Taşlar kamyonetle taşınıyor. Kamyonet bir kez devrilme tehlikesi atlatmış. Ustalar ise 'Zekamızı kullandık' diyor.
Yörenin önemli yaylalarından biri olan Sultan Murat Yaylası'nda, yöre sakinlerince 2011 yılında Sultan Murat Şehitler Camisi ve Külliyesi'nin yapımına başlandı.
Kışın karla kapanan 2200 rakımlı yaylada yapılan caminin zor mevsim koşullarına dayanıklı olması için dış cephesinin taşla örülmesine karar verildi. Bunun üzerine caminin dış cephesinde, yöredeki taş madeninden çıkarılan kara taş kullanıldı.
Mevsim koşulları nedeniyle yılda 5 ay çalışılabilen inşaatta, 5 metre yükseklikten sonra inşaata taş taşımakta zorlanan ustalar, yerden camiye doğru,50 metre uzunluğunda, 15 metre yüksekliğinde köprü yapmaya karar verdi.
Sultan Murat Şehitler Camisi ve Külliyesi İnşaatı Yürütme Kurulu Başkanı Enver Yıldırım, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Sultan Murat Yaylası'nda Türkiye'de örneği pek olmayan bir cami yaptıklarını söyledi. Sultan Murat Yaylası'nın 2200 rakımda bulunması nedeniyle cami ve külliyesini taştan yaptıklarını dile getiren Yıldırım, "Kışın sert iklim şartlarının yapılara verdiği zararı çok iyi bildiğimizden dolayı camiyi tamamen taş duvar şeklinde yapmaya karar verdik. İnşaata 2011 yılında başladık. Zor coğrafi koşullar nedeniyle sadece 5 ay çalışabiliyoruz" dedi.
İnşaatı sürdürürken 5 metre yükseklikten sonra yukarı doğru taş taşımanın güçleştiğini belirten Yıldırım, ustaların "bu işin bu kadar zor olacağını tahmin etmiyorduk' şeklinde serzenişte bulunması üzerine taşları yukarı taşımak için arayış içine girdiklerini anlattı.
YAKLAŞIK 200 TON TAŞ TAŞIDIK
Yıldırım, ustaların asansör fikrine sıcak bakmayarak araçların geçebileceği bir yolun daha uygun olabileceğini söylemesi üzerine ellerindeki malzemeleri değerlendirip bu projeyi hayata geçirdiklerini dile getirerek, "Önce deneme yaptık. Sonra yoldan camiye doğru çelik halatlarla köprü kurduk. Boş araçla birkaç kere köprüden geçerek deneme yaptık. Ustamızın dikkatli olduğunu görünce taş taşımasına müsaade ettim" diye konuştu.
Yol yapıldıktan sonra kamyonetle yaklaşık 200 ton taşı, yukarı kısma taşıyarak duvarın yapımında kullandıklarına dikkati çeken Yıldırım, bu köprü sayesinde iki ay zaman kazandıklarını söyledi.
KAMYONET BİR KEZ DEVRİLME TEHLİKESİ ATLATMIŞ
Yıldırım, kamyonetin bir kez devrilme tehlikesi atlattığını belirterek, "Araç köprüden her geçtiğinde 'acaba kaza olur mu, kaza olduğunda bunun cevabını nasıl veririz' diye hep düşündüm. Taş taşıma süresince bu sorular hep aklımdaydı ama Karadeniz insanının zekası ve cesaretiyle bu işin üstesinden güzel bir şekilde geldik" dedi.
Yıldırım, camiyi gelecek yıl hizmete açmayı planladıklarını kaydetti.
'ZEKAMIZI KULLANDIK'
Taş ustası Dursun Birinci de cami inşaatında taşla ilgili tüm işçiliği kendisinin yaptığını belirterek, "Caminin taş işlemesini belli bir seviyeye kadar iskeleyle yaptık. İnşaat yükseldikçe taş taşıma ve dizme işlemi zorlaştı. Birçok yöntem denedik ama başaramadık. Sonunda 50 metre uzunluğunda, 15 metre yüksekliğindeki köprüyü yapmaya karar verdik. Kamyonetimle gerekli tüm taşı bu köprü üzerinden taşıdık" şeklinde konuştu.
Köprünün hem işçilik hem de zaman açısından işlerine yaradığına vurgu yapan Birinci, "Dört ya da beş işçinin yaptığı işi bu araçla bir saatte yaptık. Zaman Birinci, arabayla her sefer yaklaşık bir ton yük taşıdıklarını dile getirerek, köprü sayesinde yaklaşık 200 ton taş taşıdıklarını kaydetti.
Köprü zemininde kullandıkları malzemelerin sağlamlığı ve yapımını da kendileri tarafından gerçekleştirildiği için korkmadıklarını anlatan Birinci, "Karadenizli bir ustayım. Karadeniz insanın zekası ve cesareti dünyaca biliniyor. Karadeniz insanı evini yıkmadan taşıyor. Biz de taş taşımak için kendimize böyle bir yok yaptık. Bu köprüyü gören, 'bu işin akıl işi değil, deli işi' olduğunu söyledi. Hem zekamızı hem de cesaretimizi kullanarak işimizi kısa sürede gördük" diye konuştu.