Kalbini artık göğsünde taşıyor

Yapay kalple sürdüren Manisalı İsmail Çıvgın, geçirdiği kaza sonucu beyin ölümü gerçekleşen 17 yaşındaki gencin kalbinin nakledilmesiyle sağlığına kavuştu.

Kalp yetmezliği nedeniyle organ nakli ihtiyacı olan ancak uygun kalp bulununcaya kadar yaşamını yanında çanta içinde taşıdığı yapay kalple sürdüren Manisalı İsmail Çıvgın, geçirdiği kaza sonucu beyin ölümü gerçekleşen 17 yaşındaki gencin kalbinin nakledilmesiyle sağlığına kavuştu.

Kalp yetmezliği nedeniyle organ nakli ihtiyacı olan ancak uygun kalp bulununcaya kadar yaşamını yanında çanta içinde taşıdığı yapay kalple sürdüren Manisalı İsmail Çıvgın, geçirdiği kaza sonucu beyin ölümü gerçekleşen 17 yaşındaki gencin kalbinin nakledilmesiyle sağlığına kavuştu.

Çıvgın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Aydın'ın Didim ilçesinde geçirdiği trafik kazasının ardından beyin ölümü gerçekleşen 17 yaşındaki Erkan Sezer'in organlarını bağışlayan ailesine müteşekkir olduğunu söyledi.

Kişisel ihtiyaçlarını dahi karşılayamayacak durumdayken gerçekleşen kalp nakliyle yeniden hayat bulduğunu anlatan Çıvgın, ''Hiç bu kadar güzel anlar yaşamamıştım. Şu anda neler hissettiğimi anlatamayacak kadar heyecanlıyım. Genç bir insanın kalbi atıyor göğsümde. Benzer bir duyguyu daha önce yaşamadım ben'' diye konuştu.

Reklam
Reklam

Sağlığına kavuşmasıyla yaşadığı mutluluğu, Sezer ailesine borçlu olduğunu vurgulayan Çıvgın, şunları kaydetti:

''Kendimi gençleşmiş gibi hissetmiyorum. Gençliğime değil çocukluğuma döndüm desem yeri var. Göğsümdeki kalbin bambaşka attığını hissedebiliyorum. Yeniden doğdum, ona göre hareket edeceğim. Bir yandan da 'ya bir şey olursa' diye korkuyorum. Doktorlarım ve hemşirelerim sakin olmam için sürekli telkinde bulunuyor. Kalbime çok iyi bakacağım. Ufak çocuğu ağlatmamak için nasıl çabalarsanız ben de organlarıma öyle bakacağım. Ölen kardeşimizin kalbi benim için çok mukaddes. Duygularımı anlatamıyorum, çünkü 50 yıldır yaşamadığım duygular bunlar. Allah'ın bir lütfu, mucizesi benim için.''

''EVİME GİDİP SEVDİKLERİMİ GÖRMEK İSTİYORUM''
Kısa süre sonra hastaneden taburcu olacak Çıvgın, hastane koridorlarından çıkar çıkmaz, yaşamını sürdürdüğü Manisa'nın Saruhanlı ilçesi Halitpaşa beldesine dönmek istediğini belirtti.

Kalan ömrünü en iyi biçimde değerlendirmeyi arzuladığını söyleyen Çıvgın, ''Evime gitmek, dostlarımla, sevdiklerimle görüşmek istiyorum. Bugüne kadar hastalığım nedeniyle yapamadıklarımı yapmaya çalışacağım. İnsanlara hizmet etme çabasında olacağım'' dedi.

Reklam
Reklam

2005 yılından bu yana kalp yetmezliği bulunduğunu, nakil için uygun donör beklediği iki ay boyunca da kalp destek cihazına bağlı yaşadığını hatırlatan Çıvgın, duyarlı insanlardan, kendisi gibi ''ümit içinde organ bekleyen kardeşleri'' için organ bağışında bulunmalarını istedi.

Yeni kalbiyle hastane koridorlarında attığı her adımda kocasının elini bırakmayan Çıvgın'ın eşi Emine Çıvgın ise nakil öncesi yaşamlarıyla şu anda hissettikleri mutluluğu kıyaslamanın mümkün olmadığını belirterek, ''İsmail'in sağlık sıkıntısını ailecek yaşıyorduk. Naklin ardından her ihtiyacını kendi karşılıyor. Çok güzel bir duygu, çok mutluyuz'' diye konuştu.

''GÖKYÜZÜNÜ GÖREMEYEN BİR HASTAYDI''
Kalp naklini gerçekleştiren Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Özbaran da kalp destek cihazı takılmadan önce İsmail Çıvgın'ın sağlık durumunun ''çok kötü durumda'' olduğunu söyledi.

Çıvgın'a, kalp nakli öncesinde yaşamını sürdürebilmesi için kalp destek cihazı taktıklarını anlatan Prof. Dr. Özbaran, şöyle konuştu: ''İsmail Çıvgın, gökyüzünü bile göremeyen, yoğun bakımda yatan bir hastaydı. Genel durumu oldukça kötü olduğu ve kalp bulamadığımız için kalp destek cihazı taktık. Birkaç gün içinde toparlandı. Vücudu kalp destek cihazına uyum sağladı. Cihaza bağlı biçimde köyünde yaşıyordu. Yaklaşık 3 hafta önce Çıvgın'a uygun kalp bulduk. Kalp destek cihazını ve eski yorgun kalbini çıkardık. Yeni kalbini naklettik. Yapılacak biyopsinin ardından, her şey normalse evine göndereceğiz artık. Sağlık durumunda şu an için bir problemi yok. Bundan sonra normal bir insan gibi yaşamını sürdürecek.''

Reklam
Reklam

AA