'Karikatürler hastalıklı zihniyetin eseri'

ANKARA (İHA) - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, karikatür olayının başka inançları ve ötekini küçümseyen hastalıklı bir zihnin eseri olduğunu söyledi. Erdoğan, "Bu açık bir provokasyondur, tuzaktır. Bu tuzağa düşmemeliyiz" dedi.

AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda bir konuşma yapan Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin tarihi birikimiyle, kimliğiyle temsil ettiği değerler ve demokrasi tecrübesiyle insanlığın ortak geleceğine ne kadar değerli katkılarda bulunduğunun kavranmasına vesile olan kritik günlerden geçtiklerini ifade etti. 3 ay önce Hazreti Muhammed'i (SAV) hedef alan bazı karikatürler yayınlandığını hatırlatan Erdoğan, bu karikatürlerin, Hazreti Muhammed'in (SAV) şahsında İslam dini ve onun mensuplarına hakaret içerdiğine işaret etti.

Reklam
Reklam

Aynı karikatürlerin daha sonra anlaşılmayan bir biçimde diğer bazı Avrupa ülkelerinin medyasında da yayınlandığını belirten Erdoğan, hakkaniyetten uzak bu davranışın, kendilerini derinden yaraladığını söyledi. Erdoğan, "Kutsalımıza saldıran, medeniyetler ittifakına zarar veren bu anlayışı bir kere daha reddettiğimizi ilan ediyoruz. Hiçbir gerekçe bu davranışı mazur gösteremez. Bu zihniyetin ne basın özgürlüğüyle ne düşünce özgürlüğüyle ne de demokrasi idealleriyle bir ilgisi yoktur.

Bu karikatürlere geçici bir gaflet halinin tezahürü olarak bakacaksak, ki böyle olmasını isterdik, buna karşın geçen bu süreçte bu vahim hatadan dönüldüğüne dair somut bir yaklaşım gösterilmedi. Başta Danimarka olmak üzere bu karikatürlerin yayınlandığı ülke yönetimleri kendilerinden beklenen hassasiyeti gösteremedi. Yaşananlar, terör ve şiddet yerine barışı küreselleştirme idealine bağlı herkes için büyük bir hayal kırıklığıdır. Bu yaşananlar asla insanlığın hayrına değildir. Hiçbir din, hiçbir inanç, hiçbir ahlaki değer, basit polemiklerin oyuncağı haline getirilemez. Başkalarına ait değerleri karalayarak varolmaya çalışan hiçbir düşünceyi meşru ve saygıdeğer bulamayız. İnsanlığın asırlardır sürdürdüğü özgürlük mücadelesi kötü niyetlerin yaygınlaşmasına zemin hazırlamak için verilmemiştir" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Basın özgürlüğünün, titizlikle korumaları gereken bir demokratik kazanım olduğuna dikkat çeken Erdoğan, halkın haber alma hakkını teminat altında tutabilmek adına basın faaliyetlerinin hür ve bağımsız bir şekilde gerçekleştirilmesini sağlamanın herkesin görevi olduğunu söyledi. Erdoğan, kendilerinin basın özgürlüğü alanını daraltmak gibi bir hakları olmadığı gibi basın kuruluşlarının da milyonlarca bağlısı, inananı bulunan kutsal değerleri hafife almak, karalamak, polemik konusu haline getirmek gibi bir hakkı olmadığını vurguladı. Toplumsal sorumluluk alan herkesin, başkalarının hukukunu gözetmek zorunda olduğunu dile getiren Erdoğan, bu nedenle herkesi büyük bir sorumluluğun beklediğini ifade etti. Erdoğan şunları söyledi:

İKÖ ÜYESİ ÜLKELERİN BÜYÜKELÇİLERİ'NE ÇAĞRI

"İnsanlığın ortak yararı adına daha ağır bedeller ödenmeden evvel bütün taraflar açılan büyük tahribatın tamiri için çaba göstermelidir. Hem de bunu hiç vakit kaybetmeksizin, daha geç olmadan yapmalıyız. İnsan hak ve hürriyetlerine, demokrasiye, hukuka olan bağlılığımızla birlikte bizim inancımız her türlü şiddeti ve zulmü peşinen reddeder. Bizim için her insanın can güvenliği mukaddestir. Bizim gibi inanmayan, bizden farklı düşünen inanç özgürlükleri de bizim özgürlüğümüz kadar teminat altındadır. Bu yüzden dünyada adalet talebini bertaraf eden çatışma teorileri bizim manevi haritamızda yankı ve taraftar bulmamaktadır, bulamayacaktır. Kin ve nefretin, terör ve şiddetin inanç dünyamızda yeri yoktur."

Reklam
Reklam

Uluslararası bir buhranın kıvılcımı haline getirilmek istenen tartışmanın sadece bir karikütür tartışması olmadığına dikkat çeken Erdoğan, bu tartışmanın, demokrasiyi, çoğulculuğu, hukukun üstünlüğünü, değerlerin evsenselliğini kavrayamamış, başka inançları ve ötekini küçümseyen hastalıklı bir zihnin eseri olduğunu vurguladı. Erdoğan, "Bu habis zihniyetin bulaşıcı etkilerini engellemek için hepimiz bir şeyler yapmak zorundayız. Biz insanlığı felakete sürükleyen çatışma senaryolarına karşı medeniyetler ittifakını gerçekleştirmeye çalışırken, birileri adı dahi barış anlamına gelen kutsal dinimizin kutsal sembollerini şiddet ve çatışmayla özdeş kılmak istiyor. Bu küstah tavır asla kabul edilemez, asla mazur görülemez.

Düşünce özgürlüğü hiç kimseye, başkalarının mukaddesatına dil uzatma hakkı vermez ancak buna karşı gösterilen tepkilerin de hakkaniyet ölçüleri içinde kalması ve şiddet içermemesi şarttır. Haklı bir tepkinin, haklı bir infialin haksız bir durum doğuracak hale gelmesine asla izin vermemeliyiz. Haklı olduğumuz bir yerden haksız bir konuma gelmemeliyiz. Karikatürler vasıtasıyla zaten amaçlanan bu tahriktir. İslam dünyasından bütün dünyaya şiddet fotoğrafları yansıtılmak istenmektedir. Bu oyuna ne Türkiye, ne İslam dünyası gelmemelidir. Bu açık bir provokasyondur. Bu bir tuzaktır. Bu tuzağa da düşmemeliyiz. Biz diyoruz ki bu provokasyonun sahipleri amaçlarına ulaşmamalıdır. İslam dünyası bu provokasyonları bertaraf edecek sağduyuya, verasete sahip olduğunu göstermelidir" açıklamasında bulundu.

Reklam
Reklam

İşlerin bu noktaya gelmemesi için çok gayret gösterdiklerini anlatan Erdoğan, daha başından bu günlere gelineceğinin belli olduğunu ifade etti. Karikatürlerin Danimarka'da ilk defa yayınlanmasının ardından 15 Ekim 2005'te Danimarka Başbakanı Rasmussen'e, Türkiye'nin ve İslam dünyasının bu konudaki hassasiyetini bizzat ilettiğini söyleyen Erdoğan, aynı tarihlerde İKÖ üyesi ülkelerin Büyükelçileri'nin de karikatürü yayınlayan basın kuruluşunun Müslümanlar'dan özür dilemesini istediğini hatırlattı. O günlerde iletilen sağduyu çağrılarının kısa bir süre için etkili olduğunu kaydeden Erdoğan, karikatürün 3 ay sonra bir Norveç gazetesin, ardından da bazı Avrupa ülkelerinin gazetelerinde yer aldığını anımsattı. Erdoğan, "Bir yerden düğmeye basılmış gibi bu karikatürler Avrupa basınında neden yer almaktadır. Dünya Müslümanları bu soruyu kendi kendilerine sormalı, Müslüman'a yakışır bir vakar içinde bu soruya cevap aramalıdır" dedi.

"İSLAMAFOBİA DA BİR İNSANLIK SUÇU"

Danimarka Başbakanı Rasmussen'e ilettikleri mesajların önemi ve değerinin bugün gün yüzüne çıktığını da vurgulayan Başbakan Erdoğan, son dönemde, İslamafobia, İslam düşmanlığı gibi kavramların da gündeme getirildiğini belirtti. Anti-semitizm nasıl bir insanlık suçu kabul ediliyorsa, İslamafobia'nın da bir insanlık suçu olarak kayda girilmesi gerektiğini söylediklerini ve bunu kayda sokturduklarını hatırlatan Erdoğan, Avrupa'da giderek İslam düşmanlığının yayılmaya başladığını, birilerinin kin ve nefret tohumları ekmeye çalıştığını, birilerinin şiddet ve çatışmayı körüklemek istediğini, birilerinin ateşle oynadığını o günlerde gördüklerini ifade etti.

