İSTANBUL (ANKA)- Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, gelişmiş ülkeler ve gelişme sürecinde olan ülkelerin el ele vererek karasal atıkların denizlere arıtılmadan bırakılmasının önüne geçecek ortak bir eylem planı ve işbirliği yapma zamanı geldiğini kaydederek, aksi halde, övünç kaynağı olan Akdeniz sahilleri ve kumsalları artık ne güneşi, ne kumu, ne de deniziyle insanların ve ülkelerin turizmine çok fazla katkı sağlayamayacağını ifade etti.
Avrupa'nın en önemli deniz bilimleri konferanslarından biri olan Uluslararası Akdeniz Bilimsel Araştırma Komisyonu(CIESM)'nun 38. Kongresi, CIESM Başkanı ve Monaco Prensi Albert'in katılımıyla Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda başladı. Kongrenin açılışında konuşan Bakan Yıldırım, İstanbul'un içinden deniz geçen tek kent olduğunu belirterek, Türkiye'de denizcilik alanında yapılan çalışmaları anlattı.
İklimsel ve ekolojik değişikliklerin çok sıkça gündeme geldiği şu günlerde denizlerin temiz tutulması ve korunmasına yönelik duyarlılığın arttığına dikkat çeken Yıldırım, denizlerin yüzde 95 oranında karasal atık, yüzde 5 oranında ise denizlerden kaynaklanan atıklarla kirlendiğini söyledi. Yıldırım, gelişmiş ülkeler ve gelişme sürecinde olan ülkelerin el ele vererek karasal atıkların denizlere arıtılmadan bırakılmasının önüne geçecek ortak bir eylem planı ve işbirliği yapma zamanı geldiğini vurgulayarak, aksi halde övünç kaynağı olan Akdeniz sahilleri ve kumsalları artık ne güneşi, ne kumu, ne de deniziyle insanların ve ülkelerin turizmine çok fazla katkı sağlayamayacağını ifade etti.
İstanbul ve Çanakkale boğazı ile Marmara Denizi'nin yoğun kullanılan suyolu olduğuna işaret eden Bakan Yıldırım, kuzeyden güneye, güneyden kuzeye yılda 50 binin üzerinde gemi bu zor suyollarında seyahat ettiğini belirtti. Yıldırım, 31 kilometrelik İstanbul Boğazı'nda 8 adet keskin dönüş ve en dar yerinde 730 metrelik genişliği olan bu suyolunda 50 bin geminin yılda 150 milyon tona yakın ham petrol taşımasının, çevre ve denizlerin korunması açısından büyük bir riski içinde barındırdığını söyledi. Yıldırım, "Amacımız, her türlü deniz kazasına karşı modern teknoloji kullanarak tedbirleri artırmak, böylece olumsuz bir kazanın ve çevre felaketinin olmasını önlemektir. Bu konuda başarılı uygulamalarımız var. Ancak, daha fazla petrol, daha fazla boğazların kullanılması arzusunun da bir sınırının olduğunun görülmesi lazım. Boğazların fiziki büyüklüğü ortadadır. Bunu büyütemeyeceğimize göre, emniyetle taşınabilecek yükün sınırları hali hazırda dolmuş bulunmaktadır" dedi.