Kamalak Basın Mensuplarıyla bir araya geldi

SP Elazığ Merkez İlçe 5.Olağan kongresine katılmak üzere Elazığ’a gelen Genel Başkan Prof.Dr. Kamalak Basın Mensuplarıyla kahvaltıda bir araya geldi

İlbey Otelde, SP Elazığ İl Başkanlığı tarafından verilen kahvaltıda basın mensupları ile bir araya gelen Kamalak, Gezi Parkı olaylarını değerlendirerek "Başbakan mitingler yapacakmış. Eğer bu haberler doğru ise Sayın Başbakan’ın bu olayları protesto amaçlı mitingleri yapması kanaatimizce yanlış olur. Kime karşı miting yapıyor? Biz netice itibarıyla geniş bir ailenin fertleriyiz. Aile reisi durumunda olan devlet yöneticilerine düşen görev olayları yatıştırmaktır. Teskin etmektir. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı diyor ki, alışveriş merkezi yapılması düşünülmüyor? Kim düşünmüyor demiyor. Halbuki oranın yöneticisi Büyükşehir Belediye Başkanı'dır. Başkaları karar veriyor, bu başkaları kim? Eğer Başbakan ise Başbakan’ın görevi İstanbul'u yönetmek değil. Ülkeyi yönetmektir, barışı oluşturmaktır" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Kamalak; “Türkiyemiz maalesef sıkıntılı bir dönemden geçiyor. Taksim olayları, Suriye olayları, barış süreci, Reyhanlı hadiseleri. Bunları tek tek ele aldığımızda kanaatimce izah etmek oldukça zor olacaktır. Olup biteni de ortaya tam olarak koymak mümkün olmaz. Büyük resme bakmak lazımdır. Ne oluyor? Taksim’de gezi park alının yeniden dizayn edilmesi, bakıyoruz 12-13 günden bu yana Türkiye aşağı yukarı alt üst edilmek isteniyor. Gerçekten Taksim’deki birkaç ağaç için midir? Kaldı ki oradan sökülen ağaçların önemli bir kısmı resmi açıklamalara göre alınıp başka bir yere dikilmiştir. Kanaatimizce bu olayları oradaki birkaç ağaç sebebiyle izah etmek mümkün değil. O yüzden diyoruz ki büyük resme bakmak lazım. Büyük resim nedir?

Büyük Ortadoğu Projesi’ni hatırlayın. 2003 yılında Amerika Dışişleri Bakanı Rice bir açıklama yaptı, 22 ülkenin haritası değiştirilecek diye. Bu 22 ülkenin tamamı İslam ülkeleridir. Yazık ki Türkiye de o 22 ülkeden birisidir. Değiştirilip de ne olacak, kimin ne menfaati var? Değiştirildiği takdirde büyük İsrail devleti kurulacaktır. Bütün olayların gerisinde bunlar vardır. Şu an İsrail devleti kurulmuştur ama onların inancına göre İsrail devleti kendi inançlarına uygun olan sınırlara henüz ulaşmamıştır. Zira onların inancına göre vaat edilmiş toprakların tamamı İsrail’in vatanını oluşturmaktadır. Bunun önemli bir kısmı Türkiye’nin sınırları içindedir. Şu an İsrail’in kurulmuş olduğu alanın tamamı bir zamanlar bütünüyle Osmanlıların yönetimindeydi. Bir plan hazırladılar 1897 yılında. Yahudi bir gazetecinin başkanlığında Yahudi aydınlar İsviçre’nin başkentinde bir araya geldiler ve bir Yahudi devletinin kurulması lazım dediler. Kurulacak yer Filistin olmalıdır. Ama orası o dönemlerde bütünüyle Osmanlı hakimiyeti altındaydı. Olsun dediler. Netice itibariyle yoğun mücadeleler verildi o amaçla Osmanlıda iktidar değiştirildi, Abdulhamid Han tahttan indirildi, yerine Abdulhamid Han’ın öğrencileri getirildi. Büyük vaatlerle, parlak düşüncelerle Osmanlıyı eski ihtişamına kavuşturacak olan sözüm ona projelerle. Önde üç tane paşa vardı. Tabi bu vaatlerle işbaşına getirilen genç yöneticiler, tecrübesinden yoksun oldukları için imparatorluğu hiç lüzumu yokken Birinci Dünya Savaşı’na soktular. Zaten batılı dostlarımızın istediği de buydu. Bakın hiçbir dönemde zehir kirli paslı tabaklarla sunulmamıştır. En yaldızlı kadehlerle yahut en muhteşem en leziz yemeklerle sunulmuştur. Tabi tuzağa düşürülebilmek için cazip yem sunmak lazımdı, öyle oldu ve koca devlet kısa sürede ne yazık ki kendini alevler içerisinde buldu, imparatorluk dağıldı, netice itibariyle Yahudi devleti kuruldu. Kuruldu ama tam sınırlarına erişmiş değil. O sınırlara erişebilmek için Türkiye’de Abdulhamid gibi duran, direnen, siyonizme, ırçı emperyalizme dikkat çeken bir lider vardı. O da merhum Erbakan hocaydı. Şu halde onun tasfiye edilmesi gerekiyordu. Tasfiye edildi. Kim tarafından tıpkı Abdulhamid Han’da olduğu gibi öğrencileri tarafından. Abdulhamid Han’ın yolu öğrencileri tarafından siyasetinin 33. yılında kesilmişti. Bir plan değil, bir takdiri ilahi değil, Erbakan hocanın yolu da siyasetin 33. yılında kendi öğrencileri tarafından kesildi. İki partinin iktidara gelişi aşağı yukarı birbirine benziyor, icraatları birbirine benziyor. Dış dayanışmalar birbirine benziyor. İnşallah akıbetleri birbirine benzemez. Duamız o. Büyük İsrail devletinin kurulabilmesi için Türkiye’nin bölünmesi lazım. Türkiye’nin bölünmesi için de bir savaşa girmesi lazım. Onun için Suriye olayları planlandı. Yani o olaylar kendiliğinden gelişen hadiseler değildi. Bundan 2-2,5 sene önce İran ve Suriye olan ilişkiler sıcak ve samimiydi. Komşuluk kardeşlik ilişkilerinden doğan bir münasebetti bu. İran, Suriye, Filistin ve Türkiye bir kardeşlik çemberi oluşturuyordu. Bu kimin işine gelmezdi. Bundan en ziyade kim tedirgin olurdu, İsrail. İsrail’in o dönemde Türkiye ile arası limoni olduğu için bunu açık bir şekilde ifade etmesi beklenmezdi. Sözcüsüne ifade ettirdi. Ne dedi Esat yürüyen bir ölüdür. En kısa zamanda gidecek.” dedi

Reklam
Reklam

Ajans23

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz