Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını sürerken özellikle güney Avrupa ülkelerinde yaklaşık altı haftadır süren sokağa çıkma yasaklarının kaldırılması yönünde hükümetlere yapılan baskılar artıyor.
Virüsün ilk görüldüğü ülke olan Çin'de Ocak ayının sonunda ilan edilen sokağa çıkma yasakları birkaç hafta sonra, farklı boyutlarda Avrupa ülkelerinde de uygulanmaya başladı. Birçok iş yeri ve fabrika kapatılırken, insanların 'evde kal' çağrılarına uyması için gönüllü ve zorunlu önlemler alındı.
Ancak hükümetlerin tüm çabalarına ve kapatmalardan dolayı zarar gören vatandaşlarını mağdur etmemek için açıkladıkları yardım paketlerine rağmen yaşananların, 1929'daki Büyük Buhran'dan bu yana en büyük ekonomik krizlerden birisi olduğu tahmin ediliyor. Başta Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) olmak üzere milyonlarca insan işini kaybetti bile.
Dünya çapında 2 milyon 340 bin kişiden fazla vakanın kaydedildiği ve şu ana kadar 160 bin kişinin virüse bağlı olarak gelişen sağlık sorunları nedeniyle hayatını kaybettiği salgını dizginlemek için aşı geliştirme çabaları ise devam ediyor.
Ülkeler bazında bakıldığında ise bazı ülkelerde hükümetlerin aldığı önlemler virüs yayılımının hızındaki değişime bağlı olarak yumuşama eğrisine girdi. Örneğin 144 binden fazla vakanın tespit edildiği Almanya'da ülke çapında bir sokağa çıkma yasağı ilan edilmedi.
Vakaların en fazla tespit edildiği Bavyera ve Kuzey Ren-Vestfalya gibi eyaletlerde sıkı önlemler alınırken, ülke çapında daha çok vatandaşlara sosyal mesafe kurallarına uyma çağrıları yapıldı.
Mart ayının ortasından itibaren koronavirüsün yayılımın yavaşlama eğrisine geçtiği ülkede haftalardır kapalı olan kimi işletmeler 4 Mayıs'tan itibaren tekrar hizmete açılacak.
Alman Kentler ve Belediyeler Birliği Genel Müdürü Helmut Dedy, dpa haber ajansına yaptığı açıklamada işletmelerin bir kısmının açılmasıyla birlikte büyük bir yığılma beklemediklerini, zaman içerisinde her şeyin normale döneceğini kaydetti. En son verilere göre Almanya'da şu ana dek 4 bin 500'den fazla insan yaşamını yitirdi.
Türkiye'deki önlemler ise vakalardaki yükseliş ile birlikte son günlerde artırıldı. Büyükşehirlerde haftasonları ilan edilen sokağa çıkma yasakları, her daim geçerli olan ve belli bir yaş grubunu kapsayan yasaklar ve şehirler arası ulaşımdaki sınırlandırmaların yakın bir tarihte sonlandırılmasına dair bir işaret henüz gözükmüyor.
açıklanan son verilere göre Türkiye'de 82 binin üzerinde vaka kayda geçerken, yaklaşık bin 900 kişi de hayatını kaybetti.
Salgından en fazla etkilenen ülkeler arasında bulunan İspanya'da altı haftadır sıkı bir sokağa çıkma yasağı uygulanıyor. İspanyol yetkililer, çocukların 27 Nisan'dan itibaren dışarı çıkmasına imkân tanınacağını ilan ederken, alınan önlemler sayesinde günlük vaka artış sayısını yüzde 20'lerden yüzde 2'lere çekmeye başardıklarını kaydetti.
Şu anda ABD'nin ardından en fazla vakanın görüldüğü İspanya'da 195 bin kişide koronavirüs tespit edildi ve buna bağlı olarak 20 bini aşkın ölüm yaşandı.
İngiltere'de ise durum İspanya'daki kadar umut vadetmiyor. İngiliz hükümetinin faaliyetlerinin koordinasyonundan sorumlu bakan Michael Cove, Pazar günü yaptığı açıklamada ülkenin kendi test ve temas takibi programını geliştirmesi, Ulusal Sağlık Sistemi'ni güçlendirmesi ve enfeksiyon yayılımı ile ölüm oranlarını azaltması gerektiğini vurguladı ve saydığı hedeflere ulaşılmadan alınan önlemlerin esnetilmesinin mümkün olmadığını kaydetti.
120 binden fazla vakanın ve 16 binden fazla ölümün kaydedildiği İngiltere'de okulların tekrar açılma tarihine ilişkin de bir takvim bulunmuyor. Ülkedeki tüm restoran ve barların faaliyetleri 20 Mart'ta durdurulmuştu.
Ülke çapında zorunlu haller ve market alışverişi dışında sıkı önlemler alınan Fransa'da yasakların 11 Mayıs'a kadar sürdürüleceği açıklanırken, bu tarihten sonra hayatın kademeli olarak normale dönmesi için uygulanacak yöntemler tartışılıyor. Ülkede 150 binden fazla vaka görülürken, koronavirüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı ise 20 bine yaklaştı.
Virüsün merkez üssü konumuna gelen ABD'de ise Başkan Donald Trump'ın, krizden dolayı yaşanan ekonomik olumsuzluklara karşın aldığı önlemler tartışma konusu. 3 Kasım'da gerçekleşecek seçimlere hazırlanan Trump, koronavirüse karşı mücadele kapsamında alınan önlemlerin ekonomiyi sekteye uğratması nedeniyle memnuniyetsizliğini defalarca dile getirmişti.
Trump destekçileri de Cumartesi günü bazı eyaletlerde protesto gösterileri düzenleyerek uygulanan yasakların kaldırılmasını istedi. Ancak bu çağrılara rağmen 700 binden fazla vakanın görüldüğü ve ölümlerin 40 binlere yaklaştığı ABD'de yasakların yakın gelecekte esnetilmesi beklenmiyor.
Virüsün çıkış noktası olan Çin'in Vuhan kenti ve eyaletinin yanı sıra komşu eyaletlerde de kısmen uygulanan yasakların başarılı olması üzerine Pekin yönetimi Nisan ayı başında önlemlerin bir kısmını esnetme kararı almıştı. Özellikle sokağa çıkma ve seyahat yasağının kaldırılması ülkede tehlikenin büyük bir ölçüde geçtiği yorumlarını beraberinde getirmişti.
Çin'de 83 binin üzerinde vaka tespit edilirken, yaşamını yitirenlerin sayısı ise 4 bin 500'ün üzerinde.
Halk arasında koronavirüs olarak bilinen COVID-19 virüsünden ilk günlerde olumsuz etkilenen bir diğer Asya ülkesi Güney Kore'de ise hükümetin uyguladığı etkili teşhis, takip ve tedavi politikası hızlı bir şekilde sonuç vermiş ve yayılım kontrol altına alınabilmişti.
Ülkede oluşturulan geniş çaplı bir veritabanı ile koronavirüs taşıyıcısı olduğu tespit edilen kişilerin geçmiş günlerdeki hareketleri takip edilebiliyor ve bu sayede vatandaşlara o bölgelerden uzak durma uyarıları cep telefonu uygulamaları ile iletilebiliyor.
Hükümetin Pazar günü açıkladığı karar uyarınca ibadethaneler, sosyal mesafe kurallarına uygun bir şekilde tekrar açılacak ve spor karşılaşmalarının seyircisiz oynanmak koşuluyla tekrar başlayacak.
Ancak ülkedeki sosyal mesafe kuralları 16 gün daha devam edecek. Güney Kore'deki COVID-19 vakası 10 bin 661 olarak kaydedilirken şu ana kadar toplam 234 kişi hayatını kaybetti.