yaparak üzerime iftira atıyor. Bu kadın benim ninem değil atam yaşında. Hiçbir şey yapmadım. Mehmet Ali Ş’nin araştırılmasını, bu mahkemeye getirilmesini istiyorum. Bir falso verecektir" diye konuştu.

Mahkeme başkanı, cumhuriyet savcısının isteği üzerine Ayşe U’nun, ruh sağlığının bozulup bozulmadığının belirlenmesi için İstanbul Adli Tıp Kurumuna sevkine karar vererek, duruşmayı erteledi.


Çanakkale'de bir süre önce cezaevinden çıkan Tuncay D.(45), yol ortasında tartıştığı engelli eşi Semiha D.'yi (41) ekmek bıçağıyla boynundan keserek yaraladı.

Sokak ortasında görenleri dehşete düşüren olay Demircioğlu Caddesi'ndeki bir kırtasiye dükkanı önünde yaşandı. Bir süre önce cezaevinden çıkan ve çeşitli suçlardan sabıkası bulunan Tuncay D., dilendirdiği ve sağ bacağı aksayan engelli eşi Semiha D. ile yol ortasında henüz belirlenemeyen bir nedenden dolayı tartışmaya başladı. Çevredekilerin şaşkın bir şekilde izlediği tartışma sırasında Tuncay D., üzerinde bulundurduğu ekmek bıçağını çıkararak eşi Semiha D.'nin boynuna dayadı. Ardından da boynundan yaraladı. Olay yeri bir anda kan gölüne döndü.

Eşinin elinden kurtularak can havliyle koşmaya başlayan talihsiz kadın, 100 metre ileride yere yığılıp kaldı. Semiha D.'nin boynundan yere kanlar akmaya başladı. Olayı gören vatandaşlar hemen polisi ve 112 Acil Servisi aradı. Olay yerine gelen polis, eşini kesen Tuncay D.'yi bir sokak arkada yakaladı. Yerde yatan ve yardım bekleyen talihsiz kadına ilk müdahaleyi ise 112 Acil Servis ambulansındaki bayan sağlıkçılar yaptı. Çanakkale Devlet Hastanesi'ne kaldırılan talihsiz Semiha D. ameliyata alındı. Semiha D.'nin sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu öğrenildi.

Çevredeki vatandaşlar, Kadınlar Günü'nde yaşanan bu vahşeti korku dolu gözlerle izledi.

DHA


Şanlıurfa'da, sokak kapısını açık bıraktığı gerekçesiyle tartıştığı bir çocuk annesi hamile eşinin fırlattığı bıçağın boğazını kesmesiyle yaralanmasına yol açan öfkeli koca tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Olay, dün sabah saatlerinde Hacıbayram Mahallesi 3353, Sokak'ta meydana geldi. Bakkal işleten 26 yaşındaki Selahattin Basan, sabah saatlerinde motosikletini almak üzere döndüğü evde sokak kapısının açık eşinin de içerde olmadığını fark etti. Bunun üzerine beklemeye başlayan Basan, bir süre sonra eve gelen 24 yaşındaki eşi Zekiye ile tartışmaya başladı. Eşinin bir sokak ilerideki kayınvalidesinin evine tabak almaya gittiğini söyleyen ve eve yönelik eşine öfkelenen Selahattin Basan, bu sırada cebinde bulunan bıçağı Zekiye Basan'a fırlattı. Bıçağın boynuna isabet etmesi ile kanlar içerisinde yere yığılan bir çocuk annesi ve 3 aylık hamile olan Zekiye Basan, komşularının çağırdığı ambulans ile Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürüldü. Boğazı kesilen genç kadının tedavisine başlanırken, polis ise öfkeli koca Selahattin Basan'ı gözaltına aldı. Eyyübiye Polis Merkezi'ne götürülen Selahattin Basan, eşini sevdiğini ve tartışma sırasında öfkesinin kurbanı olduğunu ifade ederek, "Sokak kapısını açık görünce sinirlendim. Hırsızın eve girme ihtimalinden dolayı eşimle tartıştık. Bu sırada öfkelendim ve sırtı dönük eşime cebimde taşıdığım ucu kapalı olan bıçağı fırlattım. Fırlattığım bıçağın ucu açılarak eşimin boğazını kesti. Onu yaralamak gibi bir niyetim yoktu, ben eşimi seviyorum ve çok pişmanım" dedi.

Selahattin Basan, ifadesinin alınmasının ardından sevk edildiği mahkemece 'kasten yaralama' ve '6136 sayılı kanuna muhalefet' suçlarından tutuklanarak cezaevine gönderildi. Hastanede tedavisi süren Zekiye Basan'ın sağlık durumunun ise iyiye gittiği açıklandı.


Kayseri'de nakliyecilik yapan 38 yaşındaki Celalettin Genç, kendini yemeğe götürmesini isteyen 21 yıllık eşi 37 yaşındaki Nevin Genç'i, döverek hastanelik etti.

Kocasinan İlçesi Yenimahalle'de oturan Celalettin Genç, sabah otomobiliyle eşi Nevin'i, diş hastanesine tedaviye götürdü. Hastane dönüşü Celalettin Genç, bir çalışanı ile yemeğe gideceğini söyleyince Nevin Genç, Dünya Kadınlar Günü olduğunu hatırlatarak "Öğle yemeğini benimle ye" dedi. Çıkan tartışmada kavgaya dönüşünde Celalettin Genç, eşi Nevin'i yumruklaladı.

Yaralanan Nevin Genç, Kayseri Eğitim ve Araştırma Acil Servisi'nde tedaviye alınırken, eşi Celalettin'den şikayetçi olduğunu söyledi.

DHA


Balıkesir'de 70 yaşındaki baba Hüseyin Erden, zihinsel engelli kızını sopayla döverek öldürdüğü iddiasıyla gözaltına alındı. Cinayet, babanın kızını dövüp evden çıktıktan sonra karıştığı bir bıçakla adam yaralama olayı nedeniyle gözaltına alınması sonucu ortaya çıktı. Alınan bilgiye göre, olay bugün 2. Sakarya Mahallesi Güven Sokak'ta meydana geldi. Aynı adreste oturan Hüseyin Erden (70), 12 yıl önce şiddetli geçimsizlik nedeniyle kavga ettiği eşiyle boşandı. Zihinsel engelli kızı, babanın isteği üzerine kendisinde kaldı. Olay günü, baba kızı Ayten Erden'i (35) susması için uyardı. Ses çıkarmaya devam eden kızını önce yumrukla darp ettiği ileri sürülen öfkeli baba, daha sonra zihinsel engelli kızın değişik yerlerine demik çubuk ve sopayla vurdu. Kızını dövdükten sonra evden ayrılan baba, aynı semtte bulunan bir kahvehanenin önünde, daha önce aralarında tartışma yaşandığı öğrenilen Cemil Işık (59) ile karşılaştı. Baba Hüseyin Erden, hakkında dedidoku yaptığını ileri sürdüğü Cemil Işık'a yanında taşıdığı ekmek bıçağı ile saldırdı. Karın boşluğu ve sırtından aldığı bıçak darbeleri sonucu yaralanan Işık, olay yerine gelen abdulans ile Balıkesir Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı.

Vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine gelen güvenlik güçleri tarafından gözaltına alınan Hüseyin Erden, polislere, evde bulunan zihinsel özürlü kızı dövdüğünü ve gidip durumuna bakmak istediğini söyledi. Bunun üzerine baba ile birlikte eve giden polisler, zihinsel engelli kızın cesediyle karşılaştı. Ayten Erden'in vücudunun morardığı ve aldığı darbeler sonucu yaşamını yitirdiği belirlendi. Baba, gözaltına alınırken, hastanede sağlık kontrolünden geçirildi. Bu arada, kızın cesedi, Devlet Hastanesi'ndeki Adli Tıp Morguna kadıldırıldı.

Katil zanlısı Hüseyin Erden'in, 12 yıl önce de eşini öldürmeye teşebbüs ettiği gerekçesiyle poliste sabıka kaydı bulunduğu öğrenildi. Olayla ilgili başlatılan soruşturmanın sürdüğü bildirildi. (Cihan)


Türkiye’de son 8 yılda kadın cinayetlerinin sayısı şöyle:

2002: 66

2003: 83

2004: 164

2005: 317

2006: 663

2007: 1011

2008: 806

2009: 953

SİMGE CİNAYETLER

5 ŞUBAT: Tekirdağ’da Aziz Çetinkaya, başkasıyla birlikte olduğu gerekçesiyle eski eşi Songül Elçi’yi; Şanlıurfa’da Kadir Çakmak ayrılmak üzere olduğu eşi Remziye Çakmak’ı öldürdü.

7 ŞUBAT: İstanbul Bahçelievler’de Mustafa Akkuş, ayrı yaşadığı eşi Sakine Akkuş’u ‘Geri dön’ çağrısını kabul etmediği gerekçesiyle sokak ortasında öldürdü.

9 ŞUBAT: İstanbul Ümraniye’de Arzu Yıldırım’ı ayrıldığı sevgilisi Mustafa Çilingir sokak ortasında silahla vurarak öldürdü.

11 ŞUBAT: Kayseri Kocasinan’da Yaşar Gedik, kendisini işten çıkaran eski patronu Alper Yıldırım’ın eşi Ayla Yıldırım’ı bıçaklayarak öldürdü.

13 ŞUBAT: Şanlıurfa’da Abdurrahman Aktaş, kocasına açtığı boşanma davasından vazgeçen kızı Gülhan Alkan’ı av tüfeğiyle vurdu.

15 ŞUBAT: İstanbul Ataşehir’de Salih Erdem, beş yıldır ayrı yaşadığı eşi Saliha’yı kendisini aldattığı iddiasıyla öldürdü.

20 ŞUBAT: İzmit Gebze’de Çiğdem Karakuş’u, kocası aldattığı gerekçesiyle pompalı tüfekle başına ateş ederek öldürdü.

21 ŞUBAT: Eskişehir’de Metin Tan iki yıl önce kendisini terk eden eski nişanlısı Münise Sever’i pompalı tüfekle öldürdü.

22 ŞUBAT: Adana’da Vedat Yılmaz, ayrılmak üzere olduğu eşi Özlem Yılmaz’ı boğazını keserek öldürdü.

BOŞANMAK İSTEDİLER DİYE...

23 ŞUBAT: Adana’da Süleyman Dağlı, boşanma davası açan eşi Semiha’yı boşanmaktan vazgeçmediği için pompalı tüfekle öldürdü.

23 ŞUBAT: İstanbul Üsküdar’da iki çocuk annesi Arzu Odabaş’ı, ayrı yaşadığı eşi Mustafa Odabaş 6 kurşunla öldürdü.

26 ŞUBAT: İstanbul Maltepe’de Tarık E. birlikte yaşadığı Şehri Filiz’i cadde ortasında bıçaklayarak öldürdü.

28 ŞUBAT: İstanbul’dan Antalya’ya giden Ömer Dilek, ayrı yaşadığı eşi Tuğba Dilek’i silahla vurarak öldürdü.

1 MART: Mersin’de 19 yaşındaki Hatice Fırat, ağabeyi tarafından, aile meclisi kararıyla öldürüldü.

2 MART: Bartın’da Nilgün Usta, sevgilisi Ahmet Unutur tarafından öldürüldü.


129 kişinin can verdiği feci olay, 8 Mart'ı Kadınlar Günü'nü olarak kabul ettirdi.

**129 KİŞİ CAN VERDİ** 8 Mart 1857 tarihinde ABD'nin New York kentinde 40 bin dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda çoğu kadın 129 işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 100 bini aşkın kişi katıldı. **İLK OLARAK 1910 TARİHİNDE GÜNDEME GELDİ** 26 - 27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka'nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart'ın "Internationaler Frauentag" (International Women's Day - Dünya Kadınlar Günü) olarak anılması önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi.İlk yıllarda belli bir tarih saptanmamıştı ve değişen tarihlerde fakat her zaman ilkbaharda anılıyordu. **1977 YILINDA RESMİLEŞTİ** Tarihin 8 Mart olarak saptanışı 1921'de Moskova'da gerçekleştirilen 3. Uluslararası Kadınlar Konferansı'nda gerçekleşti. Birinci ve İkinci Dünya Savaşı yılları arasında bazı ülkelerde anılması yasaklanan Dünya Kadınlar Günü, 1960'lı yılların sonunda Amerika Birleşik Devletleri'nde de anmaya başlanmasıyla daha güçlü bir şekilde gündeme geldi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart'ın "Dünya Kadınlar Günü" olarak anılmasını kabul etti.
Anahtar Kelimeler: