Araştırmanın, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Dahiliye Onkoloji Servisinde tedavi gören 107 hasta üzerinde gerçekleştirildiğini belirten E.Ü. Hemşirelik Yüksek Okulu Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ayça Gürkan, "Kanser, tüm yaşam alanlarına getirdiği kısıtlamalar nedeniyle, bireylerin işlevselliklerini çok yönlü etkileyebilmektedir. Bu alanlardan biri de hastanın cinsel yaşamıdır" dedi.
Kanser tanısıyla karşılaşan bireyin ölüm, acı çekme, bağımlılık, beden imgesinin bozulması tehditleri ile karşı karşıya bulunduğunu açıklayan Yrd. Doç. Dr. Gürkan, "Kronik bir fiziksel hastalık olarak kanser, baş edilmesi gereken gelişimsel bir kriz olarak ele alınmalıdır. Hasta birey, psikolojik, sosyal ve fiziksel değişimlerle başa çıkma ve uyum sağlama gibi sorunlarla karşı karşıya gelir. Kızgınlık, çaresizlik, depresyon en sık karşılaşılan sorunlar içindedir ve depresyon en sık karşılaşılan sorun olmaktadır" diye konuştu.
Cinsel fonksiyonların biyofiziksel ve psikososyal cinsel sistemlerin etkileşimi sonucu ortaya çıktığını kaydeden Doç. Dr. Gürkan, "Bu sistemlerden herhangi birinde meydana gelen olumsuz belirtiler, cinsel fonksiyon bozukluğuna yol açar" dedi.
Yapılan araştırmada, kanser hastaların yüzde 84.3'ünün cinsel ilişkiden kaçındığının görüldüğünü de belirten Yrd. Doç. Dr. Gürkan, "Yüzde 42.8'i kendilerini eş olarak algılamamakta, yüzde 84'ü ilişki öncesi gerginlik yaşamakta, yüzde 72'si eksik ya da yanlış cinsel bilgiye sahip olmaktadır. Cinsel yaşamın sağlık üzerine olumlu etkisi göz önüne alındığında, cinsel danışmanlık, eğitim ve gerektiğinde tedavi sorumluluklarının yerine getirilmesine önem verilmelidir" şeklinde konuştu.