Türkiye’nin önde gelen yapı kimyasaları üretücİlerinden Kalekim, yurt içindeki yapı kimyasalları fabrikaları ve Rusya tesisinde yıllık toplam 800 bin ton yapı kimyasalı üretim kapasitesine sahip bulunuyor. Kalekim, İstanbul’da bulunan Kale Boya&Sıva işletmesinde ise yılda 60 bin ton boya ve 40 bin ton sıva üretiyor. Kalekim Genel Müdürü Altuğ Akbaş, son üç yıldır özellikle su ve ısı yalıtımı ile inşaat boyasını büyümelerinin merkezine koyduklarını ifade ederek, “Tüm planlarımızı bu çerçevede oluşturuyoruz” dedi. İnşaat sektörüne yönelik hazırlanan ürün gamlarında ağırlıklı olarak su bazlı iç ve dış cephe boyalarına yer verdiklerini belirten Akbaş, “Ayrıca macun ve astarlardan oluşan dekoratif sıvalar, yüzey hazırlık malzemeleri, binlerce renk imkânı sunan renklendirme sistemi ve sentetik esaslı boya ve ahşap ürünleri ile farklı ihtiyaçlara kapsamlı çözüm sunuyoruz. Yeni ürün geliştirme sürecimizde özellikle fark yaratan ve yenilikçi projeler ön plana çıkıyor” şeklinde konuştu.
Kalekim’in, yapı kimyasalları alanında üretim ve satış kapasitesi olarak Türkiye ve bölgede birinci, Avrupa’da ise beşinci sıraya yerleştiğini söyleyen Akbaş, “Kalekim, yurtiçindeki yeni yatırımlarını Erzurum’da gerçekleştirdi. Erzurum’daki fabrikamız yakın bir zamanda faaliyete geçti, Mardin’deki tesisimizin inşası ise sürüyor. Bulunduğumuz bölgede liderliği hedefleyen Kalekim olarak, yatırımlarımızı, uygun bir zamanlamayla hayata geçirmeyi planlıyoruz” açıklamasını yaptı. Kalekim’in, yurt içinde İstanbul, Isparta, Mersin, Yozgat ve Erzurum tesislerinde üretim faaliyetlerini gerçekleştirdiğine değinen Akbaş, Kale Grubu’nun ilk yurtdışı yatırımı olan Kalekim Rusya Fabrikası’nın da Moskova Serpuhov bölgesinde 2008’den itibaren üretimini sürdürdüğünü sözlerine ekledi.
“Dış cephe boyalarının yeni markası Kale oldu”
Kalekim’in 1968 yılında kurulan ve Kale Grubu’nun sıva ve boya sektöründeki lider kuruluşlarından Kaleterasit ile 2003 yılında birleşme kararı aldığını hatırlatan Altuğ Akbaş, bu birleşmeden sonra Kaleterasit markalı dekoratif hazır renkli sıvalar ve Kalecolor markalı iç ve dış cephe boyalarının Kalekim ürün gamına katıldığını bildirdi. Akbaş, 2010 yılında gerçekleştirilen kurumsal kimlik yenilenmesi çerçevesinde, iç ve dış cephe boyaları ile dekoratif dış cephe sıvalarının yeni markasının Kale olduğunu ifade etti. Kalekim’in, 2004 yılında iş ortakları Dow Chemical ve Mardav ile birlikte Blue’Safe Mavi Kale markasıyla ısı yalıtım sektörüne de adım attığını aktaran Akbaş, “Büyüyen ısı yalıtımı sektörüyle birlikte Kalekim, 2010 yılında Rockwool ile işbirliği yaparak ürün gamına taş yününü ekledi. Ürün gamına EPS’nin de katılmasıyla bu iki ürünü Kale Mantolama Sistemleri markası altında pazara sunmaya başladı. Kalekim, su yalıtımı ürünlerinde gerçekleştirdiği önemli atılımlarla, bu sektörde de pazar liderliğini hedefliyor” diye konuştu.
“Ürünlerin çeşitlenmesi büyümeyi sağlayacak”
Akbaş, Türkiye'de inşaat sektörünün yaşadığı gelişmeye bağlı olarak son yıllarda büyüme grafiğini yükselten yapı kimyasalları sektörünün, ekonomideki seyir bozulmadığı sürece büyümeye devam edeceğini belirtti. Türkiye'de son yıllarda hayata geçirilen yeni yasal düzenlemelerin etkisiyle konut ve binalarda ısı ve su yalıtımının zorunlu hale geldiğini aktaran Akbaş, “Türkiye'nin ihracatı artırıcı coğrafi konumu, ürün yelpazesinin giderek çeşitlenmesi de sektörün büyümesini sağlayacak. Kentsel dönüşümle birlikte yalıtım uygulamaları, son zamanlarda Türkiye'de daha sıklıkla gündeme gelen konu başlıklarından biri oldu. Sektör büyümeye açık. Yeni yasalarla yalıtım uygulamalarının desteklenmesi, ekonomide çok önemli dönüşümlere yol açacak” dedi.
“Enerji verimliliği çalışmaları kapsamında binalarda zorunlu hale gelen ısı yalıtımı sektörü canlandıran başka bir önemli etmen” sözleriyle devam eden Altuğ Akbaş, boya sektörünün de 2013 yılında bu paralelde büyümeye devam edeceğini ifade etti. Boya sektörünün gelişimini doğrudan ilgilendiren bir başka faktörün ise konut kullanıcılarının ev ve binalarını boyama sıklığı olduğunubelirten Akbaş, “Araştırmalar, ülkemizde gelişmiş ülkelere kıyasla daha seyrek boya yapıldığını ve renovasyona gidildiğini gösteriyor. Boyama sıklığının, alım gücü ile doğru orantılı olduğu kadar alışkanlık ve boyanın ulaşılabilir olmasıyla da ilgili olduğunu düşünüyoruz. Bu konuda sektör temsilcileri olarak çalışmalarımız devam ediyor” diye konuştu.