Uzmanlar tarafından 100'den fazla kanser çeşidi olduğu dile getirilmekte. Bunun yanında bölünüp çoğalan hücrelerden oluşan tümörler ise iyi huylu ve kötü huylu olmak üzere ikiye ayrılır. İyi huylu tümörler kanser değildir ve genellikle vücuttan atılabilirler ya da cerrahi müdahaleyle alınabilirler, çoğunluğu bir daha tekrar etmez. Kötü huylu tümörler ise kanser hastalığını ortaya çıkarır ve insan hayatını olumsuz etkileyecek boyutlara ulaşır.
Kanser, hem hastalar hem de yakınları açısından zorlu bir süreçtir. Bu süreçte hastanın psikolojisinin iyi olması tedavinin başarıyla sonuçlanması açısından son derece önemlidir. Hastanın moralini iyi tutabilmesi ise çevresindeki yakınlarının göstereceği ilgi ve sabra bağlıdır. Hasta yakınlarının da bu süreçte morallerini iyi tutmaları ve hastaya moral motivasyon desteği sağlamaları sürecin en az hasarla geçmesine fayda sağlar.
Kanser hastalığının oluşmasında önemli faktörlerden biri de beslenme alışkanlıkları. Sağlıklı bir beslenme düzeniyle kanser hastalığı önlenebilirken kanser hastaları da özellikle erken evrelerde kanser hücrelerinin yayılmasının önüne geçmek için sağlıklı bir beslenme düzeni içerisinde hayatlarını sürdürmeliler. Tabii hepsinden önemlisi verilebilecek en iyi tavsiye; bazı gıdaların kanseri tetikleme özelliği bulunduğundan dolayı sağlıklı olunan dönemde bu gıdalardan uzak durarak kansere yakalanma riskini azaltmak. Kanseri tetikleyen besinlerin başında işlenmiş et ürünleri, dip deniz mahsulleri, yüksek rafine şekerler ve iyi yıkanmamış sebzeler gelir. Bunların yanı sıra sigara ve alkolün de kanseri tetiklediği bilinen bir gerçektir. Hemen herkesin uzmanlardan, çeşitli araştırmalar sonucu duyduğu/gördüğü bu tavsiye doğrultusunda aklında beliren soru ise; kansere iyi gelen gıdalar hangileridir?
Di-alil-disülfidinin aktif bileşenine sahip olan sarımsak bu sayede kansere karşı vücudun gösterdiği direncin artmasını destekler. Uzmanlar sarımsağın hem tümörlerin oluşumuna hem de gelişimine engel olduğu yönünde görüşlere sahip.
Sarımsağı tüketmenin pek çok yöntemi vardır. Keskin tadı ve kokusundan dolayı tek başına tüketilmesi zor olabilir. Bu nedenle yemeklerinize sarımsak eklemeniz, sarımsaktan faydalanmanızın en kolay yoludur.
Ceviz, insan vücuduna en çok faydası olan besinlerden birisidir. Sayısız hastalığa iyi gelen ceviz, önemli bir koruyucu gıdadır. Kanseri önlemede de oldukça etkilidir.
Kuruyemiş olarak tüketilen cevizlerden günlük 2-3 tane yemek faydalı olacaktır.
Hemen her yemekte kullanılabilen domates, aynı zamanda salata malzemesi olarak da kullanılabilir. En sık tüketilen meyvelerden biri olan domates, idrar söktürücü özelliğiyle vücuttaki zararlı maddelerin dışarı atılmasına yardımcı olur. Böylece çeşitli hastalıkların oluşmasını engeller ve özellikle prostat kanserine karşı güçlü bir kalkan oluşturur.
Domates, çeşitli şekillerde tüketilebilen bir meyvedir. Tüketirken dikkat etmeniz gereken en önemli nokta kabuğuyla birlikte tüketmektir.
Bu besin gruplarının filizlerinde sulforoban ve indol-3-carbinolün bulunduğundan kanser hücrelerinin gelişmesine iyi geldiği biliniyor. Bu besin grubunda bulunan yiyeceklerin haftada 3 defa tüketilmesi tavsiye ediliyor.
Brokoli, çiğ olarak da tüketilebilir. Fakat daha lezzetli bir şekilde tüketmek için brokolileri haşlayabilirsiniz.
İnsan vücuduna genel olarak fayda sağlayan turp, karaciğer dostu bir besindir. Karaciğerin kuvvetlenmesini sağlar, kanser başta olmak üzere çeşitli karaciğer hastalıklarının önüne geçer. Ayrıca turp, böbrekler için de koruyucudur ve böbrek kanseri riskini de azaltır.
Turp, yemeklerin yanında hem lezzetli hem de sağlıklı bir salata malzemesi olarak tüketilebilir.
Omega 3, insan vücuduna en çok fayda sağlayan yağ asitlerinin başında gelir. Omega 3 desteği her zaman gereklidir ve kanser gibi ciddi hastalıklara karşı önleyicidir.
Omega 3 yağ asidinin en fazla bulunduğu besin balıktır. Başta istavrit ve uskumru olmak üzere pek çok balıkta fazlasıyla omega 3 bulunur. Haftada 1 ya da 2 kez akşam yemeği olarak balık tüketilebilir.
Çilek, böğürtlen, yaban mersini, nar gibi kırmızı meyveler içeriğinde sahip oldukları fenolik ve flavonoid gibi biyoaktif bileşenler sayesinde kanserin önüne geçilmesi konusunda oldukça başarılılar.
Uzmanlar tarafından bu meyve grubundan günlük 1 porsiyon tüketilmesinin kanserin önüne geçilmesi konusunda son derece önemli olduğu dile getiriliyor. Bu meyveleri yoğurt ile birlikte tüketerek daha fazla verim alabilirsiniz. Dilerseniz taze sıkılmış meyve suları ile de kansere karşı kendinizi koruyabilirsiniz.
Zerdeçal, içinde barındırdığı kurkumin maddesinin antiinflamatuvar ve antioksidan özelliği olması sayesinde kanserin birçok türünün önüne geçer.
Zerdeçalı çay formunda tüketmek en faydalı yöntemlerden birisidir. Zerdeçalı kaynatarak suyunu tüketebilirsiniz.
Soya fasulyesi mesane kanseri için önleyici etki yapmakta iken meme kanserinde ise uzak durulması gereken besinler arasında yer alıyor.
Soya fasulyesini kendi başına bir öğün olarak akşam yemeklerinde tüketebilir ya da yemeklerin yanında salatasını yapabilirsiniz.
Kefir içeriğinde saccoromyces, steptoccoccus, cremoiris ve betabacterium caucasum gibi yararlı bakteriler bulundurduğundan immün sisteminin güçlendirilmesini sağlayarak kansere karşı önleyici etki yapar.
Kefir tüketimini belli bir ölçüde tutmak gerekir. Fazla tüketilmesinin faydası yoktur. Her gün yatmadan önce bir bardak kefir içmek kansere karşı bir kalkan oluşturur.
Ginseng, vücut direncini artırması ve vücuda zarar veren enfeksiyon oluşumlarına karşı göstermiş olduğu başarılı mücadele ile biliniyor.
Ginsengi vücuda almanın en doğal yolu, ginseng içerikli besinleri tüketmektir. Zencefil, avokado, çilek, muz, ceviz ve roka gibi çeşitli besinleri tüketerek ginseng desteği alabilirsiniz.
Kanser hastalığının giderilmesinde kemoterapi ve radyasyon tedavileri uygulanır. Bu tedaviler hastalığın giderilmesini sağladığı gibi vücudun bağışıklık sistemi üzerinde olumsuz etkiye sahiptirler. Bu olumsuz etkilerin giderilmesinde maitake mantarı önemli bir rol oynayabilir.
Maitake mantarı, çiğ ya da ızgarada pişmiş şekilde tüketildiğinde besin değeri kaybolmadığından bu şekilde tüketilmesi tavsiye edilir.
Yeşil çay, epigallokateşin-3-gallat (ECGC) gibi pek çok kateşin karışımlarını içerir. Yapılan araştırmalar sonucunda kateşin karışımlarının pek çok kanser türüne karşı koruyucu olduğu anlaşılmıştır.
Yeşil çay, aktarlarda ve marketlerde bulabileceğiniz bir çaydır. Sallama ya da demleme olarak günde 1 bardak tüketebilirsiniz.
Yukarıda da belirtildiği gibi bazı bitkilerin kanser hastalığına hem yakalanmadan önce hem de kanser esnasında kanserin olumsuz etkileri giderdiği uzmanlar tarafından sıklıkla vurgulanır. Fakat hangi besinin hangi kanser vakasında tüketilmesi gerektiği de bilinmelidir. Çünkü bir kanser türüne iyi gelen besin, başka bir kanser türü için tehlikeli olabilir.
Kanser için koruyucu önlemlerin ve yiyeceklerin faydalığı olduğu durumlar maalesef her zaman işe yaramayabilir. Kanserin çok sinsi ve derinden ilerleyen bir hastalık olması sebebiyle periyodik muayenelerin yaptırılmamış olması hastalığın ilerleyen evrelerde fark edilmesine sebep olabilir. Hastalık fark edildiğinde kanser hücreleri vücudun farklı organlarına yayılmış olabilir. Bu durumda hem hasta hem de yakınları kanserin bulunduğu evreye göre doktorun belirleyeceği tedavi programına uymalı ve hayat düzenlerini buna göre ayarlamalı.
Kanser fiziksel etkilerinin yanı sıra hasta ve yakınlarında üzerinde psikolojik tahribata neden olur. Bu konuda hasta yakınları ümitsizlik ve kararsızlık içinde olmamalı, kendi morallerini her daim yüksek tutarak bunu hastaya da yansıtmalı ve bu sayede hastanın da moralini üst seviyelerde tutmalılar. Morali kötü durumdaki hastanın bağışık düzeninde ümitsizlik ve moral bozukluğuyla birlikte yaşanan stres kaynaklı ortaya çıkabilecek problemler tedavinin seyrini olumsuz yönde değiştirebilir. Ayrıca hastalar tedavi döneminde zaman zaman öfke patlamaları yaşayabilirler. Bu da tedavi sürecine zarar verir. Morali yüksek olan hastaların yaşadıkları öfke patlamalarının sayısı sınırlıdır.
Tedavi sürecinde bir komşunun ziyareti, birlikte izlenecek bir film, hastanın sevdiği türde müzikler dinlemesi gibi aktiviteler hastanın psikolojisini daha iyi tutmasını sağlayacağından hastalık süreci de daha olumlu ilerler.
İlerlemiş kanser hastalarının muzdarip olduğu durumlardan biri de yaşadıkları ağrılardır. Hastaların ağrılarının dindirilmesi bu süreçte hastalar için rahatlatıcı olur. Ağrı giderme işlemi ise genelde üç şekilde yapılır.