Kadınlarda kısırlık tedavisinde başvurulan 5 yöntem

Op. Dr. Bilgi Uslu Aybar, anne olma hayali kuran kadınlar için kısırlık tedavisinde kişiye özel uygulanan pek çok seçenek olduğunu belirtti.

Memorial Antalya Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. Bilgi Uslu Aybar, kadınlarda kısırlık hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı.

Kısırlığın en yaygın nedenleri arasında kadınların yüzde 40’ında görülen yumurtlamanın olmamasının gösterildiğini aktaran Aybar, "Yumurtlamama durumu, yumurtalık veya birincil yumurtalık yetmezliği (POI) ya da polikistik over sendromu gibi durumlardan kaynaklanabiliyor.

Ayrıca kadın kısırlığı nedenlerinin arasında yaş, sigara ve alkol tüketmek ve aşırı kilolar da yer alıyor. Anne olma hayali kuran kadınlar için kısırlık tedavisinde kişiye özel olarak uygulanan pek çok seçenek de bulunuyor" dedi.

Reklam
Reklam

"KISIRLIK FARK EDİLMEYEBİLİR"

Kısırlığın en az bir yıl ya da kadın 35 yaşın üzerindeyse 6 ay denemeden sonra hamile kalınamaması anlamına geldiğini kaydeden Aybar, "Bir kadın düşük yapmaya devam ederse buna da infertilite adı verilmektedir. Kadın infertilitesi; yaş, fiziksel problemler, hormon problemleri, yaşam tarzı veya çevresel faktörlerden kaynaklanabilir. Kişide herhangi bir kısırlık belirtisi olmayabilir ve bu nedenle kısırlık fark edilmeyebilir. Kısırlık belirtileri, kısırlığın kaynaklandığı duruma da bağlı olabilir. Pek çok sağlık durumu kadınların hamile kalmasını zorlaştırabilir. Kadınlarda adet döngüsündeki ve yumurtlamadaki değişiklikler kısırlığa bağlı bir hastalığın belirtisi olabilir" ifadelerine yer verdi.

Kadınlarda kısırlık belirtilerinden bahseden Aybar, "Anormal sikluslar (anormal adet döngüsü) kanama normalden daha fazla veya daha hafiftir. Düzensiz sikluslar (düzensiz adet döngüsü) adet başlangıçları arasındaki süre her ay değişir. Adet görmeme. Ağrılı adet dönemleri, sırt ağrısı, pelvik ağrı ve kramp olabilir. Bazen kadın kısırlığı bir hormon sorunuyla ilgilidir. Bu durumda semptomlar; ciltte sivilce, aknenin artması ve cilt değişiklikleri, cinsel dürtü ve arzudaki değişiklikler, dudaklarda, memede ve çenede kıllanma, saç dökülmesi veya saç seyrelmesi, kilo almayı içerebilir. Emzirme ile ilgili olmayan meme uçlarından süt beyazı akıntı, seks sırasında ağrı kısırlığa yol açabilecek diğer rahatsızlık belirtileri olabilir" diye konuştu.

Reklam
Reklam

"ADIMLARIN DOĞRU ŞEKİLDE GERÇEKLEŞMESİ GEREKİR"

Hamile kalmak için yumurtlama ve döllenme sırasındaki tüm adımların doğru bir şekilde gerçekleşmesi gerektiğinin altını çizen Aybar, "Çiftlerde kısırlığa neden olan sorunlar bazen doğuştan, bazen de hayatın ilerleyen dönemlerinde ortaya çıkar. Kısırlık nedenleri bir veya her iki partneri de etkileyebilir ve bazen hiçbir sebep bulunamaz. Bazı kadınların doğurganlığı iyileştirmek için yalnızca bir veya iki tedaviye ihtiyacı vardır. Ancak bazen hamileliği sağlamak için birkaç farklı tedavi kombinasyonuna başvurmak gerekebilir" dedi.

"KISIRLIK TEDAVİLERİ"

Aybar, kadınlarda kısırlık tedavisi için uygulanan yöntemleri ise şöyle sıraladı:
"Yumurtlamayı uyarıcı ilaçlar; yumurtlama bozuklukları nedeniyle kısır olan kadınların temel tedavisidir, bu ilaçlar yumurtlamayı düzenler veya uyarır.

Aşılama /Intrauterın Inseminasyon (IUI); aşılama sırasında yumurtalık döllenmek üzere bir veya daha fazla yumurta bıraktığında sağlıklı spermler doğrudan rahme yerleştirilir. Kısırlığın nedenlerine bağlı olarak IUI’nin zamanlaması normal döngüyle veya doğurganlık ilaçlarıyla koordine edilebilir.

Reklam
Reklam

Doğurganlığı geri kazanmak için ameliyat yapılabilir; endometrial polipler, uterin septum, intrauterin skar dokusu ve bazı miyomlar gibi rahim sorunları histeroskopik cerrahi ile tedavi edilebilir. Endometriozis, pelvik yapışıklıklar ve daha büyük fibroidler, laparoskopik cerrahi veya daha büyük bir karın kesisi ile ameliyat gerektirebilir.

Yardımcı üreme teknolojisi (tüp bebek tedavisi); yardımcı üreme teknolojisi, yumurta ve spermin işlendiği herhangi bir doğurganlık tedavisidir. ART’nin birkaç türü vardır. Tüp bebek, birden fazla olgun yumurtanın uyarılmasını ve alınmasını, laboratuvarda özel alanlarda sperm ile döllenmesini ve döllenmeden birkaç gün sonra embriyoların rahme yerleştirilmesini içerir.

İntrasitoplazmik sperm enjeksiyonu (ICSI); bu teknikte tek bir sağlıklı sperm, doğrudan olgun bir yumurtaya enjekte edilir. ICSI genellikle sperm kalitesi veya miktarı düşük olduğunda veya önceki IVF döngüleri sırasında döllenme girişimleri başarısız olduğunda kullanılır."

Anahtar Kelimeler: