Şöyle çevrenize bir bakın; komşularınızı, akrabalarınızı… gözden geçirin. Göreceksiniz ki, 40 yaşın üstündeki dulların çoğu kadın. Hemen hepimizin dul bir yengesi, anneannesi, babaannesi, halası, teyzesi vardır, ama dul amcaların, dayıların, dedelerin sayısı bunlara göre hayli azdır.
Geçen hafta Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yapılan bir açıklamada ‘’Türkiye’de 40 yaş üstü erkeklerin yaşam sürelerinin, kadınlara oranla daha kısa olduğuna dikkat çekilerek, ülkemizde erkeklerin karşılaştığı sağlık risklerinin başında koroner kalp hastalıklarının yer aldığı’’ bildirildi.
Açıklamada, hiçbir istatistiksel bilginin yer almaması, yani ne 40 yaş üstü erkek ve kadın nüfusunun ve ne de bunların dulluk oranlarının bildirilmemiş olması Bakanlığın ciddiyetine hiç yakışmamış olsa da, neredeyse herkesin bildiği hayatın bu gerçeğinin böylece artık ‘resmi’ bir bilgi sıfatını almış olması da kayda değer bir durumdur.
ERKEKELER GÜÇLÜ VE HIZLI AMA…
Kadınların erkeklere oranla daha uzun yaşamaları elbette sadece Türkiye’ye ait bir özellik değil. Bu Afrika’dan Amerika’ya, Asya’dan Avrupa’ya dünyanın tüm ülkeleri için geçerli, biri hariç. Sadece Nepal’de erkekler kadınlardan daha uzun süre yaşıyorlar, ne hikmetse.
İşin ilginç tarafı kadınların daha uzun yaşamalarının yalnız insanlara özgü olmaması. Böceklerden parazitlere, deniz kabuklularından solucanlara, örümceklerden sürüngenlere ve balıklara kadar birçok canlı türünün dişilerinin hayat süreleri daha uzun.
Erkeklerin kadınlara göre daha ‘güçlü’ ve daha ‘hızlı’ da olmalarına rağmen, kadınların 5-10 yıl daha fazla yaşamaları gerçekten şaşırtıcı. Demek ki ne kaba kuvvet, ne hızlı koşmak ve hızlı yüzmek ömrümüze ömür katmıyormuş. İstatistikler, 80 yaşın üzerindeki nüfusun 2/3’ ünü kadınların oluşturduğunu gösteriyor. 100 yıldan fazla yaşama şansını yakalayanların ise %76’sı kadın !
KADINLARIN UZUN YAŞAMA SIRLARI
Kadınların erkeklere oranla daha uzun yaşamalarının esas olarak her iki cins arasındaki biyolojik ve genetik farklılıklarla ilgili olduğu düşünülüyor. Ayrıca, kadın ve erkeklerin sosyal, kültürel, çevresel bakımlardan değişik şartlara maruz kalmaları da elbette çok önemli.
İşte bu farklar nedeniyle, koroner kalp hastalıkları, hipertansiyon, kanser, KOAH… gibi hastalıklar erkeklerde daha fazla görülüyor ve daha ölümcül seyrediyor. Bu hastalıkların da sigara ve alkol kullanımı, şişmanlık, stres… gibi erkeklerde daha fazla rastlanan risk faktörleri ile yakından ilgili olduğunu ise sanırım bilmeyen yok.
Uzun yaşama açısından dişilik hormonu olarak bilinen ‘östrojen’ de çok önemli. Östrojenin, hücrelerde antioksidan üretimini artırarak yaşlanmayı geciktirdiği biliniyor. Erkeklere bu hormon ilaç olarak verilse, belki aradaki fark kapanacak. Ama, 5-10 yıl fazla yaşayacağım diye ‘kadınlaşmaya’ kaç erkek razı olur, onu bilemem.
ALLAHIN HEM EMRİ HEM LÜTFU
Erkekler bizden uzun yaşıyorlar diye kadınları hiç kıskanmasınlar. Bu belki de erkeklere Allah’ ın bir lütfu.
Etrafınıza baktığınızda, ileri yaştaki kadınların tek başlarına gayet rahat ve mutlu yaşadıklarını görürsünüz. Hele de kocasından bir daire, bir emekli maaşı kalmışsa, maddi bir problemi yoksa.
İleri yaştaki bir erkeğin ise parası pulu olsa da, tek başına, bir kadın olmadan hayatını sürdürmesi çok zordur. Çünkü, erkeklerin çoğu yemek yapmayı, bulaşık çamaşır yıkamayı bilmez… alış-verişten, temizlikten hiç anlamaz. Bunları bilse de, anlasa da gene de çoluğuna çocuğuna, etrafına ‘İlla beni evlendirin’ diye de tutturur. Çoğu zaman da, evlense de rezil olur, evlenmese de.
Bunun için, yaşlı bir erkeğin karısından önce ölmesi onun için çok daha hayırlı bir durumdur. Biz erkekler uzun yaşamak için değil, ileri yaşlarda dul kalmayalım diye dua etmeliyiz.
Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
Göğüs Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi