Kamerun

İşte Batı’nın ve Orta Afrika’nın kesiştiği, farklı etnik kökenli insanların bir arada yaşadığı Kamerun.

İngilizce ve Fransızca konuşulan ülkenin nüfusu ortalama 23.1 milyon civarında.

Afrika’nın kalbinin attığı bu ülke, aktif volkanları, beyaz kumsalları, sık yağmur ormanları ve büyüleyen manzaralarıyla gezginler için bir altın madeni gibi. Neredeyse 263 etnik grup burada yaşamını sürdürmekte ve ortalama 230 yerel dil konuşulmakta. En önemlisi de bu çeşitlilik içerisinde şaşırtıcı bir uyum içerisinde yaşıyor olmaları.

Sahil şeridindeki Guninea’nın durgun suları, güneyin uzayıp giden sıcak tropikal kumsalları ve daha da sıcak yağmur ormanlarına, bir de Sahelian’ın kuzeyinde yarı çöl iklimiyle birlikte, bir ülkede var olabilecek çoğu doğa deneyimini içinde barındırıyor.

Reklam
Reklam

Altyapının doğru kullanımı sayesinde Afrika’nın çoğu bölgesine nazaran Kamerun’da seyahat etmek çok daha kolay. Başkent Yaounde ise görülmeye değer şehirlerin başında geliyor. İç hatlarda uçak yolculuğu yapmayı düşünenlere Douala ve Yaounde’yi , Maroua ve Garoua’ya bağlayan seferler olduğunu söyleyebiliriz. Otobüs kullanmak isterseniz ajans otobüsleri küçük-büyük bir çok güzergah üzerinde düşük ve sabit bir fiyat üzerinden servis vermekte. Araba kiralamanız mümkün, ancak büyük şehirlerde kiralama fiyatları yüksek. Bunun sebebi ise özellikle de yağmurlu sezonda genellikle 4x4 bir araca ihtiyacınız olması. Üç ana tren hattı var. Ülkenin kuzey ve güney bölgeleri arası yolculuk yapmak isteyenler bu trenleri kullanabilir.

Batı Afrika’nın en yüksek noktasına yürüyüş iki ya da üç gün sürüyor. Ama sanmayın ki Kamerun Dağı’na yolculuk çocuk oyuncağı. Deniz seviyesinden başlanan tırmanış, 4095 metre sürüyor ve çok hızlı yükselen bir irtifaya sahip. Tırmanmayı seven maceraperestler yıl boyu istedikleri mevsimde tırmanışı yapabilirler.

Reklam
Reklam

Yabancı ve yerli turistlerin ilgi odağı Limbe. Burası birkaç gün sahil keyfi yapıp dinlenmek isteyenler için çok uygun bir bölge. Aynı zamanda Limbe Vahşi Yaşam Merkezi’nde de kurtarılmış goril ve şempanze gibi bir çok hayvanı ziyaret edebilme imkanına sahipsiniz.

Mandarin Dağları’nda volkanik yapılanmayı gözlemlemek oldukça heyecan verici. Mandarin Dağları, Maroua’nın batısından Nijerya sınırına kadar devam ediyor. Bu sebepten, Afrika’da yürüyerek keşif yapmak isteyen gezginlerin tercihi olduğunu söyleyebiliriz.

Başkent Yaounde’ye gelecek olursak, kabul edelim, Afrika kıtasını ziyaret edenlerin çoğu, şehir hayatını deneyimleye gelmiyor. Ancak bu şehir, bir başkente göre asla kaotik ve kalabalık olmayan, bahçelerle bezeli, temiz ve mimari meraklılarını heyecanlandırabilecek yapılara sahip. Ama Ebodje gibi küçük balıkçı kasabalarını da tercih edebilirsiniz. Burada tam bir ekoturizm yapılıyor. Buranın özelliği, deniz kaplumbağalarının korunma altına alınmış olması. Ziyaretçiler, gece saatlerinde, yumurtlayan kaplumbağaları gözlemlemeye götürülüyor. Sakin ve az elektrik kullanılan bu kasabada huzuru bulacağınız kesin.

Reklam
Reklam

Vahşi yaşamı gözlemlemenin peşindeyseniz, “Parc National du Waza” tam size göre. Zürafalar, filler, hipopotamlar, antiloplar ve daha bir çok hayvanı, hatta şansınız varsa aslanları bile görebilirsiniz. Ancak yağmurlu sezonda parkın kapalı olduğunu dikkate almayı unutmayın.

Konu yemek olunca her ülke gibi Kamerun’da da mutlaka denemeniz gereken yöresel yemekler var. Brochettes, Ndole, Fufu lezzetli yerel yemekler arasında. Ülke genelinde bira oldukça popüler bir içecek. Sokakta satılan atıştırma çeşitliliği çok fazla ve ucuz.

Kasım ve şubat aylarında kuru ancak çok sıcak olmayan bir hava yaşanıyor. Ama siz yine de Afrika’nın kuru rüzgarlarını aklınızın bir kenarına koyun. Ekim ayında Kamerun’un en büyük festivali Tabaski gerçekleşiyor. Gezi tarihlerinizi belirlerken bunu da unutmayın