Kan hayat kurtarıyor: Bağışçı farkında olmadığı hastalığını da öğrenebilir

Kızılay Haftası nedeniyle kan bağışının önemine dikkat çeken Prof. Dr. Mahmut Bayık, bağışçının gönüllü olmasının önemine dikkat çekti. Prof. Dr. Bayık, “Kan bağışçısı bağışladığı kana tarama testleri yapıldığı için farkında olmadığı hastalığını da öğrenebilir” dedi.

Her yıl 29 Ekim-4 Kasım tarihleri arasında çeşitli etkinliklerle kutlanan Kızılay Haftası'nda kan bağışının önemini vurgulayan İstanbul Kent Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mahmut Bayık, insanların kan bağışının önemini anlaması gerektiğini belirtti. Kan bağışlayan kişinin sağlıklı olması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Bayık, “Bağışçının tansiyonu, nabzı normal, vücut ağırlığı 50 kilo üzerinde olmalıdır“ dedi.

Prof. Bayık, bağışçıdan yaklaşık 450 mililitre kan alındığını söyleyerek bu miktarın bağışçının toplam kan hacminin yüzde 15’ini geçemeyeceğini, erkek bağışçıların 3 ayda, kadınların ise 4 ayda 1 (ünite) kan bağışlayabileceğini dile getirdi.

Reklam
Reklam

BİRÇOK KİŞİNİN HAYATINA DOKUNUYORUZ

Bağışçıların bağıştan önce bilgilendirildiklerini ve bağışlanan kanın ne amaçla kullanılacağını, kana hangi testler yapılacağını, kanın verileceği kişilerin bağışçı tarafından tayin edilmeyeceğini, eğer testlerde bir pozitiflik olursa bunun kendilerine sonradan bildirileceğini öğrendiklerini söyleyen Prof. Dr. Bayık, "Kan bağışçısı birçok kişinin hayatına dokunuyor, o kanı aldığı için yaşama tutunmuş insanlar var. Ayrıca bağışçı da bu vesile ile sağlık kontrolünden geçmiş oluyor ve kan seviyesini, tansiyonunu, nabzını öğreniyor böylece bir sorunu varsa tespit edilmiş oluyor, farkında olmadığı bir hastalık ile karşılaşabiliyor ve buna göre yaşam tarzını düzenleyebiliyor" dedi.

Bağışlanan kan hücrelerinin kemik iliği tarafından kısa zamanda yenilendiğini söyleyen Bayık, kan bağışının en önemli faydasının bağışçıya sağladığı manevi huzur olduğunu, bu vesileyle de bağışçının da birtakım testlerinin yapılmış olduğunu belirtti.

KAN ALAN KİŞİ KAYGILARINI YENMELİ

Reklam
Reklam

Kanı alan kişinin başkasından aldığı kan nedeniyle duyduğu kaygılar olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Bayık, “Hasta alınan kan ile ilgili birçok problem yaşayabilir. Bu problemler ciddi de hafif de olabilir, hemen ya da seneler sonra da açığa çıkabilir. Kan almak, kişi için kaygı kaynağıdır. Hasta kanın niçin verildiği, neden gerekli olduğunu ve ne gibi sıkıntıları yaşayabileceği konusunda önceden bilgilendirilir ve imzalı onayı alınır. Hekimin görevi ise kanı doğru nedenlerle vermek ve kan verirken hastada oluşacak yan etkileri, en minimum seviyeye indirmektir“ dedi.

Prof. Dr. Bayık, "Birçok virüs ve hastalık kan ile bulaşabilir. Bunu önlemek için bazı hastalık etkenlerine karşı testler yapılmaktadır. Ancak kanla bulaşabilecek bütün hastalık etkenlerine karşı testler yapılmamaktadır. Testleri yapılmayan hastalıklar çoğunlukla bağışçının bağış öncesinde doldurduğu formda verdiği cevaplara göre elenmektedir. Bu yüzden bağışçının sadece gönüllü değil, sorgulama formundaki sorulara doğru yanıtlar vererek aynı zamanda sorumlu bir bağışçı da olması gerekiyor" diye konuştu.

Reklam
Reklam

AFEREZ ÜRÜNLER 15 GÜNDE BİR VERİLEBİLİR

Kan bağışının bir başka yolunun olduğunu da söyleyen Prof. Dr. Bayık, şöyle konuştu: “Kan bağışının başka bir yolu da aferez yöntemidir. Alınan kandan alyuvarlar, trombositler, plazması ayrılıyor ve değişik hastalara kullanılabiliyor. Kişi bir makineye bağlanıyor, kanı bir damardan alıyor makineye giriyor makinenin içinde dolaşırken biz hangi kan hücresini almak istiyorsak onu ayırıyoruz. Ayırdıktan sonra kalan kısmı kişiye geri veriliyor. Dolayısıyla kan makinenin içerisinde dolaşırken sadece bizim istediğimiz hücreler ayrılmış oluyor. Böyle kan bağışlayanlara biz aferez bağışçısı diyoruz. Bu şekilde elde edilmiş kan hücrelerine de aferez ürünleri diyoruz. Aferez ürünler 15 günde bir bağışlanabilir. Dolayısıyla bir bağışçı 1 sene içinde en çok 24 defa aferez bağışı yapabiliyor.”

Prof. Dr. Mahmut Bayık, “Vatandaşların insan yardım bilincinin iyi olduğunu düşünüyorum. Bu bilinç özellikle kötü günlerde daha çok ortaya çıkıyor. Ancak kana ihtiyaç her zaman var. Bu yüzden kişilerin bu bilinçle düzenli kan bağışlamaları lazım” diyerek sözlerini noktaladı.

Reklam
Reklam