Kalp kapakçığına “mandallama” ile ameliyatsız çözümden “eriyen” stentlere, kök hücre mucizesinden dirençli hipertansiyon hastalarında “ilaç bağımlılığına” son verecek tedavi yöntemine dek baş döndürücü gelişmeler yaşanıyor kalp hastalıklarında. Ve o en yeni yöntemler, “kalp hastalıklarının geleceği” Acıbadem Üniversitesi’nin bu yıl 2’ncisini düzenlediği “Kardiyovasküler Bilimlerde Biyomühendislik ve İnovasyon” toplantısında konunun uzmanı bilim insanları tarafından tartışıldı.
Acıbadem Maslak Hastanesi’nde gerçekleştirilen sempozyumda dünyada ölüm nedenleri arasında ilk sırada yer alan kalp hastalıklarına karşı yeni çözüm yolları ele ele alındı.
Anne karnında müdahale
Acıbadem Üniversitesi’nin öncülük ettiği, Boğaziçi Üniversitesi ve Koç Üniversitesi’nin de destek verdiği toplantıya toplam 5 üniversiteden kalp cerrahisi, doku mühendisliği, kardiyoloji ve biyomühendislik bilim dallarından uzmanlar katıldı. Toplantıda dünyada ölüm nedenleri arasında başı çeken kalp hastalıklarının geleceği ve en yeni tedavi yöntemleri tartışıldı. Toplantının açılışında konuşan Acıbadem Üniversitesi Kalp Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Tayyar Sarıoğlu, kardiyovaksüler hastalıkların tedavisinde ”inovasyon”un önemini vurguladı. Prof. Dr. Sarıoğlu, kalp cerrahisinde; yapay kalpten anne karnında doğumsal kalp hastalıklarına müdahaleye dek her geçen gün yeni tedavi yöntemleri geliştiğine ve hızla da gelişmeye devam ettiğine dikkat çekti.
Hedefe odaklı çözümler geliyor
Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cengizhan Öztürk de toplantıda yaptığı konuşmada, ürün geliştirmede üniversite ve sanayi işbirliğinin önemini vurguladı. Türkiye’de sağlık sektöründe ilginç bir zamandan geçildiğini, sağlık alanına yatırım yapmak ve girişimcilik için olumlu bir ortam olduğunu belirtti. Özellikle kardiyovasküler hastalıkların tedavisine yönelik heyecan verici gelişmeler yaşandığını belirten Prof. Dr. Öztürk, “ Kişiye özel tıbbın da gelişmesiyle daha akıllı hedefe odaklı doku mühendisliği gibi normal vücutla daha uyumlu çözümlere çok kısa zamanda ulaşacağını tahmin ediyorum. Bunları yakın vakitte göreceğimizi düşünüyorum. Ölüm nedenleri arasında artık kardiyovasküler sebeplerin pek çoğunu “önlenebilir ölümler” listesinde göreceğimizi yakın bir vadede ve hayat kalitemizin yükseleceğini düşünüyorum” diye konuştu.
Yaratıcı düşünceden-ürün gelişimine ve “Türkiye’de Tıbbi Teknoloji Üretimi” konulu konuşmaları ile Prof. Dr. Nezih Hekim felsefi ve vizyonel sunumu ile dikkat çekti.
Kalp krizinde kök hücre çözümü
Kardiyovasküler hastalıklar dünyada en büyük ölüm nedeni. Ancak tıptaki hızlı gelişmeler, kalp hastalarının imdadına her geçen gün daha fazla yetişiyor. Bunun başında da kök hücre tedavisi geliyor. Acıbadem Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Acıbadem Labcell Hücre ve Kordon Kanı Bankası Sorumlu Müdürü Prof.Dr. Ercüment Ovalı, şunları söyledi: “Kök hücrelerinin kalp hastalarında etkinliği artık tartışılmaz. Kalp krizi sonrası uygulanan kök hücre tedavisi hastaya daha kaliteli ve daha güvenli bir yaşam vaad ediyor. Ama burada tek dikkat edilmesi gereken şey, tedavide kullanılan kök hücrenin gerçekten kök hücre olup olmadığıdır.” Kök hücrenin vücudun doğal yapısına benzer bir şekilde üretilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Ercüment Ovalı; aksi halde hızla bozulup, kök hücre özelliğini yitirdiğini vurguladı.
Kalıcı stent yerine eriyen stent
Kısa süre öncesine dek, kalp damarlarını açmak için metal stentler tek seçenekti. Tedavinin vazgeçilmezi olduğu gibi, olumsuz yan etkileri de söz konusuydu. Hastanın ömrünün sonuna dek damarları içinde kalan metal, alerjik reaksiyondan pıhtılaşma reaksiyonuna dek bazı sorunlara yol açabiliyordu. Üstelik, tekrar daralma ve tıkanma da söz konusu olabiliyordu. Ama en son teknoloji ile “daralmaya da son stende de!” Nasıl mı? Yanıtını Acıbadem Üniversitesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Dağdelen veriyor: “İlk kez kimyasal metallerle stentler üretildi. Bu stendi yerleştirerek damarı açıyorsunuz. 6 ay içinde ise, hem kimyasal stent yavaş yavaş eriyerek hepten yok oluyor hem de damar eski orijinal, açık halini alıyor.” Yani stent de kalmıyor, darlık da. Prof. Dr. Dağdelen, Türkiye’de bir yıldır uygulanan bu yeni yöntem ile çok sayıda hastanın sağlığına kavuştuğunu vurguluyor.
Her gün 5 yerine 1 ilaç hatta hiç
Yüksek dirençli tansiyon hastalarının en büyük sıkıntısı; kontrolsüz tansiyonlarını kontrol altına almak için kullanılan ilaçlar. Hastalar günde 5 ilaç almak zorunda kalıyor ve bu hastaların sayısı hiç de azımsanmayacak boyutta. Türkiye’de 40 yaşın üzerindeki nüfusun yüzde 35’i tansiyon hastası. Üstelik bu bilinen sayı. Prof. Dr. Dağdelen, işte kontrolsüz, dirençli yüksek tansiyon hastalarını günde 5 ilaçtan kurtaracak çareyi açıklıyor: “İlaç kullanmadan, vücuda bir şey yüklemeden sadece tansiyon yapan sinirleri uyuşturmak suretiyle yapılan yeni bir tedavi yöntemi var. Kasıktan anjiyo yapılır gibi böbrek damarlarının içine giriliyor ve böbrek damarının etrafındaki sinirler ısıtılarak uyuşturuluyor. O sinirler zayıflatılıyor ve böylelikle tansiyon düşürülüyor. Hastayı uyutmadan 40 dakikada gerçekleştirilen yöntemle, günde 5 ilaç almak zorunluluğu ortadan kalkıyor ve hastalar sadece tek bir ilaçla hayatlarını devam ettiriyor.”
Mandallama ile kalp kapakçığına ameliyatsız çözüm
Kalp cerrahisi nereye koşuyor? Gidişata bakılırsa “kalpten ölüm oranlarını aşağı çekecek” umut verici bir yöntem. Sempozyumda o umudun yolları ayrıntılarıyla ele alındı. Prof. Dr. Sinan Dağdelen, kalpte heyecan verici bir başka son teknoloji tedavi yönteminin de “mandallama” olduğunu belirtiyor. Prof. Dr. Dağdelen, “Mandallama; kalp kapakçığı, mitral kapakçık yetersizliğinde ameliyat etmeden, bir yeri kesmeden ve herhangi bir kanama olmadan kasık damarından girerek kalp kapakçık yetersizliği olan bölgeye bir mandal yerleştirmek ve bu sayede kapakçık yetersizliğini tedavi etmektir. Bu daha önceden ameliyatla yapılırdı. Artık ameliyat riski yüksek hastalara hiç ameliyat etmeden, kasık damarından anjiyo gibi girerek bu kapakçıkta problem olan yeri buluyoruz. Oraya bu mandalı yerleştiriyoruz ve kapakçık yetersizliğini kaldırıyoruz” diyor.
Toplantıda ayrıca, robotik cerrahideki gelişmeler, dolaşım destek cihazları ve vücut dışı dolaşım sistemlerindeki en son yenilikler ele alınan konular arasındaydı.