Diyarbakır'ın Lice ilçesi Güldiken köyünde yaşayan Çerkez A. (35), nisanda, 2 çocuk annesi 3 aylık hamile eşi Songül A.'yı (26), evde çıkan tartışmada av tüfeğiyle vurdu. Göğsünden vurulan genç kadın olay yerinde hayatını kaybederken, Çerkez A., cinayet aleti tüfekle birlikte ortadan kayboldu. Yaklaşık 4 ay firari gezen zanlı daha fazla kaçamayınca teslim oldu.
Sabah gazetesinde yer alan habere göre; Tutuklanan Çerkez A. hakkında, "Kasten eşini öldürmek" suçundan ömür boyu hapis istemiyle dava açıldı. Hakim karşısına çıkan sanık, duruşmalarda eşinin kendisini aldattığını, karnında taşıdığı bebeğin de kendisinden olmadığını öne sürdü. Eşinin son dönemde hareketlerinin değiştiğini savunan sanık "Eşimin hareketlerinden şüphelendim. Beni görünce heyecanlandı. Ben de 'acaba içeride biri mi var?' diye şüphelendim. Dövmeye başlayıp 'Çocuk benden değil mi?' diye sordum. Şoka girdi. Karnındaki dahil hiçbirinin benden olmadığını söyleyince kendimi kaybettim, gerisini hatırlamıyorum" demişti. Sanık koca, eşini öldürmeyi düşünmediğini iddia ederek, "Böyle bir düşüncem olsaydı cinayeti işlediğim gün cinsel ilişkiye girmezdim" dedi.
**YÜZDE 99.9'LA 'BABA O' RAPORU**
Ancak savunma ve iddialar, mahkemede netlik kazandı. Otopsi sırasında kadından alınan örneklerle karnındaki bebekten alınan parçanın, İstanbul Adli Tıp Kurumu'nda yapılan DNA sonuçları mahkemeye ulaştı. Raporda, talihsiz kadının cinsel organı üzerinden alınan sürüntü ve sperm örneklerinin eşi Çerkez A.'ya ait olduğu ifade edildi. Songül Araz'ın karnındaki bebeğin babasının da yüzde 99.92 Çerkez A. olduğu kaydedildi. Gerçeği duruşma salonunda okunan rapordan öğrenen sanık, kürsüde kalakaldı. Sanık konuşmak istemeyince, dosya esas hakkındaki mütalaasını bildirmesi için savcıya verilerek duruşma ertelendi.
**'İFTİRA ÖLÜMÜNDEN AĞIR'**
Songül A.'nın ailesinin avukatı sanığın daha az cezayla kurtulmak için iftira attığını savunarak, "Bu gibi cinayetlerde sanıklar cezadan kurtulmak için eşlerine bu gibi iftiralarda bulunmaktadır. Ölen bir kadının böyle bir iftiraya maruz kalması ölümünden daha ağır bir durumdur" demişti.