Kadınlar, iş hayatında 'erkek gibi davranmak' zorunda hissediyor

İş gücünün yarıdan fazlasının kadın olduğu bilinen kültür-sanat sektöründeki kadın profesyonellerin ve yöneticilerin ihtiyaç ve isteklerini ortaya çıkarmak için British Council tarafından hazırlanan ‘Kültürde Kadın Gücü’ araştırmasıyla, Türkiye’de yaratıcı sektörlerde yer alan kadın liderlerin profilleri, mevcut rolleri ve etkileri incelendi.

Toplumsal cinsiyet bakış açısından ele alındığında, kadınların yüzde 40'ı sektörde kadın olmanın zorluğuna dikkat çekerken, yüzde 25'i de mesleki hayatında bazen ‘erkek gibi davranmak’ zorunda kaldığını kabul ediyor.

British Council, başlattığı ‘Kültür ve Sanat Alanında Kadın ve Liderlik’ programı ile kültür-sanat alanındaki kadın profesyonellerin mesleki ilerlemesini desteklemeyi ve alanlarında değişim gerçekleştirebilme potansiyellerini teşvik etmeyi amaçlıyor. Kadınların güçlendirilmesi ve cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının kapsayıcı bir toplum için büyük önem taşıdığına inanan British Council, bu doğrultuda yakın zamanda gerçekleştirdiği ‘Kültürde Kadın Gücü’ araştırması ile Türkiye’de yaratıcı sektörlerde yer alan kadın liderlerin profillerini, mevcut rollerini ve etkilerini inceliyor.

Reklam
Reklam

Üç yıllık ‘Kültür ve Sanat Alanında Kadın ve Liderlik’ programının bir parçası olan ve Türkiye’deki kadın liderlerin sektördeki ihtiyaç ve isteklerinin daha iyi anlaşılmasını amaçlayan araştırma, aynı zamanda kadınların karşılaştığı zorlukları ve kariyer gelişimlerine yönelik beklentilerini belirlemeyi ve araştırma katılımcılarının gözünden sektörün genel olarak nasıl algılandığını anlamayı hedefliyor.

TÜRKİYE'DE KADIN İSTİHDAM ORANI YÜZDE 33,6

Türkiye İstatistik Kurumu’nun son verilerine göre, 2017 yılı itibariyle Türkiye’de kadınların istihdam oranı (yüzde 33,6), erkeklerin istihdam oranının yarısından az (yüzde 72,5). İstatistikler aynı zamanda, 2017 yılında kadınların işsizlik oranının (yüzde 14,1), erkek işsizlik oranından (yüzde 9,4) çok daha yüksek olduğunu gösteriyor. Dünya Ekonomik Forumu tarafından derlenen Cinsiyet Açığı Endeksi de, Türkiye'nin kadınların işgücüne katılımı ve profesyonel ve teknik rollerde temsil edilmesinde 131. sırada olduğunu belirtiyor. Bu doğrultuda, 255 sanat profesyonelinin katılımıyla gerçekleştirilen ‘Kültürde Kadın Gücü’ araştırması, kültür-sanat sektörünün kadın çalışan ağırlıklı yenilikçi bir sektör olarak görülmesine rağmen işe alım, terfi, kariyer gelişimi ve maaş gibi konularda eşitsizliğin çeşitli aşamalarda göründüğünü ortaya koyuyor.

Reklam
Reklam

KADINLARIN KARŞILAŞTIKLARI ZORLUKLARDAN BİRİ DE KÜLTÜR-SANATIN DEĞERİYLE İLGİLİ TOPLUMSAL ALGI

Türkiye’de kültür-sanatın gelişmekte olan bir sektör olduğunun altını çizen araştırmada, kurumlar arası iş birliği eksiklikleri, ortak eylem platformlarının sınırlı sayıda olması, kültür-sanat değerleriyle ilgili toplumsal algı ve Türkiye’nin değişen uluslararası gündemi ve güvenlik sorunları gibi konular, sektörün gelişimi önündeki kısıtlama ve zorluklar arasında yer alıyor. Katılımcılar tarafından, özel sektörün kamu sektörüne oranla, Türkiye’de kültür-sanat sektörünün varlığına ve gelişimine daha büyük katkı sağladığı belirtiliyor.

