Bursa'dan kandırarak kaçırdığı genç kızı önce İzmir'e götüren daha sonra Ankara'ya getirirken yolda tecavüz eden bir kişi, genç kızı arkadaşlarına teslim etti.
21 yaşındaki Gamze D. adındaki genç bir kızın geçen hafta Bursa'da kaybolduğunun ailesi tarafından polise bildirilmesinin ardından, genç kızın ablası Bircan A. kız kardeşinin cep telefonundan Yasin adındaki bir kişiye ulaştı.
Telefonda görüştüğü Yasin'e Keçiören’deki bir alışveriş merkezinde buluşmak üzere randevu veren Bircan A, söz konusu alışveriş merkezine gelerek durumu Ankara polisine bildirdi.
Bunun üzerine alışveriş merkezine gelen ekipler, kafetaryada bulunan Ergün T. ile dolmuş şoförü oldukları öğrenilen Yasin Ü. ve Arif P'yi gözaltına aldı. Zanlılardan Ergün T.'nin genç kız hakkında bilgi sahibi olduğunu ve AŞTİ'de amcasının oğlu Yasin T'nin yanında olduğunu söylemesi üzerine polis Ergün T'yi de yanına alarak AŞTİ'ye gitti.
Burada gözaltına alınan Yasin T, genç kızın yolcu bekleme salonunda olduğunu söyleyerek yerini gösterdi. Gamze D. polisler tarafından bulunurken, zanlılar ifadeleri alınmak üzere emniyete götürüldü.
Polis merkezine götürülen genç kız ifadesinde, kendisini Bursa'dan kandırarak kaçıran kişinin Ankara'da bir kargo firmasının sahibi olan Serkan Y. olduğunu, Bursa'dan İzmir'e götürdüğünü oradan da Ankara'ya getirdiğini ve yol boyunca kendisine kamyonda defalarca tecavüz ettiğini söyledi.
Genç kız, Ankara'ya geldikten sonra Serkan Y'nin kendisini Yasin T.'ye verdiğini ve onunda kapattığı evde 2 gün süreyle arkadaşlarıyla birlikte tecavüz ettiğini öne sürdü. Genç kızın ifadeleri doğrultusunda harekete geçen polisler söz konusu kargo şirketine giderek Serkan Y'yi de gözaltına aldı.
Zanlılar sorgularının ardından adliyeye sevk edildi.
AA
Ereğli Sanayi Sitesi B-Blok önündeki kavşakta meydana gelen trafik kazasında, 30 yaşındaki Tarık Çelik yönetimindeki 67 LC 846 plakalı motor, tali yoldan çıkan İzzet Ç. yönetimindeki 67 M 8557 plakalı yolcu minibüsünün altında kalmıştı.
[**
**](http://video.mynet.com/habervideo/Minibusun-altinda-kaldi/504744/)
Motoruna benzin aldıktan sonra dükkânına dönen Tarık Çelik, kazada yaşamını kaybederken, motorun arkasında bulunan yolcu Taner Akman, hafif yaralanmıştı.
Kazadan sonra şoka giren minibüs şoförü İzzet Ç., kazayı polislere anlatırken, hafif yaralanan Taner Akman ise sürücüyü kazadan bir dakika önce yavaş gitmesi konusunda uyardığını söylemişti. Feci kazada yaşananlar, çevredeki iş yerlerinin güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedildi. Minibüsün altında kalan sürücü Tarık Çelik'in kafasındaki kaskın fırladığı görülen kazada yolcu minibüsünün arka lastiklerinin ise motorun üzerinden geçtiği ortaya çıktı.
Görüntülerde, minibüstün muavini olduğu belirtilen şahısla birlikte kazayı görenlerde büyük panik yaşayarak, yola koşturmaları ve yaşanan panikte dikkat çekiyor.Öte yandan kaza sonrası gözaltına alınan sürücüsü İzzet Ç, sevk edildiği adli makamlar tarafından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı.
İHA
Kayseri'nin Develi İlçesi'ne bağlı Şahmelik Köyü'nde oturan Emsal ve Mehmet Karabacak çiftinin 3 yaşındaki çocukları Rıdvan, bugüne kadar 7 kez ameliyat oldu ve toplam 2 yılını hastane odalarında geçirdi. Sarı saçları, mavi gözleriyle doktor ve hemşirelerin ‘Artist’ lakabını taktığı minik Rıdvan, şimdi geçireceği 3 ameliyatı bekliyor.
Develi'nin Şahmelik Köyü'nde çiftçilik yapan Mehmet ve ev hanımı eşi Emsal karabacak çiftinin 4 çocuğundan en küçüğü olan Rıdvan, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Çerrahi Servisi'nin müdavimi oldu. 3 yaşının toplam 2 yılını hastane odalarında ve ameliyathanelerde geçiren talihsiz çocuk, 1 fıtık, 1 bağırsak, 1 anüs, 4 de böbrek ameliyatı geçirdi.
Böbreğindeki sorun yüzünden son olarak 3 Mart'ta suni sonda yerleştirilen ve sık sık idrar yolları enfeksiyonuna yakalanan Rıdvan'ın babası Mehmet Karabacak, “Eşim Emsal ile birlikte son 3 yıldır Fakülte Hastanesi'ne taşındık. Muayeneler, kontroller, tahliller, sayısı 7'ye ulaşan ameliyatlar derken, evin yüzünü unuttuk. Doktorlar, hemşireler ve hastane görevlileriyle akraba gibi olduk. Oğulumu ‘Artist Rıdvan’ diye seven görevliler, onu iyileştirmek için ellerinden geleni yapıyorlar” dedi.
Karabacak çifti, çocuklarının sağlık sorunları yüzünden ekonomik açıdan zorluklar yaşadıklarını o nedenle, Rıdvan'ı reklam filimlerinde oynatma, katalog çekimleri için teklif beklediklerini söyledi.
Zonguldak Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri, Türk Telekom arıza servisinde çalışan Mehmet Akça'nın 17 Mart 2010 da sabah işe gittiği saatlerde öldürülmesi olayı ile ilgili soruşturmasını sürdürdü.
Meşrutiyet Mahallesi'ndeki merdivenlerde tabancayla öldürülen Mehmet Akça'nın kan davası nedeniyle öldürülebileceği iddiası üzerine ekipler alarma geçti.
Mehmet Akça'nın kardeşi A. Akça'nın üç yıl önce bıçakla öldürdüğü Ali Ö.'nün yakınları tarafından öldürülebileceği ihtimali üzerinde duran ekipler, Zonguldak ve Trabzon'da eşzamanlı operasyon yaptı.
Mehmet Akça'nın, üç yıl önce öldürülen Ali Ö.'nün ağabeyi Osman Ö. tarafından öldürüldüğü iddia edildi.
Operasyonda Osman Ö., teyzesinin oğlu Erol K. Trabzon'da yakalandı. Zonguldak'ta ise Ergün Ö., Kerim B., Tuncay B., Köksal B., Ahmet B. ve Ekrem Ö. yakalandı.
Mehmet Akça'yı öldürdüğü iddia edilen Osman Ö.'nün olay günü Trabzon'a gittiği öğrenildi.
Zanlıların olaydan önce olay yerinde keşif yaptığı öne sürülürken yapılan aramalarda cinayetin işlendiği silah ve 4 ruhsatsız tabanca ile 2 av tüfeği ele geçirildi. Zonguldak Adliyesi'ne getirilen şahısların savcılıkta sorgulaması sürüyor.
Öte yandan Mehmet Akça'nın 17 Mart 2010 da öldürülmesi ile olayı işlediği ve olaya karıştığı iddia edilen zanlıların 17 Nisan 2010 da yakalanması dikkat çekti.
Yazılıgürgen Mahallesi'nde yaşayan A.H.Ö'nün (43), İstanbul ve Kocaeli'ndeki bazı iş yerlerine at eti sattığını belirleyen Karapürçek İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri zanlıyı takibe aldı.
Jandarma, A.H.Ö'yü dün gece yarısı evinin arkasındaki barakanın önünde tay keserken suçüstü yakaladı. Zanlının ahırında yapılan aramada kesilmeyi bekleyen 5 adet at bulundu.
Jandarmadaki sorgusunun ardından adliyeye sevk edilen A.H.Ö'nün savcılıktaki ifadesinde yıllardır at kestiğini itiraf ettiği ileri sürüldü.
Zanlının kestiği atların etlerini hangi iş yerlerine verdiğini söylemediği öğrenildi.
Cihan
Edinilen bilgiye göre, kimliği belirsiz bir kadın, kalın bağırsak kanseri olan ve hayatını kaybeden yakınına ait 4 adet kolostomi torbasını bağışlamak için Konya Numune Hastanesi'ne getirdi. Hemşireler torbaları teslim almadan kullanılır mı diye kontrol ettiği sırada, beklemeyen kadın hastaneden ayrıldı. Bu sırada hemşireler kutunun içerisinde 5 bin TL değerinde ziynet eşyası buldu. Kadını bulamayan hemşireler durumu hastane yönetimine iletti.
Konuyla ilgili açıklama yapan Konya Numune Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Osman Yılmaz, "Hastanemize bir bayan, kalın bağırsak kanseri hastalarının kullandığı 4 adet kolostomi torbası getirdi. Kutu içinde hastanemize getirilen torbaları, hemşirelerimiz kullanılır mı diye kontrol ederken, getiren kişi gitmiş. Torbayı açtıklarında ziynet eşyaları çıktı. Biz emniyete haber verdik. Kendimizde bayanı aradık ama bulamadık. Çekmiş gitmiş. Kamera kayıtları var, bunlar sayesinde bize getiren bayanı bulabiliriz" dedi.
Polise teslim edilen ziynet eşyalarının değerinin yaklaşık 5 bin TL olduğu ve sahibinin aranmasına devam edildiği bildirildi. Hastanenin güvenlik kameralarında poşet içerisinde bağışlamak için getirdiği kolostomi torbalarıyla görülen kadını tanıyanların hastane veya polise bilgi vermesi isteniyor.
Doğumdan bir ay sonra anormalliği fark edilen Emre Arslan'ın kafası, normalin 4 katı büyüklüğü görenlerin yüreğini burkuyor.
[**
**](http://aktuel.mynet.com/galeri/haber/kafasi-surekli-buyuyor-kafasi-surekli-buyuyor/5751/147533/)
[**
**](http://video.mynet.com/habervideo/Kafasi-surekli-buyuyor/504462)
Çobanlık yapan Halil ve ev hanımı Selvi Arslan çiftinin 4'üncü çocuğu olan Emre Arslan, tedavi olmak için yardım eli bekliyor.
Dertli anne Selvi Arslan, kafası sürekli büyüyen oğlu Emre'nin yürüyemediğini ve kendi kendine beslenemediğini, hazırladığı sıvı gıdalarla oğlunu yaşatmaya çalıştığını belirtip, tedavisinin yapılmasını istedi.
Normal doğumla dünyaya gelen Emre'nin annesi Selvi Arslan, "Emre doğduktan bir ay sonra kafası büyümeye başladı ve hastalandı. O zaman Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne götürdük. Bu hastanede 5 ay süreyle tedavi görmesine rağmen iyileşmedi. O günden beri evde bakmaya çalışıyorum. Ancak oğlum gözlerimin önünde solup gitti. Oğlumun tedavisinin yapılmasını, sağlığına kavuşmasını istiyorum" dedi.
Selvi Arslan, üçüncü çocuğu 14 yaşındaki Emrullah'ın da belinde ve bacağında sakatlık bulunduğunu, geçirdiği ameliyata rağmen bir türlü sağlığına kavuşamadığını ve hala aksayarak yürüdüğünü anlatırken, doktorların her iki çocuğun durumunu akraba evliliğine bağladığını anlattı.
DHA
Ormanlık alanda aralarından çıkan tartışma sonucu bıçaklanan kadın öğretmen kaldırıldığı hastanede öldü.
Arkadaşının otomobiliyle geldiği Mersin'in Silifke ilçesinde, ormanlık alanda aralarından çıkan tartışma sonucu bıçaklanan, Hatay'da görev yapan kadın öğretmen, sürünerek yakınına geldiği şehirler arası yoldan geçen araç sürücüsünün haber vermesi üzerine kaldırıldığı hastanede öldü.
Soruşturma sonucu yakalanan zanlı, Hatay'ın Hassa ilçesi Ardıçlı beldesi eski belediye başkanı Hüseyin B.(56), öğretmen Zeliha Sarıbay'ı (44) öldürdüğü iddiasıyla çıkarıldığı nöbetçi mahkemece tutuklandı.
Alınan bilgiye göre, 16 Nisanda 23.00'te Mersin'in Gülnar ilçesi Büyükeceli beldesi yakınlarında, Mersin-Antalya D 400 kara yolunda, yaralı haldeki Hassa Dervişpaşa İlköğretim Okulu Öğretmeni Zeliha Sarıbay, yoldan geçen araç sürücüsünden yardım istedi.
Olay yerinde duran sürücünün bildirimi üzerine gelen jandarma ekipleri, bıçaklanarak yaralandığı belirlenen Sarıbay'ı askeri araca koyarak, hastaneye doğru yola çıktı. Yolda, 112 Acil Servis aracına nakledilen yaralı, Silifke Devlet Hastanesine kaldırıldı. Boynu ve kolları ile vücudunun çeşitli yerlerinden bıçaklanan kadın, ameliyata alındı ancak kurtarılamadı.
Sarıbay, olay yerinden hastaneye götürülürken jandarmaya verdiği ifadesinde, Hatay'dan, Hassa ilçesi Ardıçlı beldesinin eski belediye başkanı olan arkadaşı Hüseyin B (56) ile Mersin'e geldiklerini söylediği öğrenildi. Otomobilden indikten sonra ormanlık alanda tartıştıkları Hüseyin B'nin kendisini bıçakladığını, sürünerek yol kenarına kadar geldiğini ve yardım istediğini belirten kadının ifadeleri üzerine soruşturma bu yönde sürdürüldü.
Jandarma ekipleri, dün, Hüseyin B.'yi Hassa'daki evinde yakaladı. Bozkurt'un sorgulanmasının ardından sevk edildiği adliyede nöbetçi mahkemece tutuklandığı bildirildi.
Öte yandan, Sarıbay'ın cenazesinin, sevk edildiği Adana Adli Tıp Kurumundaki otopsi sonrasında dün, ailesi tarafından alınarak getirildiği Hassa'da düzenlenen törenin ardından Asri Mezarlık'ta toprağa verildiği kaydedildi.
Zanlı Hüseyin B.'nin öğretmenlikten ayrıldıktan sonra 3 dönem, Refah Partisi, Fazilet Partisi ve Ak Parti'den aday olarak belediye başkanlığı yaptığı, 29 Mart 2009'da ise seçilemediği öğrenildi.
AA
Alanya'da oturan E.E., bugün öğle saatlerinde adliyenin müracaat savcılığına gelerek, 'Bana cinler ve periler tecavüz ediyor' diye şikayette bulundu. Şikayet dilekçesini savcıya vermesinin ardından bir üst kata çıkan kadın, burada koridor penceresinden atladı.
8 katlı adliye binasının 2'nci katından atlayan E.E., şans eseri altta bulunan kafeteryanın güneşliklerinin üzerine düştü. Kesilen tentenin üzerinde indirilen kadın çevredekilerin çağırdığı 112 Acil Servis ekibi tarafından ambulansa alındı.
Alanya Devlet Hastanesi'ne götürülen E.E., acil servisteki tedavisinin ardından ifadesi alınmak üzere Cumhuriyet Polis Merkezi'ne götürüldü.
Psikolojik sorunları olduğu iddia edilen E.E.'nin sorgusu sürüyor.
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK)'da “Bakışlarınızdan çok etkilendim. Buluşalım mı” dediği öne sürülen hâkim hakkında soruşturma başlattı
Gazete Habertürk'te Gökay Usanmaz imzası ile yeralan habere göre, Bakırköy’de oturan 27 yaşındaki B.Z., 2006 yılında görkemli bir düğünle dünya evine girdi. Ancak bumutluluk uzun sürmedi. Eşi ile aralarında şiddetli geçimsizlik başlayan B.Z. çareyi boşanma davası açmakta buldu. Avukatı aracılığıyla Bakırköy AileMahkemesi’ne başvurdu. 2008 yılında açılan davanın ilk duruşmasına eşi katılmadı. Bunun üzerine duruşma ertelendi. İddiaya göre ikinci duruşmada eşiyle birlikte hazır bulunan B.Z. eve gittikten sonra kendisini çok şaşırtan bir telefon aldı.
**‘GÖRÜŞMEK İSTERİM’**
B.Z.’nin iddiasına göre telefondaki kişi genç kadına “Ben bugün davanıza bakan Hâkim A.H.S.’yim. Size söylemem gereken bir şey var. Bugünkü duruşmada bakışlarınızdan çok etkilendim. Mümkünse sizinle görüşmek isterim” dedi. B.Z., tepki göstererek telefonu kapattı ve durumu avukatına anlattı.
B.Z.’nin de isteği doğrultusunda avukat, duruşma gününden önce mahkemeye ‘reddi hâkim’ talebini içeren bir dilekçe verdi. Genç kadın daha sonra A.H.S.’yi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na (HSYK) şikâyet etti.
**‘TELEFONU KAPATTIM’**
B.Z. şikâyet dilekçesinde şu ifadelere yer verdi: “Eşim ile şiddetli geçimsizlik nedeniyle Aile Mahkemesi’ne dava açtım. Davanın ikinci duruşmasından sonra evime döndüm. Akşam 19.45’te telefonum çaldı. Telefonu açtığımda bir erkek sesi ‘Merhaba. Ben bugünkü duruşmanıza Bakan Hâkim A.H.S.’yim. Size söylemem gereken bir şey var. Bugünkü duruşma esnasında sizin bakışlarınızdan çok etkilendim, mümkünse sizinle görüşmek isterim’ dedi. Ben de kendisinde bu cüreti ne hakla bulduğunu, kendisinin bir hâkim olduğunu ve söylediklerinin kendisine yakışmadığını söyleyerek telefonu kapattım.” B.Z. dilekçesinin devamında aradan 4 dakika geçtikten sonra Hâkim A.H.S.’nin kendisini tekrar aradığını ileri sürdü: “Gayet lakayt bir biçimde talebini tekrar etti. Hatta davama bakmasından dolayı aba altından sopa gösterdi. Ben yaptığım evliliğim yürümediğinden devletimin adaletine sığındım. Olay olduğu anda davam daha ikinci celsesindeydi. Bu yüzden yüce Türk adaletinin bir hâkimine iftira etmemi gerektirecek hiçbir yargı sefahatı cereyan etmemiştir.
**‘ŞEREFİME SALDIRI’**
Hakim A.H.S.’nin yaptığı hareketin namusuna ve şerefine yönelik bir saldırı olduğunu belirten B.Z. “Bu aynı zamanda Türk adaletine ve hâkimlik mesleğine yapılan bir saldırıdır. Hâkim A.H.S.’nin gerekli cezaya çarptırılmasını talep ederim” dedi. Geçtiğimiz aylarda boşanma davası sonuçlanan genç kadının şikayeti üzerine HSYK müfettişleri, Hâkim A.H.S., hakkında soruşturma başlattı.
Hafta sonu tatilini geçirmek için misafirleriyle birlikte Duacı köyü Eczacılar Sitesi'ndeki yazlıklarına giden aile televizyon izlerken, çocuklar da odalarında oynamaya başladı.
Ağabeyi Çağatay G. ve adı öğrenilemeyen misafirlerinin çocuğunun da bulunduğu evin üst katındaki odada oynayan 2,5 yaşındaki Yunus G, ranzasından atlarken perdelerin açılıp toplanmasını sağlayan ipin boynuna dolanması nedeniyle asılı kaldı.
Kardeşinin durumunu fark edemeyen Çağatay G, arkasını döndüğünde asılı halde kardeşini görerek anne ve babasına haber verdi. Odaya gelen baba Salih G. ve anne Elmas G. küçük çocuğun cansız bedeni ile karşılaştı.
Küçük çocuğun cesedi Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Morgu'na kaldırılırken, cenazesinin bugün Muratpaşa Cami'nde kılınacak cenaze namazının ardından toprağa verileceği öğrenildi.
AA