"Kandil ile görüşmeler faydalı olabilir"

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'dan gündeme dair çarpıcı açıklamalar

ANKARA (ANKA) - Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Diyarbakır'ın Lice ilçesinde PKK'lı Mahsum Korkmaz'ın heykelinin dikilmesine ilişkin, "Bu kabul edilebilir bir şey değil. Yasadışı eylem, İstanbul'da, Ankara'da da olsa aynıdır, Diyarbakır'da da olsa aynıdır; güvenlik görevlileri bunlara müdahale edecektir. Bu tür yasadışı, vatandaşa baskı yapan, haraç toplayan eylemlerin hiçbiri çözüm süreci ile irtibatlı değildir, bunlara gereken müdahale yapılmalıdır" dedi.

Atalay, katıldığı bir televizyon programında, Lice'de PKK'lı Mahsum Korkmaz'ın heykelinin kaldırılmasını değerlendirdi. "Ben Perşembe günü çözüm süreciyle ilgili önemli açıklamalarda bulunuyorum, HDP'nin İmralı Heyeti önemli açıklamalarda bulunuyor, iş en ciddi şekilde yürüyor tam o gün bir heykel çıkıyor ortaya. Öncesinde hiçbirimizin duymadığı, bilgisinin olmadığı kırsal kesimde bir heykel Bir, iki gazete hemen ertesi gün haber olarak veriyor bunu. Çözüm sürecinden mutlu olmayan, bu işlerin bitmesini istemeyen kesimlerden de beyanatlar geliyor" diyen Atalay, olayla ilgili araştırmanın sürdüğünü söyledi. Bunun kabul edilebilir bir durum olmadığını vurgulayan Atalay, şöyle konuştu:

Reklam
Reklam

"Mülki idarenin de konuyla ilgili fazla bilgisi yok. Esas bilgisi olması gereken jandarmadır ama onların da bilgisi yok. Basına yansıyınca bilgi oluyor ve gereken yapıldı. Bu, sürece provokasyondur. Provokasyon her yerde var, siyaset içinde de var, orada da var, basın içinde de var. HDP Heyeti'nin onayladığı, bilgisinin olduğu bir şey değil. Onlar açısından da bu bir provokasyondur. Olan bir cana oldu, yazık oldu. Çözüm sürecinde ikinci yılı doldurmak üzereyiz. Biz AK Parti hükümetleri olarak 12 yıldır çok insani, çok erdemli ve çok demokrat bir tavır içindeyiz. Ülkemizde bu tür sorunlar varsa çözelim, geçmişte yapılan haksızlıklar yapılmışsa ki, yapılmış bunları çözelim. Kürt vatandaşlarımıza da haksızlıklar yapılmış dilini konuşamamış, çocuğuna istediği ismi verememiş. Bunlardan devlet adına özür dileyen, bunları telafi etmeye çalışan bir politika izledik. Bu yönde çok adımlar attık. Sonrasında da şiddeti ve terörü tamamen bitirmeyi hedefleyen bir politika ortaya koyduk. Kürt vatandaşlarımızın vicdanının bunları çok iyi anladığı kanaatindeyim. Geldiğimiz noktada biz çözüm süreci ile ilgili en önemli adımı da Haziran ayında parlamentoda süreçle ilgili yasayı çıkararak attık. Meclis'in yüzde 80'inin oyuyla geçmiş oldu. Ana muhalefet partisi ilk defa bizimle birlikte böyle bir çalışmaya destek vermiş oldu. Bunu da çok değerli görüyorum."

Reklam
Reklam

-"KANDİLLE DİREKT GÖRÜŞÜLMELİ"-

"Çözüm süreci" konusunda devletin üzerine düşeni büyük oranda yaptığını belirten Atalay, şunları ifade etti:

"Bundan sonrası sınırları iyi çizilmiş bir yol haritasını çalışıyoruz. Bir yandan partimizin önemli konuları var ama bir yandan Türkiye'nin en büyük sorununu çözmek için uğraşıyoruz. Bizim MİT müsteşarlığımız daha çok İmralı ile görüşüyor ama görüşme heyetleri bundan sonra biraz genişleyecek. MİT dışından da devletin diğer kurumlarında da katılım olacak. HDP Heyeti ile siyasi boyutta biz görüşüyoruz. Oluşacak yeni heyetimizin Kandil'le de direkt görüşmesini ben arzu ediyorum, yan, hem MİT hem Kamu Güvenliği Müsteşarlığı'ndan oluşacak heyetimizin. Bu yasanın getirdiği hususlardan birisi açık bir politika. Hiç kimsenin çekinecek bir şeyi yok. Biz bu yol haritasını oluşturduğumuzda her kesimin burada kabulü ve mutabakatı şart. Biz siyaset kesimi olarak sadece HDP Heyeti ile görüşüyoruz. Bu işin artık son adımların belirlenmesi safhasındayız. Gerekiyorsa Avrupa kanadıyla da olacak. O mutabakatlar sağlandıktan sonra da görüşmeler başlayacak. Eylül sonu falan dediğim bir genel belirlemedir. Yani, Parlamento açılmadan bu yaz dönemini değerlendirelim. Çerçeve belli, zaman belli, kimin ne yapacağı belli hale gelsin."

Reklam
Reklam

İlk safhanın, "tarafların bütün eylemlerini durdurması" olduğuna dikkat çeken Atalay, şunları ekledi:

"Son zamanlarda duyuyorsunuz, bölgede kimi yine yasadışı silah kullanmayan belki ama vatandaşa baskı yapan, haraç toplayan, oy kullanmada köylere gidip baskı yapan olaylar yaşandı. Örgüt tarafından yapıldı bunlar, biliyoruz. Bunlar sanki çözüm sürecinin bir sonucu gibi kullanıldı. İlk safha bunlarla ilgili gerekli kararların alınması ve bunların durdurulması olur. Bunların hiç birisi çözüm süreciyle irtibatlı değildir. Yasadışı eylem, İstanbul'da, Ankara'da da olsa aynıdır, Diyarbakır'da da olsa aynıdır; güvenlik görevlileri bunlara müdahale edecektir. Bu tür yasadışı, vatandaşa baskı yapan, haraç toplayan eylemlerin hiçbiri çözüm süreci ile irtibatlı değildir, bunlara gereken müdahale yapılmalıdır. Çözüm sürecini yıpratıcı argüman olarak kullanıyor birileri, çözüm süreci bunlar olmasın diye var. Bu tür konulara tereddütsüzce müdahale edilsin, bunu bir defa daha buradan söylemiş oluyorum."

Reklam
Reklam

-"İTİRAZ EDENLER EDER, YARGIYA BAŞVURUYORLARSA KARARA BAĞLANIR, GÖRÜRÜZ"-

Başbakan Erdoğan'ın görev süresiyle ilgili tartışmalara da değinen Atalay, şu ifadeleri kullandı:

"Bunlar hukuki şeyler. Bizim partimizin hukukçuları o kanaatte değil. Geçen MKYK toplantımızda da Başbakanın, Cumhurbaşkanı olarak 28 Ağustos'ta göreve başlayacağını, o gün mazbatasını alacağını, o güne kadar yürüttüğü görevlerin devam edeceğini bütün hukuki gerekçeleriyle anlattılar, bizler de ikna olduk. İtiraz edenler eder, yargıya falan bir yerlere başvuruyorlarsa karara bağlanır, onları da görürüz.

Abdullah Bey saygı duyduğumuz ve bu hareketin temel direklerinden birisi. Partimizin ikinci ismidir. Abdullah Bey'in partimize tekrar dönmesinden hepimiz güç kazanırız, memnun oluruz. "Başbakan ile genel başkan aynı kişi olsun' diye bir ilke geliştirildi. Bu çerçevede bu teşkilatlarda, bu parti grubumuzda hepimizde Abdullah Bey'in çok özel bir yeri vardır. Tayyip Bey ve Abdullah Bey Türkiye'nin son dönemde yetiştirdiği istisnai isimler. Özellikle bu iki isim Türkiye'nin dünyada da iftihar edeceği önemli isimler. Bunların hepsinin partimizin içinde olması partimizi güçlü kılacaktır. Yeni gelişen durum ilkeler çerçevesinde yani "başbakan ve genel başkan aynı kişi olsun, 3 dönemlikler olmasın' çerçevesinde isimler istendi, herkes yazdı. MYK'da göreceğiz."

Reklam
Reklam
Anahtar Kelimeler: