Karaca Yavrusuna Bebeği Gibi Bakıyor

MEHMET KUMCAĞIZ - Samsun'un Ladik ilçesinde ormanlık alanda iki günlükken bulunan karaca yavrusuna, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Veteriner Fakültesi Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özlem Nisbet sahip çıktı. Köylüler tarafından bulunarak Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü yetkililerine teslim edilen iki günlük karaca yavrusu, bakımının yapılması ve rehabilitasyonunun sağlanması için OMÜ Veteriner Fakültesi Hayvan Hastanesinde Doç. Dr. Özlem Nisbet'e teslim edildi. Fakülte bünyesinde yaban hayvanları için rehabilitasyon merkezi bulunmaması ve hayvan hastanesinin gece ile hafta sonları kapalı olması nedeniyle karacanın yaşamasının zor olacağını düşünen Nisbet, hayvanın bakımını gündüzleri iş yerindeki odasında, akşamları ise otomobilinde taşıyarak evinde yapıyor. Karaca yavrusuna bir bebek gibi baktığını belirten Nisbet, AA muhabirine, yaban hayvanlarının bakımının çok zor olduğunu ve insanlara alışmaması gerektiğini söyledi. Karacanın henüz iki günlükken kendisine getirildiğini anlatan Nisbet, şöyle konuştu: "Çok küçük olduğu için sürekli bakıma ihtiyacı var. Anne sütünden kesilinceye kadar, yani 4 aylık olana kadar bakımının yapılması, çok küçük olduğu için stressiz ve sakin ortamda bulunması gerekiyor. Bir bebeğe gösterilen özenin ona da gösterilmesi gerekiyor. Onu koruyacak ve ona sahip çıkacak annesi de olmadığı için yaşama şansı çok az. Yavru karacanın iki saatte bir beslenmesi, temizlenmesi gerekiyor. Gündüzleri iş yerimdeki odamda bakıyorum. Bir bebek gibi ilgileniyorum. İş çıkışında otomobilime koyarak evime götürüyorum. Evde de onunla ilgileniyorum. Gece kalkıp besliyorum." - Hergün bir litre keçi sütü tüketiyor Karaca yavrusunun diğer hayvanlarla ve insanlarla temasının olmaması gerektiğini vurgulayan Nisbet, "Yaban hayvanları çok farklı oluyor. Bakımları çok zor. Yavru karacayı beslemek zor. Anne sütüne en yakın keçi sütü olduğu için marketten keçi sütü alarak besliyorum. Günlük bir litre keçi sütü tüketiyor. Sütü enjektöre çekerek veriyorum. Biraz daha büyüyünce biberonla besleyeceğim" dedi. Karacanın yaşaması ve gelişimini tamamlaması için çalıştığını vurgulayan Nisbet, şunları kaydetti: "Üniversitemize ait yaban hayvanları için bir rehabilitasyon merkezi yok. Hayvan hastanesinde de gece mesaisi olmadığı için geceleri kimse bulunmuyor. Hafta sonları da kapalı oluyor. Yavru karacanın gece de bakıma, beslenmeye ihtiyacı var. Bu şekilde bakımını yapmak zorundayım. Onu ölüme terk edemezdim. Kendi kendine yeter duruma gelince doğaya salınacak. İnsanlara alışmaması gerekiyor. İş yerinde ve evde hiçbir kişiyle temas kurdurmuyorum. Çünkü doğaya salınca uyum sağlamaları güç oluyor." - "Bu tür yavrular doğada bulunduğunda alınmamalı" "Bu tür yavrular doğada bulunduğunda alınmamalı, anneleri mutlaka gelir onları bulur ve yavrusuna bakabilir" diyen Nisbet, "Yavrular bilinçsiz şekilde bakıldığı için daha sonra yaşama şansı az oluyor. Bu nedenle böyle hassas davranıyoruz. Ayrıca yaban hayatı rehabilitasyonunda bu hayvanların sahiplenilmemesi de gerekiyor. Onların doğaya ait olduğunun kabullenilmesi önem taşıyor" ifadelerini kullandı. Doç. Dr. Nisbet, Samsun'un yanı sıra Amasya, Ordu, Sinop, Kastamonu, Çorum ve Tokat gibi çevre illerden de doğada çeşitli nedenlerle yaralanan yaban hayvanlarının tedavi için kendilerine getirildiğini, OMÜ Veteriner Fakültesi öncülüğünde Samsun'da tedavileri yapılan yaralı yaban hayvanlarının doğal ortamlarına alışabilmeleri için gerekli olan rehabilitasyon merkezinin kurulmasının önem taşıdığına dikkati çekti.