Kanser tedavisinde reçeteleri "sanat" oldu

Antalya'da, kanseri yenenlerin rehabilitasyon sürecinde moral için yaptıkları eserler sanatseverlerin beğenisine sunuldu - Kanseri yenen Zümrüt Gökbacak: - "Sanatla uğraşmak ilaçlar kadar etkili oldu" - Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Özdoğan: - "Bu insanların karanlık dünyası ancak sanatla aydınlatılabilirdi. Yaptıkları eserler, en iyi reçete oldu"

Antalya'da, kanserle mücadele ederek hastalığı yenenlerin rehabilitasyon döneminde yaptıkları eserler, tedavi süreçlerinde ve sonrasında moral kaynağı oldu.

Özel bir hastanenin Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Özdoğan'ın çağrısıyla on yıl önce başlatılan "Sanatla Terapi Projesi" kapsamında, kanser tedavisi gören hastalara yönelik çeşitli sanat etkinlikleri düzenlendi.

Kemoterapi gören, hastalığında son aşamaya gelen hastalar, koza kabuklarından, çakıl taşlarından, ağaç köklerinden tablolar yaptı, kara kalem çalışmasından el sanatlarına kadar birçok etkinliğe katıldı.

Reklam
Reklam

Geçirdikleri zorlu süreçte hayata sanatla tutunmaya çalışan kadınların çoğu, yaptıkları eserlerle moral buldu.

"Tedavi sürecimizde sanat reçetemiz oldu." diyen kadınlar, yaptıkları eserlerden oluşan "Büyülü fırçalarla hayata bir renk bir dokunuş" adlı sergiyi Dokumapark Modern Sanat Galerisi'nde açtı.

Kanseri yenen hastalardan Naciye Ateş, gazetecilere yaptığı açıklamada, 1,5 yıl önce meme kanseri olduğunu öğrendiğini, zorlu bir tedavi süreci geçirdiğini dile getirdi.

Psikolojik tedavinin ilaç kadar etkili olduğunu belirten Ateş, "Sanatla tanıştım, dünyam değişti. Koza kabuklarından tablolar, resimler yapıyorum." dedi.

Hemşire Zümrüt Gökbacak da 2016'da kolon kanseri olduğunu öğrendiğini, 1,5 yıl süren tedavi sürecinden altı ay sonra hastalığın tekrar nüksettiğini söyledi.

Zor zamanlar geçirdiğini vurgulayan Gökbacak, "İlaçlar sürekli rahatsız ediyordu. Çok kötü günler geçirdim. Bu süreçte hastanenin sanat merkezindeki arkadaşlarla tanıştım. Sanatla uğraşmaya başlayınca hastalığımı yendim. Sanatla uğraşmak ilaçlar kadar etkili oldu." diye konuştu.

Reklam
Reklam

İki yıl önce meme kanseri olduğunu öğrenen İngilizce öğretmeni Hande Demir de radyoterapiden sonra görevine döndüğünü ancak bir yıl sonra kanserin kemik ve karaciğerine sıçradığını bildirdi.

Ağır tedaviler gördüğünü aktaran Demir, "13 kür kemoterapimi aldım. Uzun saçlarım vardı kaybettim, acıklı bir durum. İlk kanser olduğumu öğrendiğimde deniz kızını çizmişim. Ağlamamak için resim çiziyorum. Ne zaman ağlama krizim gelse kağıt kalem alıp resim çiziyorum, kendiliğinden geçiyor." ifadesini kullandı.

- "Yaptıkları eserler, en iyi reçete oldu"

Kanser hastalarını sanatla buluşturan emekli el sanatları ve resim öğretmeni Aysun Erdoğan ise annesinin meme kanseri olduğunu, onu sanatla tanıştırarak kanseri yenmesini kolaylaştırdığını anlattı.

Kanserle mücadelede sanatın ilaçlar kadar etkili olduğunu belirten Erdoğan, "Bütün kanser hastalarını içine alacak büyük sergiler açmak istiyorum." dedi.

Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Özdoğan, yürekten doğan eserlerin sergisini açtıklarını, kanser tanısı alan hastaların kalbindekini, yüreğindekini sanat eserine dönüştürdüğünü söyledi.

Reklam
Reklam

Başarılı çalışmalar yapıldığını kaydeden Özdoğan, "Kanser tedavisi sadece koldan, ağızdan ilaçlar vermek, birtakım tetkikler yapmak değildir. Bu insanların karanlık dünyası ancak sanatla aydınlatılabilirdi. Yaptıkları eserler, en iyi reçete oldu." şeklinde konuştu.

Sergi, 14 Nisan'a kadar ziyarete acık kalacak.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: