Kan şekerindeki dengesizlik retinayı vuruyor

Dünyada hızla artan diyabet hastalığına dikkat çekmek üzere her yıl 14 Kasım Dünya Diyabet Günü olarak anılıyor.

Türkiye’de yaklaşık 10 milyon kişinin mücadele ettiği diyabet, göz sağlığını da tehdit ediyor. Kan şekerinde yaşanan ani yükseliş ve düşüşler gözün sinir tabakasını etkileyerek diyabetik retinopati hastalığına neden olabiliyor. Retinopati ise erken tedavi edilmezse ciddi görme kayıplarına yol açıyor.

Diyabet, insülin salınımı veya insülün etkisinin yetersizliği sonucu kan şekerinin artmasıyla kendini gösteriyor ve ömür boyu süren kronik bir hastalık. Diyabetin vücutta yol açtığı büyük ve küçük damar komplikasyonlarının başında ise göz geliyor.

Reklam
Reklam

Dünyagöz Etiler’den Dr. Nilüfer Köylüoğlu Ünal, özellikle 10 yıldan fazla diyabet hastası olan kişilerde diyabetik retinopati görülme sıklığının arttığını söyledi. Dr. Nilüfer Köylüoğlu Ünal, Tip 1 diyabet veya insüline bağımlı genç diyabetiklerde ergenlik çağından sonra diyabetik retinopati görülme sıklığının yaşla doğru orantılı olarak arttığını belirterek, kan şekerinin düzensiz seyretmesi, kan şekerinde ani düşüş ve yükselişlerin retina damar yapısının bozulmasına, retinopati hastalığının oluşmasına ve ilerlemesine neden olduğunu ifade etti.

Görme kaybına neden oluyor

Diyabet hastalarında kan şekeri kontrolünün göz sağlığı açısından büyük önem taşıdığına dikkat çeken Dr. Nilüfer Köylüoğlu Ünal, şeker hastalığının kontrol altına alınmadığı takdirde ciddi görme kayıplarına ve ağrılı göz tansiyonu yükselmelerine neden olabileceğini vurguladı. Dr. Nilüfer Köylüoğlu Ünal, şu bilgileri verdi: “Şeker hastalığı, retinadaki kılcal damarların yapısını etkileyerek ve hücre kaybına yol açarak damar geçirgenliğinin bozulmasına neden oluyor. Bunun yanı sıra sarı nokta bölgesinde sıvı ve yağlı maddelerin birikmesine ve beraberinde kılcal damarların tıkanarak beslenmeyen alanların ortaya çıkmasına yol açıyor. Bu durumda ise retinada kendiliğinden kanayabilen yeni damarlar oluşuyor, retinanın önünde ve içinde oluşan kanamaların ardından retina dekolmanı oluşuyor. Sonuçta ciddi görme kayıpları, ağrılı göz tansiyonu yükselmeleri sadece görme değil organ kaybına neden oluyor.”

Reklam
Reklam

Göz dibi muayenesi ile erken teşhis

Dr. Nilüfer Köylüoğlu Ünal, diyabet teşhisinin hemen ardından hastanın göz muayenesi olması gerektiğini söyleyerek, diyabet hastalarının 1 yıllık aralarla diyabet kontrollerinin bir parçası olarak rutin göz muayenelerine devam etmeleri konusunda uyarıda bulundu. Dr. Nilüfer Köylüoğlu Ünal, “Özellikle göz dibi muayenesi, retinada meydana gelen değişikliklerin erken safhada tespit edilmesini sağlar ve hastaya başarılı şekilde tedavi olma şansı sunar. Diyabet tanısı sonrası 1 yıllık aralıklarla, 5 yılı geçen diyabet hastalarının 6 ayda bir, göz dibi problemi tespit edilen diyabetlilerin ise 3 ayda bir göz muayenesi olması gerekmektedir” dedi.

Lazerle tedavi tek yol

Diyabetik retinopatiyi tedavi eden tek yönteminin argon lazer fotokoagulasyon olduğunu ifade eden Dr. Nilüfer Köylüoğlu Ünal, şöyle konuştu: “Argon lazer ışığı kan damarlarındaki sızıntıyı engeller ve kan gitmeyen iskemik retinanın kapatılmasını sağlar. İntravitreal anti-VEGF enjeksiyonu, diyabetik retinopati tedavisinde yardımcı tedavi olarak çok etkilidir ancak argon lazer tedavisinin yerini almış güncel bir tedavi değildir. Argon lazer tedavisi uygun zamanda ve uygun şekilde uygulandığı takdirde şeker hastalığına bağlı ciddi görme kayıplarını önlemenin tek yoludur. Tedavide eksiklik ya da uygulama hataları sonucu oluşan bireysel problemler tedaviye bağlanmamalıdır.”

Reklam
Reklam
Anahtar Kelimeler: