Karabulut ailesinin 2 avukatı davadan çekildi

Başı kesilerek öldürülen ve Etiler'de bir çöp konteynerında bulunan Münevver Karabulut davasında ilginç bir gelişme yaşandı. Karabulut ailesinin 2 avukatı davadan çekildi.

ABD'deki o Türk Cem Garipoğlu değil

Münevver vahşice öldürüldü

Bugün basına önemli açıklamalarda bulunan Avukat Gülay Tonkuş ve Faruk Zorba, davadan çekildiklerini açıkladıkları basın açıklamasını gazetecilere dağıttı. Avukatlar açıklamalarında, "Soruşturma sürecinde müvekkilleriyle hiçbir sorunlarının olmadığını ancak, mağdur ailenin yakın akrabalarının olumsuz tutumları ve soruşturmayı olumsuz etkileyen kontrolsüz tavırları ve davranışları, mesleğimizi gerektiği gibi yapmamıza mani olmuştur" dedi.

Reklam
Reklam

Her iki avukat da Münevver Karabulut'un annesinin avukatlarıydı. Baba Süreyya Karabulut'un avukatı farklıydı.

ABD'deki o Türk Cem Garipoğlu değil

Münevver vahşice öldürüldü

Bu nedenle avukatların babanın kamuoyuna yaptığı açıklamalarından rahatsız olmuş olabilecekleri kaydediliyor.
Öte yandan baba Süreyya Karabulut ise gelişmeleri televizyondan öğrendiğini bildirdi. Baba Karabulut, "Çekilmelerinin nedenini bilmiyorum. Aramızda bir problem yoktu. Çekilmesi gerekecek bir şey olduğunu zannetmiyorum. Avukatlar eşimin avukatları. Neden çekildiklerini bilemiyorum. Ancak çekilmeleri fark etmez, avukat çok, avukatlarımız da var."

AVUKAT ZORBA: KAMERA KAYITLARINI BEN BULDUM

Münevver Karabulut'un cinayet zanlısı Cem Garipoğlu hala bulunamazken, Karabulut ailesinin avukatı Faruk Zorba, emniyetin ‘Bulduk' dediği kamera kayıtlarını kendilerinin bulduğunu açıkladı.

ABD'deki o Türk Cem Garipoğlu değil

Münevver vahşice öldürüldü

Avukat Faruk Zorba, olay gününe ait kayıtların silinmeye çalışıldığını, polisin olay gecesinden sonra bir daha kayıtları almaya gitmediğini söyledi. Söz konusu görüntüler soruşturma yavaş ilerliyor eleştirilerine hedef olan İstanbul Emniyeti'ni rahatlatmıştı. Eleştirilerin muhattabı Vali Muammer Güler'in en önemli savunması olmuştu. Güler, eleştirileri yanıtlarken hem MSN görüşmelerine hem de güvenlik kamerası kaydına ulaştığını açıkladı. Bu açıklama Karabulut ailesini tatmin etmedi. Ailenin avukatı Zorba'ya göre görüntülere polis değil kendileri ulaştı. Üstelik Zorba, daha önce kamera kayıtta değildi diye tutanak tutulduğunu yani delil karartılmaya çalışıldığını iddia ediliyor.

Reklam
Reklam

Zorba, "Kamera kayıtları cinayetten tam 36 gün sonra bulundu. Ben ve bilgisayar konusunda teknik bilirkişi olay yerine defalarca gittik. Gördük ki kameralar bal gibi kayıt yapıyor. O günler zarfında da yapılmış. Biz o kayıtları ele geçirip savcılığa teslim etmeseydik bu cinayetin en önemli deliline hiçbir zaman ulaşılamayacaktı" dedi.

ABD'deki o Türk Cem Garipoğlu değil

Münevver vahşice öldürüldü

vukat Faruk Zorba, güvenlik kameralarının bağlı olduğu bilsiyarda 4-5 saatlik çalışmadan sonra kayıtlara ulaşıldığını söylüyor ama kayıtları bulan bilgisayar uzmanına göre bu bir mucize çünkü; "Meğer 7 Mart tarihinde bu görüntülerin üzerine başka görüntüler kayddedilmeye çalışılmış fakat diskte yeterli hafıza olmayınca bu kayıt gerçekleşmemiş. Kaydedemeyince silmeyi denemişyler ama üst bilgisayar onları yedek belleğe atmış. Yapan her kimse dellilleri ortadan kaldırdığını düşünüyordu. Kadere bakın ki biz bu kayıtları tesadüfen ele geçirdik hemen savcılığa götürdük.

Avukat Zorba, savcının bu görüntüleri gördükten sonra donup kaldığını anlatıyor. Çünkü Cem Garipoğlu'nun evden çıkıp testere satın alıp eve döndüğünü gösteren bu görüntüler cinayetin tasarlanarak işlendiğinin kanıtı...

Reklam
Reklam

ABD'deki o Türk Cem Garipoğlu değil

Münevver vahşice öldürüldü

Eğer alt kameranın kayıtları yok edilmeseydi daha ileri delillere ulaşılacaktı. Acılı baba Süreyya Karabulut, avukatın açıklamalarıyla ilgili olarak, "Bu bir skandal tabiki... Sonuçta avukatın vermiş olduğu beyanat doğrudur. Polis bunda neden duyarsız kaldı, bunun hesabını kim verecek? Bunun hesabı sorulmalı... Bu kayıtlar olmasaydı ne olacaktı, sayın valimiz açıklama yapıyor ama ezbere açıklama yapıyor. Burada bir suistimal yok mu? Bu ihmal değil, suistimaldir. Bu görüntüleri sayın Valimizin, emniyetin bulması gerekirken bizler kendi imkanlarımız doğrultusunda bulduk. Demek ki burada büyük bir suistimal var. Benim canım kanım gittikten sonra derdimi tabi ki sizlere anlatacağım. Sayın valinin kızı, evladı yok mu, yazık günah değil mi bana? Ateş düştüğü yeri yakar. Bir baba olarak hitap ediyorum. Bir evlat gitti burada, kanı yerde mi kalsın? Vali Bey ne yaptı bugüne kadar. Bu çok skandal bir olay. " dedi.