Karayolu Trafik Haftası

Trafik düzeni ve güvenliğinin sağlanarak devam ettirilebilmesi amacıyla, Ülkemizde her yıl Mayıs ayının ilk Cumartesi günü "Karayolu Trafik Güvenliği Günü" ve bu günü takip eden hafta ise "Karayolu Trafik Haftası" olarak çeşitli etkinliklerle kutlanıyor.Karayolu Trafik Haftası açılışı nedeniyle 05 Mayıs 2014 Pazartesi günü Cumhuriyet Meydanı'nda Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü ve İl Jandarma Komutanlığı olmak üzere diğer kurum ve kuruluşlarca stantlar açılacak ve etkinlikler program çerçevesinde hafta boyunca devam edecek. Düzenlenen etkinliklerde “Emniyet Kemerinin Önemi, Sürücünün Görme Yeteneği ile Hız Arasındaki İlişki, Hız Körlüğü, Tünel Görüşü, Cep Telefonu Kullanımı ve Kask Kullanımının Önemi” hakkında vatandaşların bilinçlendirilmesi amaçlanıyor.Karayolu Trafik Haftası nedeniyle Emniyet Müdürlüğü'nün yaptığı açıklamada, ''Emniyet kemeri kullanmıyorsanız, vücudunuz aracın hızıyla yol almaya devam eder. Taki direksiyon, ön cam veya torpido sizi durduruncaya kadar. İşte benzer durumlarda ikinci bir çarpışmadan korunmak istiyorsanız bunun tek yolu emniyet kemeri kullanmaktır. Trafik literatüründe 30 kilometre hızla meydana gelen çarpışmalarda oluşan hasar 1 birim olarak tanımlanırken, 50 kilometre hızla meydana gelen çarpışmalarda bu hasarın 9 kat arttığı bilinmektedir. Emniyet kemeri; araç içinde meydana gelen ölümleri yüzde 45, ağır yaralanmaları yüzde 50 oranında azaltmaktadır. Araştırmalar, 30 kilometre hızla çarpmanın araç içerisinde bulunanların vücuduna etkisi 1. kattan düşmeye, 90 kilometre hızla çarpmanın ise 10. kattan düşmeye eşdeğer olduğunu göstermektedir. Yine araştırmalar bırakın yüksek hızları, 80 kilometre hızla giden bir araçta yolculuk yapanların olası bir kazada ölme ihtimalleri, 30 kilometre hızla giden araçtakilere oranla 20 kat daha fazla olduğunu göstermektedir'' denildi.Hız arttıkça sürücünün trafik çevresini algılama düzeyinin yavaşladığı belirtilen açıklamada, ''Göz 190 ile 200 derecelik bir alanı algılar. Ancak araç kullanırken görme açısı hız ile ters orantılıdır. Örneğin 35 kilometre hızla görme açısı 104 derece iken, hızı 130 kilometreye çıkardığımızda bu açı 30 dereceye düşer. Artan hız sonucunda sürücünün yol ve çevresine yönelik görsel verileri, yani eşya ve olayları tam olarak algılayamamasıdır. Bunun en önemli ve riskli sonucu, sürücünün aracın hızını olduğundan daha az hissetmesidir. Hız tüneli, hızlı araç kullanırken görme alanının daralması sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Aracın hızı ne kadar artarsa sürücünün bakışları da o oranda uzağa odaklanır ve sürücü çevresindeki olayları zamanında algılayamaz'' ifadelerine yer verildi.Cep telefonu ile görüşen sürücünün, çevresindeki olaylara yeterince konsantre olamayacağı ve kendisinden beklenen tepkiyi zamanında gösteremeyeceği vurgulanan açıklamada, saatte 110 kilometre hızla giden bir araç sürücüsü aniden durması gerektiğinde reaksiyon mesafesinin, normal durumda 31 metre, kulaklıklı cep telefonu ile konuşuyorsa 39 metre, cep telefonu elinde konuşuyorsa 45 metre olduğu, en etkili önlemin ise araç kullanırken cep telefonunu kapalı tutmak olduğu bildirildi.Bir motosiklet sürücüsünün en önemli koruma ekipmanının motosiklet kaskı olduğu ifade edilen açıklamada, ''Sürüşün keyifli ve güvenli olması, ancak başta kask olmak üzere diğer koruma donanımları ile sağlanabilir. Ölümle sonuçlanan motosiklet kazalarında kask kullanılmadığını ortaya çıkarmıştır. Motosiklet Kaskı sadece yasaların bir gereği olarak değil, motosiklet sürüşünde ayrılmaz bir ekipman olarak düşünebilmek, bilinç gerektiren, eğitimlerde kazandırılması gereken bir olgudur.Kask kullanıldığında, fiziksel olarak yere çarpmalarda, pinpon topu örneğindeki sekme ister istemez olacaktır ancak bilinmesi gereken en önemli şey, bu sekmeler esnasında, çarpma etkisini kask absorbe edecektir'' dedi.