“Erkekler Mars’tan, kadınlar Venüs’ten gelir” sözünü hayatınızın bir alanında mutlaka duymuşsunuzdur. Kadın ve erkekler yaşamları boyunca olaylara farklı bir pencereden bakarlar. Öyle ki kadınlar ve erkekler için insanoğlunun varlığından itibaren oluşturulan kafalara kazınan ön yargıların olduğunu belirtmek gerekir. Erkeklere göre kadınlar ne istediğini bilmeyen, çok konuşan, aşırı detaylı ve ayrıntılı düşünen, duygusal varlıklardır. Peki kadınların bakış açısından erkekler nasıl gözüküyor? İşte erkekler hakkında kulaktan kulağa dolaşan doğru bilinen yanlışlar...
Aşk acısını bir kez tatmış olan kadın, “Erkeklere güvenilmez, erkek değil mi hepsi aynı” mottosunun hayatının bir parçası haline getirir. Bu genel bir tavır olmakla beraber güvensizliği de beraberinde yaşatır. Ancak unutmamanız gereken en önemli nokta sağlıklı bir ilişkinin temelini güvenin oluşturduğudur. Kendinize sık sık “Her erkek yalan söylemez ve aldatmaz” demeyi ihmal etmeyin.
Bir erkeğin hal ve hareketlerine, özellikle erkek arkdaşlarıyla olan konuşmalara baktığınızda aşktan önce cinselliği düşündüğünü anında anlayabilirsiniz. Ancak bu durum zannedilenin aksine daha karmaşıktır. Erkek aşık olduğunda tamamen bütün benliğiyle o kişiye kendisini adar. Bu nedenle aşk her zaman cinsellikten ön plandadır. Son zamanlarda yapılan araştırmalara göre, erkeklerin yarısı günde 19 kereden daha az seks düşünüyor. Bu erkeklerin gün içinde yemek düşündüğü sayıyla aynı.
Erkeklerin özgür kadınlardan hoşlanması genellikle kendi ayaklarının üzerinde duran, güçlü ve onun kişisel alanlarına müdahale etmeyen kişilik yapısını ifade eder. Bu aslında ikili ilişkilerin en büyük yanılgılarından biridir. Çünkü erkekler her ne kadar güçlü kadınlardan hoşlandıklarını ifade etseler de dominant ve baskıcı karakterlerden çekinirler. Aslında üzerinde hakimiyet kurabileceği ve egosunu sarmayacak ilişkiler yaşamak isterler.
Bu durum aslında sadece erkekler için geçerli değildir. Çünkü iki tarafta ilk tanışmalarında dış görüntüye göre izlenimlerini oluştururlar. Fiziksel özellikler elbette ki önemlidir ancak erkekler için ‘çekicilik’ daha ön plandadır. Bu iki kavram aynı olarak düşünülse de aralarında büyük farklar vardır. Bir kadının çekiciliği söz konusu olduğunda devreye fiziksel özelliklerin yanında zeka ve kendine güveni devreye girer.
Erkeklerin kadınlara kıyaslandığında daha az duygusal oldukları düşünülür. Hatta erkeklerin ağlaması çoğu kişi için oldukça güç ve etkileyicidir. Bir kadın ağlayan bir erkek gördüğünde içten içe yelkenleri hemen indirme taraftarı olur. Ancak erkeklerin iç dünyasına inildiğinde küçük bir çocuk olduğunu unutmamalısınız. Bu nedenle duygular söz konusu olduğunda erkekler aklı ve mantığı bir kenara bırakarak hissettiklerini dolu dizgin bir şekilde yaşarlar.
Erkeklerin kadınlara göre daha geç olgunlaştıkları düşünülür. Ancak bunun altında erkek çocuklarının anneleriyle olan ilişkileri yatar. Bu nedenle her erkeğin aynı yapıda olduğunu ve geç olgunlaştığı kanısına varmak yanlış olacaktır.
Her erkek kadınların bir araya geldiklerinde mutlaka dedikodu yaptığını söyler. Ancak kendilerini çok masum gösteren erkeklerin de en az kadınlar kadar dedikodu yaptıklarını belirtmemiz gerekir. Hatta çoğu erkek “Biz olanı konuşuyoruz” diyerek bunun dedikodu olmadığını iddia eder.
Dizi ve filmlerde gördüğümüz kavga sahnelerinin büyük bir çoğunluğunda erkekler vardır. Genel çıkarım olarak erkeklerin kendi gücünü göstermek adına kavga etmekten hoşlandıklarını düşünebilirsiniz. Ancak bir erkek aşık olduğu kadınla yaşadığı ilişkide tartışmayı sevmez. Çünkü gündelik hayat içerisindeki tartışmalar onu yorar. Bir de özel hayatında kaos yaşamak istemez. İlişkilerde tartışma ortamında erkek kaçmayı veya dinlemeyi tercih eder.
Yeni bir ilişkinin başlangıcında erkeklerin ilk adımı atması beklenir. Ancak bu kimi durumlarda zannedildiği kadar kolay olmaz. Erkekler çoğu zaman reddedilme korkusuyla adım atmak istemezler. Onun yerine kadınların hareketlerini ve tavırlarını incelemeyi tercih ederler. Bunun temelinde ise duygularını dile getireceği zaman reddedilmeyeceğinin garantisini ister.
Kadın ve erkek ilişkilerinin en temel cümlesi aslında erkeklerin kalbine giden yolun midesinden geçtiği yönündedir. Erkekler iyi yemek yapan kadınlarla beraber olmak isterler. Ancak modern dünyanın dinamikleri içinde sadece iyi yemek yapmak bir ilişki için asla yeterli değildir. Erkekler aslında sadece karınlarının doymasını değil, ruhen ve bedenen de doymayı istiyor.