Kanın hayat veren yolculuğunda "Kovid-19" hassasiyeti

Türk Kızılay, bağışçıdan alındıktan sonra laboratuvarlardaki analiz sürecine kadar önemli aşamalardan geçen kanı, Kovid-19'la mücadele sürecinde güvenle hastanelere ulaştırmak için yoğun çaba sarfediyor - Salgın sürecinde uzun süre maske, eldiven, gözlük ve siperlik gibi koruyucu ekipmanları kullanan Türk Kızılay çalışanları, nefes alıp vermenin bile zorlaştığı anlara sabredip, hastaların ihtiyacı kanı temin etmeyi sürdürüyor - Türk Kızılay Batı Akdeniz Bölge Kan Merkezi Müdürü Tufan Ertop: - "Kovid-19 nedeniyle her türlü tedbiri alarak, kanın hastalara uzanan yolculuğunda riskleri bertaraf ettik. Bağışlanan bir kanın üç hastaya hayat verdiği unutulmamalı"

AYŞE YILDIZ - Türkiye genelinde her yıl milyonlarca ünite kan toplayarak hastalara şifa dağıtan Türk Kızılay ekipleri, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) mücadelesinin sürdüğü dönemde alınan yoğun tedbirlerle de çalışmalarını aralıksız sürdürüyor.

Kazalarda, bazı hastalık veya büyük ameliyatlarda ihtiyaç duyulan kan, Kovid-19 nedeniyle daha da zorlaşan bir süreçte, Türk Kızılay çalışanları ve bağışçıların fedakarlıklarıyla hastalara ulaştırılıyor.

Antalya, Isparta ve Burdur illerinden sorumlu Türk Kızılay Batı Akdeniz Bölge Kan Merkezinin ekipleri de bu süreçte yoğun mesai harcıyor.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı (AA) ekibinin görüntülediği titiz çalışmada, Kovid-19'la mücadele edilen dönemde kan stoklarının azalmaması için verilen çaba dikkati çekiyor.

Bağışçıdan alımından laboratuvarlardaki analiz sürecine kadar önemli aşamalardan geçen kanı güvenle hastanelere ulaştırmak için zamanla yarışan ekipler, uzun saatler boyunca maske, eldiven, gözlük ve siperlik gibi koruyucu ekipmanları kullanıyor.

Nefes alıp vermenin bile zorlaştığı anlara sabreden Türk Kızılay ekipleri, her türlü zorluğa rağmen hastaların ihtiyacı kanı temin etmeyi sürdürüyor. Her bağışçı için de ayrı hazırlık yapılıp, tedbirler yeniden alınıyor.

- Kovid-19 tedbirleri üst düzeyde alındı

Merkez bina başta olmak üzere ilçelere giden gezici tırlarda ve belirlenen kan alma noktalarında kurulan çadırlarda Kovid-19 nedeniyle alınan sıkı tedbirler göze çarpıyor. Sabah erken saatlerde işe koyulan sağlık ekipleri, sosyal mesafe kuralına göre içeri aldıkları bağışçıların el dezenfektanını sağlayıp, ateş ölçümünü gerçekleştiriyor.

Reklam
Reklam

Bağış formunun yanı sıra Kovid-19 öyküsü olup olmadığının tespiti için ayrı bir form daha doldurtan ekipler, her bağışçı için sedyelere ayrı havlu kağıt, kolçağına ise tek kullanımlık örtü seriyor. Bağışçının ellerinin yanında kan alınacak kolu da dezenfekte edilerek işleme başlanıyor.

Maske, eldiven, özel gözlük veya siperlik takan, önlük giyen ekiplerin aldıkları kanlar, günün sonunda müdürlük bünyesindeki laboratuvarlarda incelenerek, eritrosit süspansiyonu, taze donmuş plazma ve trombosit olarak üç ürüne ayrıştırılıyor.

Tüm dünyayı etkisi altına alan salgından dolayı 16 Nisan itibarıyla Kovid-19'u yenen bağışçılardan immün plazma da alan ekipler, merkezlerde kök hücre bağışlarını da kabul ediyor.

- 41 ünite immün plazma alındı

Sorumlu olduğu Antalya, Isparta ve Burdur'dan son 3 yılda artan bir ivme ile kan toplayan ekipler, 2017'de 115 bin 507, 2018'de 126 bin 635 ünite olan kan miktarını geçtiğimiz yıl 134 bin 932'ye çıkardı.

Kovid-19'la mücadele edildiği süreçte de çalışmalarına ara vermeyen ekipler, bu yıl 49 bin 293 ünite kan ve 41 ünite de immün plazma aldı.

Reklam
Reklam

Kanlar, laboratuvardaki işlemlerinin ardından bölge genelindeki 56 hastanede şifa bekleyenlere ulaştırılıyor. Bu süreçte alınan plazmalar ise yoğun bakımlarda entübe hastalara naklediliyor.

- "Bağışlanan kan 3 hastaya hayat veriyor"

Türk Kızılay Batı Akdeniz Bölge Kan Merkezi Müdürü Tufan Ertop, AA muhabirine, kurum olarak Türkiye'de bin 200 hastaneye hizmet verdiklerini, kan ihtiyacının yüzde 90'dan fazlasını karşıladıklarını söyledi.

Kovid-19 sürecinde bazı ülkelerde kan bulma sıkıntısı yaşandığına değinen Ertop, "Amerika'da kan stoklarının kısa sürede tükendiğini gördük. İtalya ve İspanya'da ünlüler, sürekli kan bağışı için çağrılarda bulundu. Bizde ise Sağlık Bakanlığımız ve genel merkezimiz kampanya yaptı. Çağrılar kısa sürede karşılık buldu. Vatandaşlarımız bu süreçte duyarlı davrandı." diye konuştu.

Kan stokları düştüğü için nisan ayının üçüncü haftasında kırmızı alarm verdiklerini ancak 1,5 ayda hızla toparlandıklarını aktaran Ertop, kanın acil değil, sürekli ihtiyaç olduğunu vurguladı.

Reklam
Reklam

Ertop, şöyle konuştu:

"Kovid-19 nedeniyle her türlü tedbiri alarak, kanın hastalara uzanan yolculuğunda riskleri bertaraf ettik. Bağışlanan bir kanın üç hastaya hayat verdiği unutulmamalı. Bağışçıların Kovid-19'a yönelik yurt dışına çıktı mı, hasta biriyle teması oldu mu diye sorgulamasını yapıyoruz. Eğer risk varsa bu kişileri bağış alanına kesinlikle kabul etmiyoruz. Yaz dönemi bağışlar düşebilir. Her mevsim kan bağışlanması gerektiğinin bilinci yerleşmeli."

- "Vatanımız için kanımızı vereceğiz"

Bağış yapan Mustafa Yetkin de salgın sürecinde Türk Kızılayın kan bankasına katkıda bulunmak istediğini ifade etti. Birlik beraberliğin önemine değinen Yetkin, "Vatanımız, milletimiz için kanımızı tabi ki vereceğiz." dedi.

Arkadaşıyla kan vermeye gelen 19 yaşındaki Barış Çakır ise salgın sürecinde kan stoklarının azalma riskine karşı duyarlı olunması gerektiğini vurguladı.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: