Acıbadem Adana Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Züleyha Çalıkuşu, “Erken tanı ve tedavideki gelişmeler sayesinde kanser artık tedavi edilebilir hastalıklar arasında yer alabilirken, tedavisi mümkün olmayan kanser türlerinde veya ileri evre kanserlerde artık hastalığın uzun süreli kontrolü sağlanabilmektedir” dedi.Kanserin belirli bir doku veya organdaki hasarlı hücrelerin kontrolsüz bir biçimde üreyerek bir kitle veya tümör oluşturması olduğunu kaydeden Doç. Dr. Çalıkuşu, dünya genelindeki ölüm nedenlerine bakıldığında kanserin ikinci sırada yer aldığını belirtti. Özellikle akciğer, mide, karaciğer, kolon ve meme kanserlerinin her geçen yıl diğer kanser tiplerine göre daha fazla ölüme neden olduğunu söyleyen Doç. Dr. Çalıkuşu, son yıllarda kanser teşhis ve tedavisinde önemli gelişmeler olduğunun altını çizdi. Çalıkuşu, kötü şartlarda hazırlanmış veya üretilmiş besinlerin kontrol altına alınması, alkol ve sigaradan uzak durulması, stresten uzak fiziksel açıdan aktif bir yaşam sürülmesi, sağlıklı, dengeli ve düzenli beslenme (özellikle Akdeniz diyeti denilen taze sebze-meyve ve kabuklu tahıllardan oluşan örneğin kepekli ekmek gibi gıdalar) kanser vakalarının görülme sıklığını azaltması mümkündür. Dolayısıyla sağlıklı yaşam davranışları, çevresel risk faktörlerinin en aza indirilmesi ile kanser vakaları 1/3 oranında azaltılabilir. Bunların yanında düzenli kanser tarama programları ve erken teşhis ile kanser vakalarından kaynaklanan ölüm oranları ciddi şekilde azaltılabilir. Yine toplumsal bilinçle hava ve çevre kirliliği önlenir, zehirli atıkların önüne geçilmesi sağlanırsa kanser vakalarının görülme oranında ciddi bir düşüş olabilecektir” diye konuştu.Doç. Dr. Çalıkuşu, son yıllarda kanser vakalarında meydana gelen artışın kullanılan deterjanlar, sigara, hormonlu besinler gibi faktörler nedeniyle arttığına dikkat çekti.Kanser sıklığının dünya genelindeki hemen her ülkede yıllık yüzde 1-2 oranında bir artış gösterdiğini kaydeden Çalıkuşu, “Erken tanı ve tedavideki gelişmeler sayesinde kanserin artık tedavi edilebilir hastalıklar arasında yer alabilirken, tedavisi mümkün olmayan kanser türlerinde veya ileri evre kanserlerde ise artık hastalığın uzun süreli kontrolü sağlanabilmektedir” dedi.“AKILLI İLAÇ ÜZERİNDE ÇALIŞMA DEVAM EDİYOR”Çalıkuşu, hem hastaların yaşam süresini uzatmak, hem de onları klasik kemoterapinin ağır yan etkilerinden korumak için arayışlarını sürdüren bilim insanlarının, hedefe yönelik tedavi, bir başka deyişle “akıllı ilaç” üzerinde çalışmalarının devam ettiğini söyledi. Hedefe yönelik tedavi; kanser hücresinin yaşaması, büyümesi veya yayılmasında kritik öneme sahip gen veya proteini durdurmak üzere düzenlendiğini anlatan Çalıkuşu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu tedavinin uygulandığı hastalarda çoğunda saç dökülmüyor, bulantı-kusma olmuyor. Tedavideki başarı oranını yüzde 15’e kadar artıran hedefe yönelik ilaçlar; meme kanseri, bağırsak kanseri, akciğer kanseri ve renal hücreli (böbrek) kanserler başta olmak üzere pek çok kanser türünde başarıyla uygulanıyor. Hedefe yönelik tedaviyle yaşam süresi uzarken, yaşam kalitesinde de artış sağlanıyor”Doç. Dr. Çalıkuşu, onkolojik tedavilerde son birkaç yılda ön plana çıkan immünoterapi tedavisinde amacın hastanın kendi savunma sistemlerinin yeniden aktive olmasını, dolayısıyla hastalıkla mücadele etmesini sağlamak olduğunu söyledi.Kişiselleştirilmiş tedaviden de bahseden Doç. Dr. Çalıkuşu, “Bu tedavinin etkinliği yüksek ve yan etkileri daha az. Aynı kanser türlerinde bile moleküler düzeyde farklılık olabiliyor ve tedavilerde farklı yanıt elde edilebiliyor. Bu yöntemle kişinin ve tümörün genetik özellikleri belirlenerek o hastalık için en uygun ilacın seçimi yapılabiliyor” dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz