ANKARA(ANKA) - KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan, PKK Yürütme Komitesi ve KCK Yürütme Konseyi toplantılarında aldıkları kararları açıklarken, özetle "Öcalan bizimle diyaloğa geçmeli. Öcalan devreye girmeden ve çeşitli yerlerde mevzilenmiş bulunan güçlere dönük bizzat ikna çalışmasını yürütmeden öyle bahsedildiği gibi bir sürecin kolay kolay gelişmesi de zordur; hatta mümkünatı yoktur" görüşünü savundu.
-"PARİS ZANLISI HAKKINDA 25 SAYFALIK BİLGİ ERDOĞAN'IN ELİNDE"-
Paris'te üç kadının cinayet zanlısının onlarca kere açık açık Ankara'ya gelip, görüşmeler yaptığını ve oradan yönlendirildiğini iddia eden Karayılan, "Açık dolaşmış, kredi kartıyla onlarca kez alış-veriş yapmış; Türkiye'de yapmış, Almanya'da yapmış. Yani gizlenemeyecek bir biçimde Türkiye kaynaklı bir saldırıyla karşı karşıya olduğumuz açıktır. Bu kişi hakkında 25 sayfalık bir dosyayla Başbakan'a bilgi verildiğini bilmekteyiz. Nereye gelmiş, kimlerle görüşmüş, nereye bağlı gibi konuları şu an Başbakan Erdoğan'ın bilmekte olduğunu ben iyi biliyorum. Şimdi bütün bu durumlar netleşmeden ve bir güven ortamı oluşmadan çözüm nasıl gelişecektir?" dedi.
-"ERGENEKON'U VE KATI KEMALİST BAKIŞ AÇISINI BİZİM MÜCADELEMİZ DÜŞÜRDÜ"-
Abdullah Öcalan'ın tek taraflı bir çağrı değil her iki tarafa çağrı anlamına gelen yeni bir Yol Haritası'nı sunabileceğini kaydeden Karayılan, Cumhuriyet'in kuruluşunun ardından Kürtler ve mütedeyyin-muhafazakar kesimlerin "dışlandıklarını" öne sürerken şöyle devam etti:
"Bu tarihsel gerçeklikten günümüze geldiğimizde, bugün muhafazakar kesim iktidarda bulunmaktadır. Devlette ve hükümette etkili bir güç haline gelmiştir. Bunda da Kürt Özgürlük Mücadelesi'nin rolü vardır. Bizim mücadelemiz derin devleti, Ergenekon'u ve katı Kemalist bakış açısına dayanan kesimleri başarısız kılmış, yıpratmış, teşhir edilmesine ve iktidardan düşürülmesine zemin sunmuştur. Bundan yararlanan muhafazakar kesim bugün iktidara çok rahat bir biçimde hâkim hale gelmiştir. Fakat nankörlük yapılmadan şu bilinmeli ki, bugün gelinen düzeyde Kürt halkının direnişinin yeri fazladır. Bugüne kadar tersine çevrilmiş toplumsal gerçeklik, ayakları üzerine oturtmaya uygun bir zemin oluşmuştur. İnsanları zorla kalıba sokma, kılık kıyafetten, dil ve kültüre kadar tek düze bir tip yaratmak isteyen paradigma sonuçsuz kalmıştır. Gelinen bu aşamada artık kırgınlıkları giderecek gerçek bir toplumsal uzlaşmayı sağlayacak yeni bir bakış açısına ihtiyaç vardır. Bu anlamda toplumsal sözleşmenin diğer bir adı olan Anayasanın bu gerçekliğe oturtulması büyük önem taşımaktadır. Yeni toplumsal sözleşmede Kürtlerin eskisi gibi dışlanması değil, artık yer alması gerekiyor. Ve Türkiye'de yaşayan tüm farklı kesimlere yer veren yeni bir anayasal bakış açısıyla Türkiye toplumu kendini yeniden biçimlendirmek zorundadır. Kimsenin kimseyi dışlamadığı, farklılıkların zenginlik olarak görüldüğü, uzlaşı içerisinde bir arada yaşamanın zemini böyle geliştirilebilir."
AK Parti'nin konuya gerçekten insani ve vicdani yaklaşıyorsa, Kürt halkının 90 yıldan bu yana çektiği acıları gözeterek yaklaşması gerektiğini savunan Karayılan, "Biz çözüm perspektifinin Cumhuriyet'in ilk kuruluşunda Meclis tarafından kabul edilen perspektif olduğunu söylüyoruz. Türkiye Cumhuriyeti'nin sınırları içerisinde yaşayan herkesin kardeşçe ve eşitçe yaşaması için 1921 Anayasası temel alınabilir. Ve özellikle 9 Şubat 1922'de Meclis'in 63'e karşı 374 oyla kabul ettiği 20 maddelik Kürt reformu, sorunun çözümünde temel referans alınabilir. Biz bunu söylüyoruz. Eğer AKP samimiyse demagoji yapmadan, 1921 Anayasa taslağını önüne koyup ona göre yeni bir anayasa çerçevesinde Kürt sorununun kalıcı bir biçimde çözümüne dönük adım atarsa biz buna sonuna kadar katkı sunar ve karşılık veririz" dedi. Karayılan, Öcalan'ın da bu çerçeveyi esas aldığını belirtti.
-"ÖCALAN SERBEST KALMALI"-
PKK Yürütme Komitesi ve KCK Yürütme Konseyi toplantı sonucunu da açıklayan Karayılan, "Yönetimimiz önderliğimizin çözüme dönük geliştireceği yeni perspektiflere de açık olacağımızı kararlaştırdı" dedi. İki eksen belirlediklerini anlatan Murat Karayılan, "ikinci ekseni" anlatırken Öcalan'ın dağdakilere dönük olabilecek perspektiflerinin de bulunması halinde çalışmaların buna göre düzenleneceğini bildirdi. Hareketin "kuşkusuz" Öcalan'la birlikte var olduğunu kaydeden Murat Karayılan, "Ancak toplantımız, sürecin köklü bir değişime uğratılması için Önderliğimizin bizzat hareketimizin mensuplarıyla ve temel organlarıyla diyaloğa geçme zorunluluğunu da vurgulamıştır. Yani Önderlik devreye girmeden ve çeşitli yerlerde mevzilenmiş bulunan güçlere dönük bizzat ikna çalışmasını yürütmeden öyle bahsedildiği gibi bir sürecin kolay kolay gelişmesi de zordur; hatta mümkünatı yoktur" diyerek, Kandil'in gözden uzak tutulmamasını istedi.
ANKA