Kan kanseri olarak bilinen löseminin belirtileri

Sinsi hastalıkla mücadelede bu belirtilere dikkat etmek gerekiyor...

Halk arasında kan kanseri olarak bilinen ve özellikle 2-5 yaş arasındaki çocukları tehdit eden lösemiye bazı doğumsal ve kalıtsal hastalıkların yanı sıra, çevresel faktörler de yol açabiliyor. Teknolojinin gelişmesine paralel olarak artan elektronik kullanımı sonucu oluşan manyetik kirlenme, genetiği değiştirilen besin maddeleri, besinlerin muhafaza ve uzun süreli kullanıma uygun hale getirilmesinde kullanılan katkı maddeleri, bitkisel ve hayvansal ürün artırıcı kimyasal ve fiziksel yöntemlerle, şampuanından vücut kremine dek bazı kozmetik ürünlerin devamlı kullanılması gibi faktörler çocuk kanserleri için risk oluşturabiliyor! Acıbadem Maslak Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Çocuk Hematolojisi ve Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. İnci Ayan, 30 Mayıs-5 Haziran Lösemili Çocuklar Haftası kapsamında yaptığı açıklamada hem bu tehlikeleri anlattı hem de anne-babalara çok önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

Reklam
Reklam

“Yaramazlığından” dediğiniz lösemi olabilir!
Çocukluk çağı kanserleri içerisinde yüzde 30 ile en sık görüleni lösemi. Kendini bazı sinyaller ile belli eden bu tehlikeli hastalıkta erken müdahale hayat kurtarıyor. Ancak lösemi hastalığının teşhisinde en önemli sorun, anne-babanın löseminin işaretlerini ‘çocuğunun hareketli ve yaramaz’ olduğuna bağlayıp erken fark edememesi! Hele de biraz hareketli bir çocuksa, çoğu zaman bacağındaki morluklar bir yere çarpmasına, bel ve bacağındaki şiddetli ağrılar yaramazlığına bağlanarak bunların löseminin işaretleri olabildiği akla gelmeyebiliyor. Oysa ebeveynlerin çok iyi birer gözlemci olmaları ve bu ciddi hastalığın belirtilerine karşın çocuklarındaki farklılıklara dikkat etmeleri “yaramazlığındandır” deyip geçmemeleri gerekiyor. Acıbadem Maslak Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Çocuk Hematolojisi ve Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. İnci Ayan, yenidoğan döneminden ergenliğe kadar her yaşta görülebilen löseminin en sık 2-5 yaş arasındaki çocukları tehdit ettiğini belirterek “Çocuk kanserleri tedavi edilebilen bir hastalıktır. Ancak erken tanı son derece önemlidir. Son yıllarda teknoloji ve tıptaki gelişmeler sayesinde erken tanı ve uygun tedavi ile iyileşme şansı oldukça yüksektir. Ebeveynler çocuklarını iyi gözlemlemeli ve bazı işaretleri gördüklerinde zaman kaybetmeden hekime başvurmalıdır” diyor.

Reklam
Reklam

Diz üstündeki morlukları, bacak ağrılarını önemseyin!
Kemik iliğinde çoğalan ve tüm vücuda dağılan ilkel hücreler sağlıklı hücrelerin oluşmasını engelleyerek kansızlık, bağışıklık sisteminde yetersizlik ve kanamaya yatkınlık gibi belirtilere neden oluyor. Prof. Dr. İnci Ayan, özellikle diz üstünde çıkan, bir travma olmadan kendiliğinden oluşan morluklar, şiddetli bel ve bacak ağrıları, sık sık tekrarlayan yüksek ateş, burun ve diş eti kanaması, yorgunluk, solukluk ve halsizlik, boyun, koltuk altı ve/veya kasık bölgesindeki lenf bölgesinde genellikle ağrısız şişlikler, uzun süreli ve nefessiz bırakan öksürüğün löseminin işaretleri arasında yer aldığını vurguluyor.

Elektronik kirlilikten genetiği değiştirilmiş besinlere…
Çocukluk çağı lösemilerine bazı doğumsal ve kalıtsal hastalıkların yanı sıra, çevresel faktörler de yol açabiliyor. Modern çağın vazgeçilmezleri arasında yer alan ve teknolojinin hızla gelişmesine paralel olarak artan elektronik kullanımı sonucu oluşan manyetik kirlenmeden genetiği değiştirilmiş besinlere dek birçok faktör bu tehlikeler arasında yer alıyor. Besinlerin muhafaza ve uzun süreli kullanıma uygun hale getirilmesinde kullanılan katkı maddeleri, bitkisel ve hayvansal ürün artırıcı kimyasal ve fiziksel yöntemler, şampuanından vücut kremine dek bazı kozmetik ürünlerin devamlı kullanılması, çocuğun yanında sigara içilmesi, bazı virüsler, anne/babanın boya ve ağır metal sanayinde çalışması da tehlikeye davetiye çıkarıyor.

Reklam
Reklam

Erken teşhiste iyileşme şansı yüksek
Çocuk kanserlerinin günümüzde tedavi edilebilen bir hastalık olduğunu, erken tanı ve uygun tedavi ile iyileşme şansının yüzde 70’e kadar çıkabildiğini belirten Prof. Dr. İnci Ayan “En sık görülen akut lösemilerde hücre tipine ve hastalığın risk grubuna göre değişmek üzere tedavi edilebilirlik oranı yüzde 45’ten yüzde 85’e kadar yükselebilmektedir. Unutulmamalıdır ki bugün bir zatürre veya ishal hastalığında bile iyileşme şansı yüzde 100 değildir. Ülkemizde tam donanımlı araştırma hastanelerinin çocuk onkoloji bölümlerinde ulusal ve uluslararası standartlara göre hazırlanmış tanı ve tedavi modelleri ile en yüksek tedavi şansı elde edilebilmektedir” diyor. Çocuk lösemilerinde başlıca tedavi biçiminin ilaç (kemoterapi ) tedavisi olduğunu, kemoterapiye ek olarak verilen kan ve kan ürünleri ile koruyucu ve gerektiğinde tedavi edici antimikrobiyal tedavinin, moral ve ruh sağlığını destekleyici tedavilerin başarı şansını artırmada katkı sağladığını vurgulayan Prof. Dr. İnci Ayan “Süregelen araştırmalarla lösemi hücresinin moleküler genetik karakterleri belirlendikçe hedefe yönelik yeni tedavi modelleri geliştirilmektedir. Günümüzde löseminin tipi ve risk grubuna göre hastalar 2-3 yıl süren bir tedavi ile sağlıklarına kavuşabilmektedir. İlk tedaviye yanıt vermeyen veya yanıt verdiği halde daha sonra tekrarlayan hastalıkta kemik iliği nakli tedavisi ile hastaların bir bölümünde yine iyileşme şansı mevcuttur” diyor.

Reklam
Reklam