Kanserle savaşı çocukları için kazandı

Kilis'te ilik kanseri olan Süleyman Doğanyılmaz, ailesi ve arkadaşlarının desteğiyle verdiği 3 yıllık mücadele sonucu sağlığına kavuşmanın ve çocuklarına tekrar sarılabilmenin mutluluğunu yaşıyor - Doğanyılmaz: "Sonuçta inancımı kaybetmemem gerektiğini, sahipsiz olmadığımı, bir ailemin olduğunu düşünerek bu hastalığı bir grip gibi algıladım ve kemoterapiye başladım" - "Çocuklarımın, eşimin, annemin, babamın ve çevremin bana olan desteği en büyük ilaç. Aslında asıl kemoterapi bunlar"

KİLİS (AA) - İZZET MAZI - Kilis'te yaşayan Süleyman Doğanyılmaz, ilik kanserine karşı verdiği 3 yıllık mücadeleyi başta çocukları ve eşi olmak üzere çevresinden aldığı destekle kazandı.

Kilis 7 Aralık Üniversitesinde güvenlik şefi olarak çalışan üç çocuk babası, 31 yaşındaki Süleyman Doğanyılmaz, kasığındaki yağ bezesini aldırmak için gittiği hastanede yapılan tetkikler sonucu kanser olduğunu öğrendi.

Yaklaşık 3 yıl süren zorlu bir tedavi süreci ve geçirdiği ameliyatın ardından kanseri yenen Doğanyılmaz, yaşamında yeni bir sayfa açtı.

Reklam
Reklam

Doğanyılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kasığındaki yağ bezesini başta çok ciddiye almadığını ancak kısa sürede portakal büyüklüğüne ulaşınca mesai arkadaşlarının tavsiyesiyle hastaneye gittiğini söyledi.

Yapılan tetkiklerin ardından kanser teşhisi konulduğunu ve büyük bir yıkım yaşadığını anlatan Doğanyılmaz, kanser olduğunu öğrendiği günlerde 7-8 kilo birden zayıfladığını belirtti.

Bu süreçte çok zor günler geçirdiğini ve her şeyden kendisini soyutladığını aktaran Doğanyılmaz, "Bir süre sonra çocuklarımı düşünerek toparlanmaya başladım. Sonuçta inancımı kaybetmemem gerektiğini, sahipsiz olmadığımı, bir ailemin olduğunu düşünerek, bu hastalığı bir grip gibi algıladım ve kemoterapiye başladım." dedi.

Doğanyılmaz, kemoterapi sırasında da psikolojik sorunlar yaşadığını anlattı.

- "Çocuklar 'babamızı göremeyecek miyiz' diye ağlıyordu"

Tedavi sürecinde en çok canını acıtan olaylardan birisinin annesini kaybetmek, diğerinin ise çocuklarıyla yakınlaşamaması olduğunu ifade eden Doğanyılmaz, "Ailemin yanındaydım ama yok gibiydim. Çocuklarım kapıya geliyorlardı ama hijyen nedeniyle kimseyi içeri alamıyorduk. Çocuklar sürekli 'biz babamızı göremeyecek miyiz' diye ağlıyorlardı. Tabii bunlar ayrı bir sıkıntı veriyordu. Ama biliyordum ki bunu atlatmam ve tekrar başlarına dönmem lazımdı." diye konuştu.

Reklam
Reklam

Ailesinin ve mesai arkadaşlarının sürekli kendisini motive ettiklerini dile getiren Doğanyılmaz, bu durumun hastalığa karşı verdiği mücadelede büyük bir etken olduğunu aktardı.

-"Doğum günüm dönüm noktası oldu"

Doğanyılmaz, çok kritik olan akciğer tetkiklerini göstermek üzere hastaneye gittiğini ve tam kapıdayken eşinden gelen 'Doğum günün kutlu olsun, inşallah bugünün vesilesiyle iyi bir haber alırız' mesajıyla bir kez daha kendisine geldiğini ve mücadeleye devam kararı aldığını söyledi.

Aynı gün il dışında yaşayan kız kardeşlerinin Kilis'e gelerek kendisine doğum günü sürprizi hazırladıklarını ifade eden Doğanyılmaz, "O gün hayatın bitmediğini, tekrar hayata tutunmam gerektiğini, bu yolda yalnız olmadığımı ve sevenlerimin de mücadeleme ortak olduğunu daha çok hissettim. Bize derdi veren Allah, dermanı da verir. Hep o bilinçle ve inançla yaşadım. Çocuklarımın, eşimin, annemin, babamın ve çevremin bana olan desteği en büyük ilaç. Aslında asıl kemoterapi bunlar." ifadelerini kullandı.

-"Tedavi sürecinde en büyük desteğimi kaybettim"

Reklam
Reklam

Doğum gününden bir hafta sonra hastalıkla mücadelede büyük destekçisi olan annesini kaybettiğini anlatan Doğanyılmaz, şöyle konuştu:

"Ciddi bir rahatsızlığı olmadığı halde annemin ölmesiyle bir kez daha yıkıldım. Annemin ölmesi de Allah'ın takdiri ilahisi. Ayrı bir çöküntüye girdim ve herhalde son nokta, bittiğim nokta burası dedim. Tam tedaviden verim alma aşamasında en büyük desteğimi kaybetmiştim. Dışarı çıktık ve kardeşlerimin, annemle birlikte benim için de acı çektiklerini gördüm. Benim daha dik durmam lazım ki onlara bu acıyı hissettirmemem lazım diye düşünerek daha dik durmaya çalıştım. Onlar hep benim üstüme titriyorlardı. Ölenle ölünmüyor ve kalanlara destek olmak lazım. Birlik, beraberlik, dirlik içerisinde biz bunu yürüttük. Şükürler olsun aile birliğimiz çok kuvvetli. Hastalık içimizdeki küçücük bir virüs, biz ise koskoca bir bedeniz ama bir virüs bir adamı çökertebiliyor. Ama ben bilinçle, kuvvetle, inançla, çevrenin desteğini alarak o virüsü etkisiz hale getirerek sağlığıma kavuştum."

Reklam
Reklam

Yaklaşık 3 yıl süren tedavi sürecinin ardından yapılan tetkiklerin sonucunun doktorunu bile şaşırttığını belirten Doğanyılmaz, sağlığına kavuşmasının ardından kanser hastalarına ulaşarak moral ve motivasyon sağlamaya çalıştığını kaydetti.

Doğanyılmaz, ağzında maskeyle dolaşan herkese hastalığının nedenini sorduğunu, kanser olanlara kendisini örnek göstererek, bu hastalığın inanç, azim ve sevgiyle yenilebileceğini anlattığını sözlerine ekledi.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: