TBMM Genel Kurulu"nda, Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası Anonim Şirketi Hakkında Kanun Teklifi'nin tümü üzerindeki görüşmeler sürüyor.
Teklifin tümü üzerinde İYİ Parti Grubu adına söz alan Ankara Milletvekili Durmuş Yılmaz, ekonomik gelişmeler konusunda, "Ben 'bir cisim yaklaşıyor' demiştim. O cisim bize çarpmak üzere." ifadelerini kullandı.
"AK Parti'nin, Türkiye'yi, 2002'de devraldığı makroekonomik göstergelere geri götürdüğünü'" ileri süren Yılmaz, ihracatçıya ödenmesi gereken KDV tutarının 40 milyar doları aştığını açıkladı.
İktidar tarafından kamu-özel sektör iş birliği projelerinin Türkiye'ye yüküne ilişkin bir açıklama yapılmadığını, buna yönelik rakamların paylaşılmadığını savunan Yılmaz, "Bugün reel sektörümüz, hane halkımız çok daha borçlu. Bir kamu bankası, 300 milyon dolarlık 10 yıllık tahvil sattı. 10 yıllık Amerikan kağıdının şu anki getirisi yüzde 3,25. Bizim bu bankamızın aldığı 300 milyon 10 yıl vadeli kredinin maliyeti yüzde 12,75 ve üstelik alacaklarını da buraya teminat olarak veriyor. Tamamen ülke tefeci piyasasına düşmüş vaziyette." diye konuştu.
AK Parti milletvekillerine, Türkiye'nin bilançosuna ilişkin doğru bilgi almaları tavsiyesinde bulunan Yılmaz, "İnşallah olmaz ama göreceksiniz bu ülke IMF'nin kapısına dayandı. Kurtarmak için zaman hala var. Ama para lazım buna. Bu parayı danışmanlık hizmeti sağlayan şirketten bulamaz. Bu parayı nereden bulacaksınız?" dedi.
- "Sayıştayın denetimi kapsamına alındı"
MHP Grubu adına söz alan İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu, yatırım, üretim ve istihdamın artırılması açısından yatırımlara uzun vadeli finansman sağlayacak kalkınma bankacılığını önemsediklerini belirtti.
Tasarıyla Türkiye Kalkınma Bankası bünyesinde Türkiye Kalkınma Fonu kurulmasının öngörüldüğünü anımsatan Aksu, şöyle devam etti:
"Teklifin ilk halinde fon aracılığıyla kurulu şirketlere iştirakler halinde sermayesinin yarısından fazlasının kamuya ait olduğu şirketlerden istisna edilmesi yolundaki düzenleme, Anayasa'nın 165. maddesine aykırı olacağı çağrımız üzerine komisyonda değiştirilmiş ve bunlar da Sayıştayın denetimi kapsamına alınmıştır. Diğer taraftan bankanın ancak kanunla, Cumhurbaşkanı kararıyla ve kaynağı tahsis edilen konularda görevlendirilebileceği belirtilmektedir. Burada da amacın bankaya gelişigüzel görev verilmemesi, bankacılığın gerekleri dışında siyasi saiklerle bir yönlendirmenin olmaması, programlı bir şekilde kaynağı ayrılmış konularda Bankanın görevlendirilmesinin mümkün olabileceği hüküm altına alınmaktadır."
Teklifin, Türkiyenin kalkınmasına katkı sağlayacağını vurgulayan Aksu, bankanın yeniden yapılandırma çerçevesinde Ziraat Bankası ve Halkbankası gibi özerk bir yapıya kavuşturulacağını, çalışanların İş Kanunu'na tabi kılınacağını anlattı.
Aksu, Kalkınma Bankası uzman personelinin, yeniden yapılandırma sonrası diğer kurumlara nakli sırasında söz konusu kurumlarda kariyer uzmanlara denk hale getirilmesinin doğru olacağını da belirtti.
Dar ve sabit gelirli vatandaşların geçiminin giderek ağırlaştığını kaydeden Aksu, bu duruma yönelik rahatlatıcı politikalar ile Türkiye'yi geleceğe taşıyacak kalkınma politikalarının eş zamanlı hayata geçirilmesi gerektiğini bildirdi.
HDP Grubu adına söz alan İstanbul Milletvekili Erol Katırcıoğlu, Enflasyonla Topyekün Mücadele Programı kapsamında bazı firmaların bazı ürünlere indirim yapacağı yönündeki açıklamalarının rekabet düzenine uygun olmadığı için iktisadi olarak uygulanamayacağını savundu. Katırcıoğlu, "Bu programını önümüze getiren kadroyla yüz yüze gelmeyi isterdim. 'Yılbaşına kadar.' diyor. Sonra ne olacak? Enflasyon kontrol altına alınmış mı olacak? Bilmiyoruz, yaşayarak göreceğiz." diye konuştu.
Katırcıoğlu, Kalkınma Bankası'nın yeniden yapılandırılmasına yönelik tasarıda bankaya birçok muafiyet tanındığını belirterek, "Tümüyle Cumhurbaşkanının kullanabileceği bir araç olarak düşünülmüş bu banka." değerlendirmesinde bulundu.