"Karadeniz'de iş birliği ve mutabakatla hareket ediliyor"

Altınbaş Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Çağrı Erhan: - "Başta Türkiye olmak üzere sempozyuma katılan bütün kıyı ülkeleri, deniz güvenliği konusunda ciddi bir iş birliği içinde. Burada, denizde arama kurtarma faaliyetleri, sahil güvenliği, kazaların önlenmesi ve denizin kirlenmesi konuları detaylı bir şekilde ele alınacak. Karadeniz'de iş birliği ve mutabakat ile hareket ediliyor. Bu sempozyumun sonunda iş birliğinin güçlenerek davam edeceğini düşünüyorum" - KTÜ Deniz Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sercan Erol: - "Karadeniz'de olası bir tanker kazasında en fazla etkilenecek ülkenin Türkiye olduğunu görüyoruz" - Mersin Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Azime Telli: - "Karadeniz Doğu Akdeniz'den farklı olarak iç deniz olma avantajına sahip. Dolayısıyla Karadeniz'de münhasır ekonomik bölgelerle ilgili bir çatışma yok. Sorunlar çözülmüş durumda ama denizaltı rezervleri geliştirilmedi. Gelecekte dibindeki rezervlerin çıkarılması ile birlikte Karadeniz daha da önemli hale gelecek"

İSTANBUL (AA) - Altınbaş Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Çağrı Erhan, Karadeniz'e kıyı ülkelerin deniz güvenliği konusunda ciddi iş birliği içinde hareket ettiğini belirterek, "Burada (Uluslararası Karadeniz Deniz Güvenliği Sempozyumu) denizde arama, kurtarma faaliyetleri, sahil güvenliği, kazaların önlenmesi ve denizin kirlenmesi konuları detaylı bir şekilde ele alınacak. Karadeniz'de iş birliği ve mutabakat ile hareket ediliyor. Bu sempozyumun sonunda iş birliğinin güçlenerek davam edeceğini düşünüyorum." dedi.

Reklam
Reklam

Beşiktaş'taki Deniz Müzesi Komutanlığında düzenlenen ve ev sahipliğini "Karadeniz Deniz Güvenliği ve İş Birliği" temasıyla Çok Uluslu Deniz Güvenliği Mükemmeliyet Merkezi Komutanlığının (ÇUDGMM) yaptığı "Uluslararası Karadeniz Deniz Güvenliği Sempozyumu 2019" panellerin ardından Deniz Müzesi gezisi ve boğaz turuyla sona erdi.

Sempozyumun moderatörü Prof. Dr. Çağrı Erhan, Türkiye'nin, 1986'da Karadeniz Bölgesi'ni kendi münhasır bölgesi ilan ettikten sonra diğer kıyıdaş ülkelerle sınır paylaşım anlaşmaları imzaladığını anlattı.

Türkiye'nin bu anlaşmaları yapmasından sonra bölgenin son derece elverişili bir hale geldiğini vurgulayan Erhan, "1991'de Karadeniz Ekonomik İşbirliği'nin kurulmasından sonra Karadeniz'de denizcilik ve deniz kazalarıyla ilgili çalışmalar yürütüldü. Türkiye'de bununla ilgili bir mükemmeliyet merkezine aslında ev sahipliği yapıyor. Zaten bu konferansta bu mükemmeliyet merkezi tarafından düzenleniyor." diye konuştu.

Sempozyumda Karadeniz sahil devletlerin bugüne kadar yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi aktaracaklarını vurgulayan Erhan, kıyı ülkelerle ileriye yönelik iş birliği imkanlarının da gözden geçirileceğini söyledi.

Reklam
Reklam

Karadeniz'in sadece bir iç deniz olmadığına, Türk boğazlarının çıkış noktası olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Erhan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Karadeniz, Rusya, Bulgaristan, Yunanistan, Romanya, Gürcistan ve Ukrayna gibi ülkelerin dünyanın diğer bölgeleriyle olan ticaretinin geçiş noktası. Belki de başlangıç ve aynı zamanda bitiş noktası. Bu nedenle tehlikeli madde taşıyan gemiler de dahil olmak üzere yük gemileri, yolcu gemileri, şilepler hatta platformlar Karadeniz'de seyahat ediyorlar. Bu sempozyumda yıllar içinde meydana gelen kazalar anlatılacak, insanların can güvenliği korumak amacıyla iş birliği konuları da ele alınacak.

Başta Türkiye olmak üzere sempozyuma katılan bütün kıyı ülkeler deniz güvenliği konusunda ciddi bir iş birliği içinde. Burada bir kez daha denizde arama kurtarma faaliyetleri, sahil güvenliği, kazaların önlenmesi ve denizin kirlenmesi konuları detaylı şekilde ele alınacak. Karadeniz'de iş birliği ve mutabakat ile hareket ediliyor. Bu sempozyumun sonunda iş birliğinin güçlenerek davam edeceğini düşünüyorum."

Reklam
Reklam

- Erol, gemi kazalarını anlattı

Karadeniz Teknik Üniversitesi Deniz Bilimleri Fakültesi Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sercan Erol, Türk arama kurtarma sahasında meydana gelen gemi kazalarına değinerek, bu kazaların ana nedeninin insan faktörü olduğunu söyledi.

Sempozyumda insanı kazaya sevk eden nedenleri irdeleyeceklerini belirten Erol, "Bu nedeni ortaya çıkarmak kazaların önlemesi için son derece önemli bir faktör. Uluslararası Çalışma Örgütü'nün iş kanunu yürürlüğe girdikten sonra özellikle insan hatasına bağlı kazalarda bir azalma olduğunu görüyoruz kaza raporları incelendiğinde. Fakat hala istenilen düzeyde değil. Yapılan denetimlerinde çalışan personellerin çalışma koşullarının önceliklerine öncelik veriliyor mu verilmiyor mu, öncelikli konular gölgede mi bırakılıyor gibi sorulara dikkat çekmek istiyoruz." diye konuştu.

Gemi denetimlerinin daha çok arttırılmasına dikkati çeken Erol, gemi kazalarının insana, çevreye ve ekonomiye çok ciddi zararlar verdiğini anlattı.

Reklam
Reklam

Karadeniz'de olası bir tanker kazasında petrolün nasıl dağıldığı, insana, çevreye ne kadar zarar verdiği, hangi kıyıların daha etkilendiği bilgisini de paylaşan Doç. Dr. Erol, "Böyle bir senaryo kurguladığımızda Karadeniz'de kıyısı olan ülkeler arasında böyle bir kazadan en fazla etkilenecek ülkenin Türkiye olduğunu görüyoruz. " dedi.

- "Karadeniz ilerde daha önemli hale gelecek"

Mersin Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Azime Telli, Karadeniz enerji güvenliği ile ilgili konuşma yaptı.

Karadeniz'in kıyıdaş olan ülkeler olarak düşünülmemesi, daha geniş bir perspektiften bakılması gerektiğini belirten Telli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Karadeniz jeopolitik açıdan koridor olma gibi bir pozisyonu var. Bu avantajlara da yol açabilir yani iş birliklerine aynı zamanda çatışmalara da yol açabilir. Keza biz son dönemde ikisini de görebiliyoruz. Bir yandan Türkiye ile Rusya arasında iş birliği projeleri bir yandan Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik işgale varan politikaları söz konusu. Yani iş birliğinin ve çatışmanın canlı yaşandığı bir bölgeden bahsediyoruz. Burada hem bölgenin güvenliğinin sağlanması hem de Avrupa Birliği'nin enerji güvenliğini garanti altında alınması açısından bölge devletleri arasındaki sorunların çözülmesi büyük önem taşıyor.

Reklam
Reklam

Karadeniz Doğu Akdeniz'den farklı olarak iç deniz olma avantajına sahip. Dolayısıyla Karadeniz'de münhasır ekonomik bölgelerle ilgili bir çatışma yok. Sorunlar çözülmüş durumda ama denizaltı rezervleri geliştirilmedi. Karadeniz şu anda transit taşıyor ama gelecekte Karadeniz'in dibindeki rezervlerin çıkarılması ile birlikte Karadeniz daha da önemli hale gelecek."

- "Deniz turizminde güvenliği sağlama çalışmalarımız sürüyor"

Rusya Denizcilik ve Ulaştırma Bakanlığı Deniz Kurtarma Servisi Birinci Başkan Yardımcısı Victor Chernov, görev yaptığı birim ile ilgili teknik ve istatistiki bilgileri aktardı.

Karadeniz'de meydana gelen kazaları, deniz güvenliği gibi konularda faaliyetlerini aktaran Chernov, Türk iş insanına ait Maestro ve Venice (Candy) isimli gemilerin ABD'nin ambargosu altında bulunan Suriye'ye petrol ve türevi ürünler götürmeye çalışırken Kerç Boğazı açıklarında alev emniyetsiz bir şekilde limbo yaparken alev almasından sonra Rus deniz kurtarma servisinin devreye girerek yangını söndürdüğünü anlattı.

Reklam
Reklam

Chernov, Türkiye başta olmak üzere bölgede bulunan tüm kıyı devletlerle Karadeniz'de meydana gelen kazalar konusunda iş birliği yaptıklarını, bu iş birliklerini daha üst seviyeye taşımayı hedeflediklerini, bu bağlamda İstanbul'da düzenlenen sempozyumun çok yararlı olduğunu kaydetti.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Deniz Turizmi Dairesi Kültür ve Turizm Uzmanı Cahit İşcen, Türkiye'de deniz turizmi faaliyetleri, deniz turizmi araçları, deniz turizmi tesislerinin belgelendirilmesi, Türkiye'deki yat limanlarının sayıları, yat gemilerinin sayıları ve yolcu kapasiteleri ile ilgili verileri aktardı.

Karadeniz'de deniz turizminden kaynaklanan kazaları önlemeye yönelik çalışmaları hakkında bilgi veren İşcen, şöyle devam etti:

"Türkiye dünyanın en önemli turizm ülkelerinden biridir. Dünya turizm sektöründe 6. sıradayız. Avrupa'da en çok ziyaret edilen 4. ülke konumundayız. 2018 itibarıyla Türkiye turizmde bir dünya markası haline gelmiş durumda. Dolayısıyla Karadeniz'i de içine alan deniz turizmi güvenliği konusunda çalışmalarımızı sürdürmekteyiz."

Reklam
Reklam