Kapusuz: "Beklediğimiz şey çözüm"

ANKARA (İHA) - CHP'nin verdiği 'terör' konulu Genel Görüşme önergesinin ön görüşmeleri tamamlandı. Yapılan oylama sonucunda Genel Görüşme açılması kabul edilmedi. Meclis, normal açılış tarihi olan 1 Ekim Cumartesi günü 14.00'da açılacak.

TBMM Genel Kurulu'nda CHP'nin 'terör' ile ilgili verdiği Genel Görüşme önergesinin ön görüşmesi yapıldı. TBMM Genel Kurulu'nda CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın ardından AK Parti grubu adına söz alan Grup Başkan Vekili Salih Kapusuz, terör ile mücadelede çok acı çekildiğini çok gözyaşı döküldüğünü, ancak hiçbir zaman metanetin kaybedilmediğini belirtti. Kapusuz, konuşmasında bütün bunlara bakıldığında terörün nasıl bir insanlık suçu olduğunun ortaya çıktığını ifade ederek, güvenlik güçlerinin görevi başında olduğunu ve hiçbir provokasyona pirim verilmeyeceğinin herkes tarafından bilinmesini istedi.

Reklam
Reklam

Kapusuz, bugünkü görüşmede bazı muhalefet sözcülerinin yersiz iddia ve ithamları olduğunu belirterek, kendilerinin bu konunun görüşülmesine her zeminde açık olduklarını, sorunun çözümüne katkı verecek herkesi dinlemeye de hazır olduklarının altını çizdi. CHP Genel Başkanı ve üyelerinin TBMM'nin olağanüstü toplanması için 3 yıldır hiçbir talepte bulunmadığını öne süren Kapusuz, "Aklınıza geldiği için galiba biraz da gündemde bulunan bu güncel konunun konuşulmasından rahatsızlık duymuyoruz. Ama sıkıntı duyduğumuz zamanlamadır. Buradan çıkan yanlış beyanlardır. Partili arkadaşlarım bu haberlerin dışarıya nasıl yansıdıklarına bir baksalardı" dedi ve bir haber ajansının geçtiği haberi Genel Kurul'da milletvekillerine okudu.

"TERÖR KONUSUNDA BEKLEDİĞİMİZ ŞEY ÇÖZÜM"

Konunun çözümü için muhalefet partilerinin çözüm sunmadığını ileri süren Kapusuz, şöyle konuştu:

"Beklediğimiz sonuç, maalesef konuş konuş bir sonuç yok. Üzüldüğümüz nokta bu. Bizim terör konusunda beklediğimiz şey çözüm. Yoksa bu konularla ilgili olarak bu parlamentoda siyaset zemininde çok konuşmalar yapıldı. Şehit cenazeleriyle ilgili çok görüntüler verildi. Hatta fırsat bulunup bir takım görevlere de gelindi. Ama biz

Reklam
Reklam

bundan millet olarak faydalanmadık. Sayın Baykal bir olayı gündeme taşıdı. Bir tek vatandaşımızı, güvenlik mensubumuzu kaybedecek olursak büyük üzüntü duyarız.

Bir insanın kaybı insanlığın kaybı gibidir."

Kapusuz, konuşmasında 1980 yılından bu yana terör faaliyetleri ile ilgili grafikler de göstererek, CHP'nin iktidar olduğu dönemde terörün zirvede olduğunu öne sürdü.

1991 yılında kendisinin de milletvekili olduğunu belirten Kapusuz, o dönemde DYP ve SHP'nin de mecliste olduğunu ve SHP içinde Ali Dinçer, Seyfi Oktay, Mümtaz Soysal'ın yanısıra Hatip Dicle ve Leyla Zana'nın da bulunduğu kaydetti. Bu sözlere CHP Lideri Baykal ve CHP milletvekilleri tepki gösterdi. Kapusuz, açıklamalarında şu ifadelere yer verdi:

"Benim kullandığım Cumhuriyet, Anayasa'nın 2. maddesindeki 'Cumhuriyet' ifadesidir. O halde halk diyoruz, terör örgütü hak dediği için hukuk dediği için Cumhuriyet dediği için biz bunlardan vaz mı geçeceğiz? Bunları kullanmayacak mıyız? Geçmişi unutanlar var. Başbakanımızın açık bir dille ifade ettiği 'Demokratik Cumhuriyet'ten anladığını partimiz adına ifade ediyorum. Bizim 'Demokratik Cumhuriyet'ten anladığımız Anayasa'nın 2. maddesidir."

Reklam
Reklam

"Sayın Baykal'ın bugün yapmış olduğu çok önemli tespitler var" diyen Kapusuz, "Sayın Baykal dedi ki bu Cumhuriyet'in içinde bu devletin içinde bu milletin içerisinde hem ben bu milletin Laz'ıyım, bu milletin Kürt'üyüm diyenler var. Zaten bugüne kadar terör örgütü amacına ulaşamamışsa bu orijinden gelen insanlarımızın sağduyuları katkı vermiştir. Sayın Baykal'a bu anlamda teşekkür ediyorum" dedi. Devletini, milletini, bayrağını, ülkesini kimsenin hangi amaçtan hangi yaklaşımdan hangi iddiadan olursa olsun bölmeye gücü yetmeyeceği söyleyen Kapusuz, "Biz millet olarak üzerimize düşen görev neyse yapmaya hazır olduğumuz ifade etmek isterim. Bugüne kadar sürdürülen mücadele devam ettirilecektir. Biz bugüne kadar, çok açık, net, dürüst, samimi olarak her şeyi ortaya koyduk. Kafamızın arkasında bir düşünce olmadı. Bu konularla ilgili olarak siz size bir talep getirdiniz, biz sizi geri çevirdiysek, ama ilk defa Meclis tatildeyken bunu getirirseniz bu haksızlık olur" diye konuştu.

Kapusuz'un ardından, sataşma olduğu gerekçesiyle söz alan CHP Grup Başkan Vekili Ali Topuz, 'Demokratik Cumhuriyet' ile ilgili açıklamalarda bulundu. Topuz, "Cumhuriyet'imizin niteliği değildir 'Demokratik Cumhuriyet'. Bizim devletimizin niteliği, bizim Cumhuriyet'imiz demokratik, laik, sosyal hukuk devletidir. Bu yanlış bir tanımlamadır. Bu yanlış bir ifadedir. Ne sayın başbakanın ne sayın Kapusuz'un ne bir başka AKP'linin kendi suçlarına CHP'yi ve Anayasa'mızı ortak etmemelidirler" şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam

Daha sonra tekrar söz alan AK Parti Grup Başkan Vekili Salih Kapusuz, Ali Topuz'un kendi yorumlarını ilettiğini belirterek, "Lütfen, bakınız Anayasa'mızın 2. maddesinin başlığını okuyorum Cumhuriyet'in nitelikleri. Demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Bu nitelik değil mi demokratik olması" açıklamasını yaptı.

"TÜRKİYE MESELELERİNİN EN ZORLU DÖNEMİNDE, PANİĞE GEREK YOK"

DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar ise, konuşmasında, 1991-1996 yılları arasının terörle mücadelenin en yoğun ve başarılı bir şekilde yapıldığı dönem olduğunu belirtti.

Yetkinin bugün hükümette olduğunu, devletin meşru güvenlik güçlerinin adli kolluğunun olduğunu ifade eden Ağar, bunların arkasında ise siyasi irade olduğunu, bunun arkasında da toplumsal irade olduğunu belirtti. "Anadolu'da evler yakılıyor" diyen Ağar, iktidarın sayısal çoğunluğuna güvenmemesi gerektiğini ifade ederek şöyle konuştu:

"Ciğeri yanan evler var. Her yerinde var. Toplantı yaptık. Terör dolayısıyla gelemeyen belediye başkanları var. Burada oturalım, bu meseleleri söyleyelim. Sorunları çözme konusuna netice alınsa kötü mü olur. Türkiye bu meselelerin en zorlu döneminde. Paniğe gerek yok, rehavete de gerek yok. Elbette milletle teröristi ayırmamak gibi bir gaflet olur mu? Mesele ciddidir, birbirimizi anlayarak polemik konusu yapmayarak meseleleri ciddi boyuta tartışarak bu işin üstesinden gelinir. Temel zemin demokrasi, temel zemin meclistir. Türkiye'nin demokrasiden vazgeçerek bir yere gitmesi mümkün değildir. Genel görüşme diyoruz. O halde halk diyoruz, Tecrübeler aktarılsın. Ciğeri yanan vatandaşlar var. Kaymakam valilerle seyahate devam edin, siz bu anketlere güveniyorsanız da seçime gidelim" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Daha sonra söz alan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, terör dolayısıyla toplantıya gelemeyen belediye başkanlarının bildirilmesini, bunun ciddi bir itham olduğunu belirtti ve bu isimlerin alınması sonrasında gerekenin yapılacağını belirtti.

Son olarak, TBMM Başkan Vekili Pakdil, Genel görüşme yapılması için oylama yaptı. Oylama sonucunda Genel görüşme açılması kabul edilmedi. Dolayısıyla TBMM, 1 Ekim tarihinde saat 14.00'da açılacak ve normal çalışmalarına başlayacak.