Çevresel faktörler ve yaşam stili farklılıkları nedeniyle dünyanın çeşitli bölgelerinde farklı kanser türlerinde artış gözlendiğini belirten Yrd. Doç. Dr. Çeber, "Kanser oluşmasını önlemek için; önlemlerin alınması, ilaçların kullanılması, sağlık eğitimiyle duyarlılığın arttırılması gereklidir. Kansere bağlı ölümleri azaltmak için ise; tarama testleri ile erken tanı, uygun cerrahi girişimlerin uygulanması gerekmektedir" diye konuştu.
Sigara ve alkol kullanımı, şişmanlık, genetik yatkınlık, bakteri ve virüsler gibi çeşitli faktörlerin kanser oluşumunu kolaylaştırdığını belirten Yrd. Doç. Dr. Çeber, şöyle devam etti: "Sigara ve tütün kullanılmasının, kanser ölümlerinde, bilinen tüm diğer kanser nedenlerinin toplamından daha çok oranda rol oynadığı uzun yıllardan beri bilinmektedir. Sigara farklı toplumlarda, farklı yaşam stili ve çevresel faktörlerin etkisiyle farklı kanser türlerine ve ölüme neden olmaktadır. Yapılan epidemiyolojik çalışmalar meme, kolon, prostat ve akciğer kanserlerinde, beslenme ve egzersiz yapmanın kanser riskini azaltmada önemli olduğunu göstermiştir. Kanserden ölümlerin çok zayıf veya çok şişman olanlarda arttığı belirlenmiştir. Sigara içmeyenler arasında kanserden ölümlerin yüzde 10'undan şişmanlığın sorumlu olduğu saptanmıştır."
Genetik faktörler ve ailesel yatkınlığın kanser oluşumunda önemli rol oynadığının da altını çizen Çeber, "Çevresel ve diğer faktörlerle birleşmesiyle, bu önem daha da artar. Kanserin henüz tedavi edilebilecek bir düzeydeyken, erken tanılanması hayat kurtarır. Erken tanıda toplum tabanlı tarama testleri önemlidir. Kanserde beslenme ve yaşam stilinin rolüyle ilgili ve kanserden korunmaya ilişkin sağlık eğitimi yapılmalı, toplumun her kesimi kanserden korunma konusunda güdülenmelidir" diye konuştu.