Türkiye'nin rüzgar erozyonuna maruz kalan bölgelerinin başında gelen ve yaklaşık 50 bin kişilik nüfusa sahip Konya’nın Karapınar ilçesinde, yer altı sularının çekilip, toprağın göçmesiyle meydana gelen obruklar, bölge halkı için tehdit oluşturmaya devam ediyor. AFAD Konya il Müdürlüğü, Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı (KOP) ile Konya Teknik Üniversitesi (KTÜN) Jeoloji Mühendisliği öğretim üyeleri, bölgedeki obruklarla ilgili çalışma başlattı. 5 ay süren çalışmalar sonucunda bölgede tespit edilebilen irili- ufaklı 505 obruk olduğu belirlendi.
Karapınar bölgesindeki obruk çalışmalarını yürüten araştırma ekibi başkanı Prof. Dr. Yaşar Eren, Dr. Öğretim Üyesi Şeyda Parlar ve Araştırma Görevlisi Berkant Coşkuner, uydu görüntülerini incelediklerinde, Karapınar ilçe merkezinin 26 kilometre kuzeybatısında Büyük Çıralı Yaylası ile Acıkuyu arasında yüzey yarıkları tespit etti. Arazide yapılan incelemelerde genişliği yer yer 10 metre, derinliği 8-10 metre arasındaki yarıklar incelendi. Yapılan incelemeler sonunda dairesel yarıkların 630 metre çapındaki obruğa ait olduğu belirlendi.
Dev obruğun üzerinden ise Karapınar'ı Aksaray'ın Eskil ilçesine bağlayan yol geçiyor. Yol, o bölgedeki yaylalarda oturanlar ile turisttik öneme sahip obrukları ziyarete gelenler tarafından kullanılıyor.
Obruk araştırmaları sırasında uydu görüntülerinde elde edilen verilerdeki yarıklardan yola çıkarak 630 metre çapındaki obruğu tespit ettiklerini belirten Prof. Dr. Yaşar Eren, şunları söyledi:
''Bölgedeki çalışmalarımız sırasında uydu görüntülerini incelediğimizde bir oluşuma rastladık. Kontrolünü yaptığımızda en az bizim tespit edebildiğimiz 3 tane dairesel yarık belirledik. Çalışmalarımız sonucunda yüzeydeki yarıklardan, oluşmakta olan 630 metre çapında bir obruk tespit ettik. Obruğun yarıkları, yer yer 10 metreye varabiliyor. Yarıklar boyunca da görünürde 8-10 metre civarında bir derinlik söz konusu. Tabi obruğun alanını tümden incelediğimiz zaman 4-5 metre civarında genel çökmeler var. Yine bu dairesel yarıklar içerisinde çapı 10 metreye, derinliği 8 metreye varan obruk oluşumlarını izliyoruz. Bu obruk yeni bir oluşum değil. Geçmişte oluşmaya başlamış ve yer altındaki herhangi bir engel nedeniyle oluşumu sonlanmamış, tümden gelişmemiş.”
Obruğun oluşumuna devam ettiğini, derinliğinin ise yapılacak detaylı incelemelerle belirlenebileceğini kaydeden Prof. Dr. Eren, “Yöredeki çizgisel yapılara baktığımız zaman özellikle kara yolunda obruğun deformasyon oluşturduğunu, dolayısıyla oluşumuna az da olsa devam ettiğini gözlemlediğimiz bir obruk. Bölgedeki yapılara baktığımız zaman yarıkların geçtiği kesimde yolu deforme ettiğini görüyoruz. Obruk, oluşumuna devam ediyor ama altında ne kadar derinlik olduğunu, yörede yapılacak detaylı çalışmalar sonucu belli olacak. Yörede AFAD ve KOP iş birliğiyle görüntülemeler ve haritalamalar yapılıyor. Jeofizik çalışmalarıyla beraber, buradaki obruğun yer altındaki özellikleri de belirlenmiş olur. Bu obruğun ortasından geçen yolun da sık sık deforme olduğunu görüyoruz. Bu obruk geçmişte oluşmuş, oluşumuna da devam eden devasa bir obruk” dedi.
Obruğun oluşması sırasında bir engel tarafından oluşumunu tamamlayamadığını söyleyen araştırma görevlisi Berkant Coşkuner de, “İnceleme yaptığımız bölge, bir kırık hattı boyunca 180 tane obruk içermekte. Bu obrukların bazıları binlerce yıl önce oluşmakta olup, bazıları yeni oluşmuş hatta oluşmaya devam eden obruk gruplarımızın sayısı oldukça fazla. Bu obruğumuz ise yarıkları halen oluşmakta ve karayolunu da deforme etmekte. Bu obruk, burada bulunan özellikle karayolunu veya etrafta bulunan yaylaları tehlike altında bırakmaktadır. Bu obruk belli bir engelden dolayı tıkanmış ve tamamen çökmemiştir. Bunun belirlenmesi, derinliğin ne kadar devam ettiğini, obruğun hareketine devam edip etmeyeceğini ileride yapılacak jeofizik çalışmalar sonucunda ortaya konulacaktır” diye konuştu.
(DHA)