Aşırı kilo sonucunda karın içi basıncının artarak idrar torbasında basınç yarattığını ve bununda idrar torbasını ve idrar yolunu tutan hamak şeklindeki kasların fonksiyonlarını kaybetmesine ve aşağı doğru sarkmasına neden olduğunu belirten Doç. Dr. Ergin, kadınları idrar kaçırma sorunu ile karşılaşmamaları için kilolarına dikkat etmeleri konusunda uyardı.
İdrar kaçırma sorunu ile karşı karşıya olan bir çok hastanın, aşırı kilolu olduğunu söyleyen Doç. Dr. Tolga Ergin, bu hastaları normal vücut kitle endeksine indirdiklerinde ve kegel egzersizlerini yaptırdıklarında belirli bir başarı elde edebildiklerini belirtti. İleri safhalardaki idrar kaçırmalarda cerrahi müdahaleye başvurduklarını söyleyen Ergin, uygulanan farkı teknikler olduğunu ancak TVT gibi askı ameliyatlarının günlük yaşama en kısa sürede dönebilmeyi sağlayan tekniklerden olduğunu belirtti. Bu yöntemle hastanın nekahat döneminin kısa, hastanede kalma ve iş gücüne kavuşma süresinin de çok az olduğunu belirten Doç. Dr. Tolga Ergin, TVT tekniğinin uzun dönem sonuçlarının % 85 başarı oranı olduğuna da dikkat çekti. Eğer idrar kaçırma sorunu cerrahi müdahale gerektirecek aşamadaysa, ameliyat sonrası başarının azalmaması için ameliyat öncesi veya sonrası hastanın normal kilosuna dönmesi gerektiğine de dikkat çeken Ergin, aşırı kilonun direk olarak idrar kaçırmayı tetikleyici bir faktör olduğunu söyledi.
DİĞER İDRAR KAÇIRMA NEDENLERİ
Doç. Dr. Tolga Ergin, 5-6 kadından birinde ortaya çıkan idrar kaçırma sorunun her yaş aralığındaki kadında görülebileceğini ve bu sorunun başka tetikleyici faktörleri de olabileceğini belirterek sözlerine şöyle sürdürdü: " Aşırı kilo idrar kaçırmada önemli bir etken. Bunun dışında menopoz, fazla sayıda zorlanarak gerçekleştirilmiş normal doğum, kronik öksürük gibi karın içi basıncın artmasına neden olabilecek faktörler ve ailede bu hastalığa olan yatkınlık idrar kaçırma nedenleri arasındadır. Eğer ailede veya yakın akrabalarda idrar kaçırma sorunu ile karşı karşıya kalan biri varsa, o kadının idrar kaçırma problemi ile karşılaşma riski üç kat artıyor".
MENOPOZ VE İDRAR KAÇIRMA
Menopoz dönemi ile birlikte östrojen hormonunun azalmasının idrar kaçırmayı tetiklediğini ifade eden Doç.Dr. Ergin, "Östrojen hormonu, idrar yolu bölgesindeki bağ dokusu ve kasların kanlanmasının yanında, idrar yolu basınç ve uzunluğuna da pozitif etkilerde bulunur. Menopoz dönemiyle birlikte ostrojen hormonunun azalması bu olumlu etkileri ortadan kaldırır ve menopoz döneminde kadınların idrar kaçırma sorunu ile karşılaşma riski yükselir. " dedi.
TANISI NASIL KONULUYOR?
İdrar Kaçırma nedenini başlıca iki ana başlık altında toplayan Doç. Dr. Tolga Ergin hastalığın idrar kesesindeki (mesane) bozukluktan ya da idrar kesesi ve idrar yolunu hamak şeklinde destekleyen kasların zayıflaması nedeniyle ortaya çıkabileceğini ifade etti. Genital muayene ve bu sırada yapılabilecek bazı testlerle yüzde 80 oranında hastalığın tanısının konulabileceğini belirten Doç.Dr. Ergin, hastalığın tanısının konulmasının bir üst basamağının da ürodinami tekniği olduğunu vurguladı.
Kadınların büyük bir çoğunluğunun bu sorun yüzünden doktora gitmekten utandıklarını ve çekindiklerini söyleyen Doç. Dr. Tolga Ergin, "İdrar kaçırma tanısı konulan hastaların yüzde 70'i başka bir sebepten dolayı doktora geliyor. Çünkü hastalar hem bu sorundan utanıyor hem de ‘çok doğum yaptım , menopoza girdim artık bu benim yaşamımın bir parçası' diye düşünerek kendi yaşam kalitelerini düşürüyorlar. Oysaki bu kesinlikle doğru değil. Kadınların hiçbir şekilde bundan çekinmeden utanmadan bunun bir rahatsızlık olduğunu bilerek doktora danışmalarını öneriyoruz. Bu hastalığın tanısının konulması bir muayene süresi içinde biter. İdrar kaçırma tanısı için yapılan muayenelerin hiçbiri utanılacak yada zorlanılacak muayeneler değildir.
TEDAVİSİ NASIL YAPILIYOR?
İdrar kaçırma sorunu olan bayanlarda, hastanın şikayetine ve idrar kaçırmanın tipine göre tedavi basamakları olduğunu belirten Doç. Dr. Tolga Ergin "Öncelikle hastaya, kegel egzersizleri denilen idrar yollarını istemli olarak kasıp bırakmaya dayanan egzersizler öğretiliyor. Günün belirli dönemlerinde belirli sıklıklarla ve sayılarla bu egzersizlerin yapılarak idrar yolları kaslarının güçlendirilmesi sağlanmaya çalışılır. Ayrıca sıvı kısıtlanması, diyet değişiklikleri ve kilo verdirmek gibi ek önerilerde bulunulur. Bütün bunların sonunda şikayetler hala devam ediyorsa son basamak cerrahi tedavidir. Artık teknolojik imkanlar sayesinde cerrahi tedavi çok kolaylaştı. Genel anestezi yapmadan, lokal anestezi ile uygulanan TVT ameliyatı hastalara büyük konfor sağlıyor. Karından kesi yapılmadan, vajinal olarak üretranın altına askı dikişleri yerleştiriyoruz. Buradaki maksat aşağıya sarkmış olan dokunun eski yerine kaldırılması ve sabitlenmesi. Ameliyat yaklaşık 20 dakika sürüyor ve hasta aynı gün taburcu ediliyor. Başarı şansı dünyada altın standart olarak kabul edilmiş yüzdelerin içinde. Bir yıllık yüzde 90-95, beş yıllık yüzde 85 başarı oranına sahip". diye konuştu.