Kalp Hastalıkları Nüfusun 3'te 1'ini Vuruyor

İzmir Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Hatice Giray Şimşek, Türkiye'deki toplam ölümlerin 3'te 1'inin kalp ve damar hastalıklarından kaynaklandığını, kalp hastalarının hekim önerisi olmaksızın ilaç kullanımını bırakmaması gerektiğini söyledi. Şimşek, Halk Sağlığı Anabilim Dalı ve Kardiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyeleri Yücel Demiral, Özgür Arslan ve Belgin Ünal Toğrul ile "Bir Üniversite Hastanesinde Koroner Kalp Hastalarına Uygulanan Tedavi Oranları" başlıklı çalışma hazırladıklarını, çalışmada 35 yaş ve üzerindeki 392 koroner kalp hastası ve koroner bypass tanılı hastayı incelediklerini belirtti. Kalp hastalarının 3'te 1'inde diyabet, yüksek kolestrol veya hipertansiyona rastladıklarını söyleyen Hatice Giray Şimşek, çalışmada yer alanların yüzde 65'inin de hipertansiyon hastası olduğunu ifade etti. Kalp ve damar hastalıklarının tüm dünyadaki ölüm nedenleri arasında birinci sırada yer aldığına değinen Şimşek, "Tüm ölüm nedenleri arasında yüzde 30'luk paya sahip olan bu hastalıklar, 2005 yılında yaklaşık 17.5 milyon kişinin ölümüne neden oldu. Bu ölümlerin 7.6 milyonu kalp krizine, 5.7 milyonu inmeye bağlıyken yüzde 80'ine de düşük ve orta gelirli ülkelerde rastlanmıştır" dedi. Dünyada 2015 yılında kalp krizi ve inme başta olmak üzere kalp ve damar hastalıkları nedeniyle ölüm sayısının 20 milyona ulaşabileceğine işaret eden Dr. Şimşek, "Türkiye'de kalp ve damar hastalıklaının görülme sıklığının belirlenmesine ilişkin düzenli bir veri kaynağı ya da veri toplama söz konusu değildir. Ancak 2004 yılı verisine göre kalp damar hastalıklarının toplam ölümlülük yükü içindeki payı kadınlarda yüzde 31, erkeklerde yüzde 29 düzeyindedir. Toplam hastalık yükü içindeki payı da kadınlarda yüzde 25, erkeklerde yüzde 20 olarak hesaplanmıştır" dedi. Kalp damar hastalıkları içinde en sık olarak koroner kalp hastalıklarına rastladıklarını söyleyen Hatice Giray Şimşek, bu hastalıkların da kalbe yetersiz kan ve oksijen gelmesi sonucu oluşan göğüs ağrısı, kalp krizi, kalp yetmezliği ve ani ölümle sonuçlandığını anlattı. Sigara kullanımı, hareketsizlik, sağlıksız beslenme, yüksek kan basıncı, diabet ve şişmanlığın kalp hastalıklarında en önemli risk etmenleri arasında yer aldığının ortaya çıktığını belirten Şimşek, uygun diyet, fiziksel aktivite, sigaranın bırakılması ve ilaç tedavisi ile kalp hastalıklarına karşı koruma sağlanabileceğini dile getirdi. - Aspirin en sık kullanılan ilaç DEÜ'ye 2008 yılı içinde 35 yaş ve üstü 392 hastanın başvuruda bulunduğunu ifade eden Hatice Giray Şimşek, vakalardan 227'sinin kalp krizi, 94'ünün kalbe yetersiz kan gelmesi üzerine yaşanan göğüs ağrısı ve 71'inin de kalp yetmezliği nedeniyle geldiğini söyledi. En sık rastlanan 3 kalp hastalığına da erkeklerin daha sık yakalandığını işaret eden Şimşek, başvuruda bulunan hastaların yüzde 41'inin daha önce koroner kalp hastası tanısı aldığını dile getirdi. İlaçların kullanım oranını da incelediklerini söyleyen Hatice Giray Şimşek, ilaçların reçete edilme oranının düşük olduğunu, ancak hastaların da düzenli olarak ilaçlarını kullanmadığını, bu nedenle hastalığın tekrarladığını ve ölüm oranlarının yükseldiğini ifade etti. Aspirin gibi ilaçların ölümden koruyabildiğini dile getiren Şimşek, şunları kaydetti: "En sık reçete edilen ilaç aspirindir ve diğerlerine göre ölümleri önleme konusunda daha yeterlidir. Kalp hastaları için ilaç kullanımı çok büyük önem taşıyor. Gerçek şu ki ilaçların kullanım oranları hedeflenen oranın çok altında. Hastaların ilaçların kullanımı ile ilgili sorunları var. Hastalar ilaçları bir kere alıyor, bir daha reçete ettirmiyorlar. Kalp hastalarının 'ben iyileştim' düşüncesiyle hekim önerisi olmaksızın ilaçlarını bırakmaması gerekiyor. Bu sorunu tüm Türkiye'de yapılan araştırmalar ortaya koyuyor. İlaçlarını kullanmayan hastalar tekrar kalp krizi geçirerek hastaneye geliyor ve ölüm olasılığı da artıyor. İlaçların düzenli kullanımı yaşam süresini uzatıyor, sağ kalım oranını da yükseltiyor."