OLUMLU ÇALIŞMA ORTAMI

Cinsiyet eşitliği ilkelerini benimseyen kültür-sanat kurumlarında çalışmanın daha öncelikli olduğunu belirten kadın profesyoneller, aynı zamanda hayallerindeki işte çalışmanın, üretkenliğin, entelektüel tatminin ve sosyal faydanın bu alanda çalışma konusunda kendilerini motive ettiğini söylüyor.

‘Kültürde Kadın Gücü’ araştırmasının sonucuna göre, sektörde çalışan kadın profesyoneller ve yöneticilerin yüzde 80’inin fiziksel çalışma ortamlarından, yüzde 79’unun iş arkadaşlarından ve yüzde 72,5’inin üst kademe yöneticilerinden memnun olduğu ortaya çıkıyor. Bunların çalışanlar için olumlu çalışma ortamını sürdüren unsurlar olduğu düşünüldüğünde, kadın çalışanların bu sektörde çalışmaktan mutlu olduğu sonucuna varmak mümkün.

Reklam
Reklam

KADINLAR YÖNETİCİLİĞE HAZIR

Araştırmaya katılan kadınların yüzde 72’si kariyerlerinde ilerlemek istediğini belirtiyor ve yüzde 55’i yönetici olmaya hazır olduğunu ekliyor. Bu yüksek yüzdeler, kültür-sanat alanındaki liderlik pozisyonlarında gelecekte daha fazla kadının olacağına işaret ediyor.

Toplumsal cinsiyet bakış açısından ele alındığında, kadınların yüzde 40’ı sektörde kadın olmanın zorluğuna dikkat çekerken, yüzde 25’i de mesleki hayatında bazen “erkek gibi davranmak” zorunda kaldığını kabul ediyor. Öte yandan bu soru kadın yöneticilere sorulduğunda, oran değişiyor. Üst düzey kadın yöneticilerin yüzde 56’sı, bu sektörde kadın olmanın zor olmadığını belirtiyor, buna mukabil erkek yöneticilerin fikirlerinin daha fazla ciddiye alındığını düşünüyor.

DÜŞÜK MAAŞLARA RAĞMEN YÜKSEK KARİYER GELİŞİM DESTEĞİ

Kültür-sanat sektöründeki maaşların, diğer sektörlere kıyasla daha düşük olduğunu düşünen kadın profesyonellerin yüzde 66’sı, maaşlarının aylık masraflarını karşılamak için yeterli olmadığını, yüzde 53’ü geçinmek için ebeveynlerine ve yüzde 39’u eşlerine/partnerlerine bel bağladıklarını belirtiyor. Dolasıyla, toplumun dezavantajlı kesimlerinden gelen kadınların, düşük maaşlar sebebiyle sektörde kalma konusunda zorlanmalarının olası olduğu sonucuna varılabilir. Düşük maaşlara rağmen, kültür-sanat sektöründe kariyer gelişim desteği de bir o kadar yüksek. Kadınların yüzde 71’i kariyer gelişimi için desteklendiğini belirtiyor. Katılımcıların yüzde 49’u, kariyer gelişiminde ilk olarak deneyim paylaşımı ve meslektaşlar arası öğrenmeye imkân tanıyacak profesyonel eylem platformlarını tercih ederken, bunu yüzde 44 ile iş ilişkileri geliştirme (networking) ve yüzde 33 ile belirli konularda rehberlik ve eğitimler izliyor. Bu tarz platformlar, liderlik potansiyelini gerçeğe dönüştürmede hayati bir rol oynayabilir.

Reklam
Reklam

SEKTÖR GELİŞİMİ İÇİN ÖNERİLER

‘Kültürde Kadın Gücü’ araştırmasında ortaya çıkan veriler doğrultusunda, çalışma koşulları ve saatlerinin standart hale getirilmesi ve iyileştirilmesi için çaba gösterilmesinin, bakım sorumluluğu olan çalışanların desteklenmesinin, alandaki fon kaynakları sınırlı olsa da düşük maaşların iyileştirilmesinin ve işyerinde ayrımcılığın önüne geçmek adına farkındalığın artırılmasının, kültür-sanat sektörünün gelişmesi ve büyümesi için faydalı olacağı düşünülüyor.