Reklam
Reklam

Bunun insanlığın hayrına olmayacağını, insanlık için büyük bir tehlike olduğunu söylediklerini hatırlatan Erdoğan, "Bu, 'Dünyayı ateşe vermekten farksızdır' dedik. Bununla hep birlikte mücadele etmemiz gerektiğini söyledik. İspanya Başbakanı ile birlikte geçen yıl medeniyetler ittifakı projesine başkanlık ederken çok temel bir inanca dayanıyorduk. Biz küresel barışa, özellikte tehdit oluşturan önyargı ve cehalet sarmalının, birbirimizi tanımamaktan kaynaklanan korku ve nefret çemberinin kırılması gerektiğine inanıyorduk. Geldiğimiz noktada ne kadar haklı olduğumuzu ne yazık ki bu son hadiseler göstermiştir. Biz bu yolda yürümeye devam edeceğiz" şeklinde konuştu.

Türkiye'nin neden AB'ye üye olması gerektiğini anlatırken de hep bu perspektifi göz önünde tutuklarını kaydeden Erdoğan, AB'nin, Türkiye'nin katılımıyla medeniyetler ittifakının merkezi olacağını söylediklerini kaydetti. İnsanlığın ortak geleceğini, küresel barış ve huzuru tehdit eden çatışma kültürüne karşı bir panzehir olarak bunu ortaya koyduklarını anlatan Erdoğan, insanlığın, felaket senaryolarının esiri olamayacağını, olmaması gerektiğini dile getirdiklerini anımsattı. Erdoğan, "Buna inandığımız için bundan sonra da AB perspektifimizi koruyacağız. Medeniyetler İttifakı projesini sonuna kadar savunacağız. Her zamankinden daha şiddetli ve gür bir sesle bunu yapacağız" değerlendirmesinde bulundu.

Reklam
Reklam

İspanya Başbakanı Zapatero ile birlikte ortak bir mektup yayınladıklarına işaret eden Erdoğan, mektupta, bugün tüm dünyanın şahit olduğu talihsiz hadiselerin, ortaya koydukları teşhisleri haklı çıkardığını dile getirdiklerini söyledi. Bu karikatürlerin yayınlanmasına yasaların izin verebileceğine dikkat çeken Erdoğan şöyle konuştu:
"Yasanın izin vermesinden öte bir işeyi aramak durumundayız. Buna hukuk izin verir mi? Hukukla yasayı birbirinden ayırmamız gerekiyor. Medeniyetlerin kendi arasındaki münasebetleri noktasını iyi değerlendirmemiz lazım. Yasalar izin verebilir ama ahlaki ve siyasi açıdan reddedilmesi gerekir. Bu görüşün altına Zapatero'nun da imza atması çok önemli.

Barışın tesisi için yazılı olarak beyan edilmemiş, vicdani ve ahlaki yasaların da hayata geçirilmesi son derece önemlidir. Barış içinde birarada yaşama idealinin, diğer tarafın bakış açısı anlaşılmaya çalışıldığında mümkün olabileceğini ilan ettik. Milletimizin sağduyusunun bu tür provokasyonları bertaraf edecek kadar geniş olduğundan, hiçbir vatandaşımın hiçbir provokasyonun etkisinde kalmayacağından eminim. Bu nedenle size ve kamuoyuna, provokasyonlara katılmayın, kışkırtmalara malzeme olmayın demeyi gereksiz görüyorum. Bu topraklarda bir çatışma mayasının tutmayacağını herkese göstermemiz lazım. Çünkü Anadolu'nun mayası kardeşlik mayasıdır. Bu topraklar Mevlana ruhunun yaşadığı, Yunus Emre dilinin konuşulduğu topraklardır. Biz, 'Gel, ne olursan ol yine gel' anlayışını ve 'Yaradılanı severiz yaradandan ötürü' sözünü ruhuna işlemiş bir medeniyetin mensuplarıyız."

Reklam
Reklam