Acıbadem Eskişehir Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Derya Gölgeleyen, akciğer kanseri, üreme sistemi ve kan hastalıklarını ilgilendiren kanser türlerinde olduğu gibi bazı kanser hastalıklarının başlangıç bulgusunun, nörolojik belirtiler olabileceğine dikkat çekti.Dr. Gölgeleyen, yüzyıllar boyu insanlığın korkulu rüyası olan kanserin, farklı organlarda hücrelerin kontrolsüz çoğalmasından oluşan, klinik görünümü ve tedavi yaklaşımı birbirinden farklı olan bir hastalıklar grubu olarak tanımlandığını aktardı. Nöroloji Uzmanı Dr. Gölgeleyen, “Sigara içenlerin ve obezlerin sayısındaki artışa ek olarak, sanayileşme sürecine paralel bir şekilde beslenme tarzındaki değişiklikler kanser sıklığının artmasına etken olarak gösteriliyor” dedi.Ortalama yaşam süresinin uzaması ve tanı yöntemlerindeki gelişmelerin de kanser sıklığının artmasına katkısı olduğunu belirten Dr. Derya Gölgeleyen, “Dünya Sağlık Örgütü kanser araştırmaları bölümü, yıllık kanser teşhisi sayısının, 2012 yılında 8,2 milyon iken, 2025 itibariyle 19 milyona ulaşmasının beklendiğini belirtiyor” şeklinde konuştu.KAS GÜÇSÜZLÜĞÜNE DİKKATAcıbadem Eskişehir Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Derya Gölgeleyen, “Akciğer kanseri, üreme sistemi ve kan hastalıklarını ilgilendiren kanser türlerinde olduğu gibi, bazı kanser hastalıklarının başlangıç bulgusu nörolojik belirtiler olabilir. Bu hastalar, ekstremitelerde yaygın uyuşmalar ve kas güçsüzlüğü gibi şikâyetlerle ilk olarak bir nöroloji uzman hekimine başvurmakta ve yapılan kan tetkikleri ve elektrofizyolojik incelemeler (EMG) sayesinde kanserden erken evrede şüphe edilerek tanı süreci hızlandırılmaktadır” ifadelerini kullandı ve kansere ilişkin önemli bilgiler verdi. Kanser olduğu önceden bilinmeyen hastalarda erken tanının şüphesiz tedavi başarısında çok önemli bir unsur olduğunu kaydeden Dr. Gölgeleyen, “Bu nedenle ekstremitelerde uyuşma, karıncalanma, iğnelenme, yanma, kramp gibi yakınmaları olan ve EMG ile sinir iletimlerinde bozukluk saptanan hastaların, özellikle şeker hastalığı, guatr gibi bu durumunu açıklayan dahili bir hastalığı yoksa mutlaka olası bir kanser hastalığı yönünden gerekli ileri incelemeler yapılmalı ve takibe alınmalıdır” diye konuştu.KANSERİN NÖROLOJİK BULGULARIAcıbadem Eskişehir Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Gölgeleyen şu bilgileri aktardı:“Bazı kanser türleri, haftalar ya da aylar içinde gelişen kişilik ve mizaç değişiklikleri, yakın bellekte kayıp, aralıklı ajitasyon, halüsinasyon ve epileptik nöbetler ile giden limbik ensefalit adı verilen bir tabloya yol açmaktadır. Omuz ve uyluk kaslarında kolay yorulma ve kas zaafı, ağız kuruluğu, bacaklarda reflekslerin azalması ile giden kas-sinir kavşağı hastalıklarının yüzde 60’ında akciğer kanseri bulunur. Bu tür şikâyetleri olan hastaların nörolojik açıdan değerlendirilmeleri gerekir. Baş dönmesi, bulantı, kusma, çift görme, denge kaybı, kol ve bacaklarda koordinasyon bozukluğu gibi kansere bağlı nörolojik bulgular ile seyreden ve altta yatan kanser bulunmadan önce hastayı hekime götüren tablolar da tanıda atlanmamalıdır.”TEDAVİ YÖNTEMLERİKanser tedavi yöntemlerini de anlatan Dr. Derya Gölgeleyen şunları aktardı:“Kemoterapi ve radyoterapi, kanser tedavisinde kullanılan iki ana tedavi yöntemidir. Kanser hastalığının kendisine bağlı olduğu gibi, tedavide kullanılan kemoterapi ilaçlarına ve radyoterapiye bağlı olarak da tedavinin belli aşamalarında nörolojik yakınmalar ile karşılaşılmaktadır. Tedavinin sinir sistemi üzerine olan olumsuz etkileri, kemoterapi dozunun azaltılmasına ve radyoterapi dozunda kısıtlamaya gidilmesine yol açan en önemli nedenlerden biridir. 2-3 haftadan uzun süre kortizon tedavisi alan hastalarda hafif ölçüde, myopati adını verdiğimiz kas liflerinde zedelenme ve güçsüzlük ortaya çıkmaktadır. Bunun yanı sıra göz tansiyonu ve katarakt gibi görme problemleri, ruhsal durum bozuklukları ve tedavinin hızlı sonlandırılması sonucu kafa içi basıncının artması da kortizon tedavisinin istenmeyen etkilerinden biridir. Kemoterapi tedavisinde kullanılan çeşitli ilaçlara bağlı olarak erken ve geç dönemlerde, beyin, beyin zarları, omurilik ve beyincik etkilenimine bağlı farklı nörolojik yakınmalar ile hastalar bir nöroloji hekimine yönlendirilebilmektedir. Radyoterapiye bağlı nörolojik hasar, 2 hafta sonra ortaya çıkabileceği gibi, tedavi başarıyla tamamlandıktan yıllar sonra bile görülebilir. Radyoterapi sonrası hastalarda baş ağrısı, bulantı, kusma, uyku hali, atrofi adı verilen beyinde küçülme, kol ve bacaklarda güç kaybı ile giden omurilik hasarları ve radyasyona bağlı tümör oluşumu da korkulan etkilerdendir.İHMAL EDİLMEMELİAcıbadem Eskişehir Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Derya Gölgeleyen, anlattığı tüm nedenlerden dolayı kanser hastalarının yalnızca ilgili branş uzmanları tarafından değil, tanı ve tedavi sürecinde multidisipliner bir yaklaşım ile izlenmeleri, hastaların periyodik olarak nörolojik kontrollerini ihmal etmemelerini önerdi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz