Memorial Ataşehir Hastanesi Organ Nakli Bölüm Başkanı Prof. Dr. K. Yalçın Polat, mantar zehirlenmesiyle ilgili detaylı bilgileri paylaştı;
Mantar, ilkbahar ve sonbahar gibi yağmurun fazla olduğu dönemlerde doğada yetişmektedir. Mantarın zehirli olup olmadığını anlamak tecrübe gerektirir. Tıbbi açıdan çok tehlikelidir. Zehirli mantarın tek bir tanesi bile kişiyi karaciğer yetmezliğine, ağır karaciğer komasına ve tedavi edilmediğinde ölüme götürebilmektedir. Bu dönemde genelde toplu şekilde yenildiği için aile facialarıyla karşılaşılmaktadır. Bunların bir kısmı tedaviyle geri döndürülebilirken bir kısmında karaciğer nakli gerekmektedir. Karaciğer nakli olamayan hastalarda ölüm oranı yükselmektedir. Mantar tüketildikten sonra bulantı, kusma, ishal, ateş, giderek artan şuur kaybı gibi ilk birkaç gün içerisinde gelişebilen belirtiler görülmektedir. Bu dönemde müdahale edilmezse hasta kaybedilebilir.
İlaç tedavisine rağmen durumu düzelmeyen hastalar için karaciğer nakli hayat kurtarıcı olabilmektedir. Nakilde toksik olan ve fonksiyonu tamamen bitmiş olan karaciğer çıkarılarak yerine yeni bir karaciğer nakledilmektedir. Nadiren eğer kanda hala toksikler varsa takılan karaciğerde de karaciğer yetmezliği oluşabilmektedir. Nakil gerektirecek hasarda olmayan zehirlenmelerde ise önleyici birtakım tedaviler verilebilmekte, karaciğerin temizlenmesi için gerektiğinde diyaliz yapılabilmektedir. Tedavi sürecinde bazen hastanın şuuru bozulabilirken bazen de kan değerleri medikal tedavi ile toplanamayabilmektedir.
Mantar zehirlenmelerinin önüne geçebilmek izin denetimden geçmiş gıdaları tüketmek gerekmektedir. Zehirli zehirsiz ayrımını yapabilmek oldukça zor olduğundan doğadan toplanan mantarların tüketilmesi ölümcül sonuçlara yol açabilir. Mantar zehirli ise karaciğeri mutlaka etkiler. Kişiye göre yansıması da farklı olabilmektedir. Bununla birlikte az ya da çok karaciğer hasarı mutlaka yaşanmaktadır...