Kahramanmaraş’ın tanınmış avukatlarından Necdet Sağocak’ın, oğulları Raden (31) ve Beraris (26) ile kızları Rulin (30) ve Sajen’in (27) toplu intiharından sonraki suskunluğu sürüyor. Ölen eşinin ilk evliliğinden olan 2 üvey kızını da kimseyle görüştürmeyen baba Necdet Sağocak, "Ben ilk gün gerekli açıklamayı yaptım. Ondan sonra benim ağzımdan yazılan, söylenen herşey asılsız. Yasal yollara başvuracağım" dedi.
Anneleri heykeltıraş Neyran Sağocak’ın, tedavi gördüğü İstanbul’da 15 Nisan’da ölümünün ardından, 4 çocuğunun da yazlık bağ evlerinde 21 Nisan akşamı iple asılı halde bulunmalarının yankıları sürüyor. Şu ana kadar elde edilen bilgi ve bulgulara göre ’toplu intihar’ olduğu anlaşılan, bir din ile felsefeye bağlı olmadan aşırı anne sevgisinden kaynaklandığı sanılan olayla ilgili jandarma soruşturmasını sürdürüyor.
Dört çocuğunu aynı anda kaybetmenin acısıyla ikiz kez rahatsızlanan ve götürüldüğü özel bir hastanede sakinleştirici iğne yaptırılan baba Necdet Sağocak, gazetecilerin görüşme teklifini kabul etmiyor. Sağocak adına açıklamaları avukat arkadaşı Emine Ağaoğlu yapıyor. Emine Ağaoğlu, 4 kardeşin ölümlerinin arkasında bir neden aramaya gerek olmadığını, olayın tutkuya varan aşırı anne sevgisinden öte altında başka nedenlerde aranmaması gerektiğini tekrarladı.
ÜVEY KIZLAR DA BEKAR
İstanbul- Beykoz’da askerlik görevini yapan oğlu Raden’i ziyaret için gittiği İstanbul’da astım rahatsızlığı nedeniyle tedavi altına alındığı hastanenin yoğun bakımında 15 Nisan’da yaşamını yitiren Neyran Sağocak’ın 1971- 1974 yılları arasında evli kaldığı ilk eşi Hüseyin Derin’den olan 2 kızı ise şu anda Kahramanmaraş’ta annelerinin 1978 yılında evlendiği üvey babalarının yanında bulunuyor.
Sağocak Ailesi’nin Mercimektepe mevkiindeki bahçeli ve 2 katlı müstakil evlerinin üst katında bulunan 40 yaşındaki Seyla ile 38 yaşındaki Berja Derin kardeşler de kimse ile görüşmüyor. Eve gelerek görüşmek isteyen medya mensuplarına da büyük tepki gösteren ve üvey babalarının da kimse ile pek görüştürmek istemediği Derin kardeşlerin, olayın olduğu ilk günlerde medeni durumlarının medyaya ’evli’ olarak yansımasına rağmen bu bilginin doğru olmadığı ve her ikisinin de resmi kayıtlara göre ’bekar’ oldukları ortaya çıktı. Bu arada Seyla Derin’in yerleşim yeri kayıtlarda Trabzon olarak görünürken, kız kardeşi Berja ise kayıtlara göre üvey babasının yanında yaşıyor. İki kardeş taziye için eve gelenlerle de yüz yüze gelmemeye özen gösteriyor. 2 kardeş olay gününden bu yana kaldıkları evin üst katından aşağıya inmiyor.
Öte yandan, Sağocak Ailesi’nin bazı medya organlarında yanlış bilgilerle dolu olduğu öne sürülen haberlerden dolayı aşırısı rahatsız oldukları ve ileriki günlerde bunlar hakkında yasal haklarını kullanacakları öğrenildi. Bu nedenle de ailenin gazetecilerle hiç bir şekilde görüşmeme kararlarına devam ettiği bildirildi.
’İŞKOLİK BİR AVUKAT’
Kahramanmaraş Baro Başkanı Metin Doğan, Necdet Sağocak’ı ’işkolik’ ve sürekli araştıran bir avukat olarak değerlendirerek şöyle dedi: "Gerçekten çok müessif bir olay. Meslekte 40 yıla yakın tecrübesi ile halen aktif olarak çalışan ve gayret gösteren bir değerli büyüğümüzdür. Kendisini işkolik birisi olarak tanımlayabiliriz. İşini seven, avukatlığı çok seven ve sürekli araştıran, önüne gelen davalarda da gerçekten ciddi hukuki incelemelerde bulunan birisidir. Çok aktif, sosyal yaşamın içinde değildi. Olay günü akşam saat 19.30 gibi olayı öğrendim. Nöbetçi savcı ile irtibata geçerek bu olayın hemen kendisine söylenmemesini ve bir doktor kontrolünde ve yakınları tarafından söylenmesini talep ettik. Sayın savcımız da bu talebimizi olumlu karşıladı. Arkadaşları ile birlikte biz devreye girdik. Bazı arkadaşlarımız tarafından Vatan hastanesine getirildi kendisi. Orada müşahede altına alındı. Daha sonra kendisinin yakın arkadaşı Salman Renkligül, Avukat Osman Solak ve ben birlikte bu müessif olayı anlattık. Kendisi mümkün olduğu kadar olayı metanetle karşıladı. Artık buna dayanmak zorunda olduğunu, başka yapacak bir şey olmadığını, mücadele etmek gerektiğini, yaşamak için bir şekilde uğraşmak gerektiğini söyledi. Bir saate yakın kendisi ile sohbet ettik. Kendinin yıllarını verdiği tecrübe ile büyük bir metanetle karşılasa da, yine de dayanılması güç bir olay. Bu nedenle cenazelere bu acı ve şok nedeni ile katılamadı."
HAYAT DAMARLARI KESİLDİ
Olay günü ve sonrasında yakınları ile yapılan görüşmelerde gençlerin annelerine çok bağlı olduklarını öğrendiklerini kaydeden Baro Başkanı Metin Doğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Annelerinin vefatı ile hayat damarlarının kesildiğini artık yaşam için bir sebeplerinin de kalmadığını ve sürekli intihar etmeyi düşündükleri ve bu anlamda birbirlerini motive ettikleri söylendi. Birkaç kez de başarıya ulaşmayan deneme aşamalarının olduğunu öğrendik. Askerin izin bittikten sonra döneceğini, okuldan gelenlerin okula döneceklerini ve diğerlerinin de normal yaşama döneceklerini söylemişler. Bu anlamda baba da artık tehlike geçti diye ikna olmuş. Fakat daha sonra birbirlerini yeniden motive ederek bu müessif olayı sürüklemişler."
SOSYAL BİRİ DEĞİLMİŞ
Avukat Rıfat Kantarcı ise yaklaşık 4 yıldır avukatlık yaptığını söyleyerek, "Necdet beyi tanırız. Duruşmalara gelir, nadir olarak. Çok sık göremeyiz kendisini. Sakin bir kişiliğe sahiptir. Çok fazla sosyal ilişkisi olmayan, sadece duruşmalara katılan, baroda veya bir arkadaş ortamında kendisini göremeyiz. Duruşmasına gelir, katılır ve giderdi. Üzücü bir durum. Kimsenin beklemediği bir olay."
VERESİYE 2 TÜP ALIP, KİMLİK BIRAKMIŞLAR
Kahramanmaraş’ta toplu intihar eden 4 kardeşin, intiharlarından 4 gün önce 12 kilogramlık 2 mutfak tüpü aldıkları, yanlarında para olmayınca veresiye alışveriş yapıp, kimliklerini bıraktıkları anlaşıldı.
Annelerinin ölümünün ardından 2 kez intihar girişiminde bulundukları belirtilen, tüp gazla da intiharı denedikleri yönünde de söylentiler konuşulan kardeşlere 12 kilogramlık 2 tüp veren Haydarbey Mahallesi’nin de muhtarı olan bayi 39 yaşındaki Mehmet Ejderha, yaşadığı olayı şöyle anlattı:
"Bu ayın 17’si pazar günü akşam saatlerinde işyerimin önüne sonradan basına yansıyan haberlerden gördüğüm siyah renkli otomobil geldi. Yine sonradan adını Sajen olarak öğrendiğim bayan içeriye gelerek tüp gaz satın almak istediklerini söyledi. Ben de büyük tüp olarak bilinen tüp gazı, başlığı ve hortumu ile tam teçhizat olarak ayarlayıp 34 plakalı otomobillerinin bagajına koydum. Bir tane daha istediler, onu da aynı şekilde bagaja yükledim.
PEŞİN ÖDEYEMEMİŞLER
Kredi kartının geçerli olup olmadığını sordu. Geçerli olduğunu söyleyince arabanın yanına giderek yeniden geldi. Kredi kartlarının yanlarında olmadığını söyledi. Kendisi bana o anda paraları olmadığını, babalarına ulaşamadıkları için ve Kahramanmaraş’ın belli ailelerinden birisinin çocukları olduğunu söyleyerek parayı sonra vereceklerini belirtti. Ben bunu kabul etmedim. Ertesi gün borcu getireceklerini ve buna emin olmamı söyledilerse de kabul etmedim. O sırada önde oturan ve sonradan adını Raden olarak öğrendiğim erkek şahıs, ikna edici düzgün bir konuşmaya sahipti ve beni ikna etti. Aynı zamanda muhtarlık da yaptığım için babalarının adını söylediler, avukat olarak tanıdım ve bunun için kabul ettim. Önce otomobilin trafik poliçesini rehin bırakmak istediler. Yolda kontrol filan olursa polislerin kimlik sorabileceğini söyleyerek kimliklerini vermek istemediler. Poliçeyi kabul etmeyince arka koltukta oturan, sonradan adının Rulin olduğunu öğrendiğim kişinin Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Afşin Meslek Yüksekokulu öğrenci kimliğini bana rehin olarak bıraktılar. Aldıkları iki tüp ile başlık ve hortumlardan dolayı hesapları 190 lira tuttu. Yalnız gençlerin konuşmaları biraz baygın gibiydi. Sanki uyuşturucu ya da hap almışlar gibiydi."
DURUMLARI GARİPTİ
Özellikle de kız çocuklarının durumunun garip geldiğini, iki tüp almalarından da şüphelendiğini kaydeden Mehmet Ejderha, şöyle devam etti:
"İnsanlar genelde bir tane alırlar, ikinciyi neden aldılar diye kendi kendime sormadım değil. Ama Necdet beyin çocukları olduklarının öğrenince, ’herhalde bir yere gidecekler ve uzun kalacaklar’ diye düşündüm. Çünkü bagajda giyim kıyafet çanta valiz gibi şeyler vardı. Otomobilin plakasını da 34 BER 49 olarak not ettim. Ertesi gün ise babasının yazıhanesini telefonla arayarak durumu anlattım. Telefona bakan kişi, şu anda cenazeleri olduğunu ve daha sonra işyerine gelerek hesabı kapatacaklarını söyledi. Sanırım anneleri vefat ettiğinden cenazeleri olduğu için ben de ’tamam’ dedim. 21 Nisan perşembe günü akşamı da bu korkunç olayın meydana geldiğini duyunca, iple asılı halde bulunanların bize gelerek tüp alan gençler olduğunu anladım. Bu üzücü olay hepimizi derinden etkiledi."
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz