Küresel piyasalarda azalan belirsizlikler ve ticaret görüşmelerindeki iyimser hava kasımda pay piyasalarına değer kazandırırken, BIST 100 endeksi de yüzde 8,6 yükselerek en çok kazandıran yatırım aracı oldu.
ABD ile Çin arasında devam eden ticaret görüşmelerinden gelen olumlu haber akışı, Brexit belirsizliğinin ortadan kalkması ve azalan jeopolitik riskler, küresel pay piyasalarını kasımda yukarı yönlü destekledi.
Küresel bazda pay piyasaları kasımda değer kazanırken, BIST 100 endeksi de aylık bazda yüzde 8,6 yükselerek 106.903 puan oldu. Böylece BIST 100 endeksi, Mart 2018'den bu yana en yüksek aylık kapanışını gerçekleştirdi.
Sektör endeksleri arasında en fazla kazandıran yüzde 37,38'le bilişim, tek kaybettiren ise yüzde 0,16'yla ticaret oldu. Bankacılık endeksi yüzde 10,33 ve holding endeksi yüzde 8,37 değer kazandı.
Analistler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump'ın geçen ay gerçekleştirdiği görüşmenin iki ülke arasındaki ilişkilere olumlu yansıdığını, ABD'nin Türkiye'ye yönelik yaptırım söyleminden vazgeçmesi ile BIST 100 endeksinin 108.142 ile son 19 ayın zirvesini gördüğünü belirtti.
Endeksteki yükselişte jeopolitik risklerdeki azalmanın yanı sıra teknik açıdan Türk varlıklarının cazip fiyatlarda bulunmasının da etkili olduğunu ifade eden analistler, bugün İngiltere'de başlayacak ve 4 Aralık'a kadar devam edecek NATO Liderler Toplantısı'ndan gelecek haber ve açıklamaların yerel varlıklar üzerinde etkili olabileceğini dile getirdi.
Doların gelişmekte olan ülke para birimlerine karşı değer kazanmasına paralel dolar/TL de kasımda yüzde 0,62'lik artış gösterdi. Kasım ayını 5,7492 seviyesinden kapatan dolar/TL, ay içinde 5,68-5,80 bandında hareket etti.
Avro/TL ise kasımda 6,29-6,40 bandında hareket ederken, aylık bazda yüzde 0,63 değer kaybetti.
Analistler, küresel bazda artan risk iştahının altın fiyatlarında aşağı yönlü hareketin ana nedenlerinden biri olduğunu, ABD ile Çin arasında sürdürülen ticaret görüşmelerine dair olumlu haber akışının da fiyatlardaki düşüşü desteklediğini söyledi.
Ons altının yüzde 3,2 ile Haziran 2018'den bu yana aylık bazdaki en yüksek düşüşünü gerçekleştirdiğini anımsatan analistler, buna paralel gram altının da değer kaybettiğini ve kasımda gram altının yüzde 2,7'lik azalışla 270,5 liraya gerilediğini kaydetti.
Analistler, Türkiye özelinde azalan risk algısı ile kredi derecelendirme kuruluşlarının olumlu değerlendirmeleri sonucu Türk varlıklarına talebin arttığını, bunun da pay piyasalarındaki yükselişin temel nedenlerinden biri olduğunu vurguladı.
BIST 100 endeksinin, teknik açıdan daha önce 106.000 direncini kırmasının oldukça uzun sürdüğüne işaret eden analistler, bu seviyenin üzerinde üzerinde yapılan günlük ve haftalık kapanışlarda sırasıyla 108.000 ve 115.000 seviyesinin izleneceğini söyledi.
Analistler, hem fiyat/kazanç hem de piyasa değeri/defter değeri (PD/DD) oranlarının yüksek potansiyel getiriye işaret etmesinin TL varlıkları cazip kıldığını belirterek, ekimde yaklaşık 530 milyon dolarlık hisse senedi satan yabancıların kasım ayının ilk 3 haftasında 419,1 milyon dolarlık alım gerçekleştirdiğini bildirdi.
Uluslararası Para Fonu (IMF), Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) ve Dünya Bankası gibi kurumların büyüme başta olmak üzere Türkiye ekonomisine ilişkin beklentilerini olumlu yönde revize ettiğini anımsatan analistler, kredi derecelendirme kuruluşlarının olumlu revizyon ve değerlendirmeleriyle de endekste yukarı yönlü kırılmanın tetiklendiğini kaydetti.
Artan risk iştahına paralel ABD 10 yıllık tahvil faizleri yaklaşık 9 baz puan yükseldi. Böylece yükselişini üçüncü aya taşıyan ABD 10 yıllık tahvil faizleri, kasım ayını yüzde 1,7740'tan tamamladı. Alman 10 yıllık devlet tahvillerinin getirisi ise yükselişini üçüncü aya taşıyarak eksi 36 baz puan seviyelerine çıktı.
Türkiye'de ise 2 yıllık gösterge tahvilin bileşik faizi kasımda yüzde 14,06'yı görmesine karşın kasım sonunda yüzde 12,14'e gerileyerek üst üste üç aydır gerilemiş oldu. Analistler, azalan jeopolitik riskler ve makroekonomik verilerdeki iyileşmenin tahvil faizindeki harekette etkili olduğunu kaydetti.
Küresel çapta merkez bankalarının "bekle ve gör" duruşunu benimsediklerini göstermelerine karşın yılın geri kalan bölümüne kıyasla görece daha olumlu bir havanın hakim olduğunu belirten analistler, bu yüzden kasımda görece riskli varlıkların, güvenli addedilen varlıklardan daha iyi performans gösterdiğini bildirdi.
Analistler, tahvil piyasalarında artan risk iştahının etkilerinin gözlemlendiğine işaret ederek, ekim sonunda 13,4 trilyon dolar civarında olan negatif getirili borç miktarının, kasımda yüzde 7,5 azalışla 12,4 trilyon dolara gerilediğini söyledi.
Tahvil getirilerindeki artışın düşen risk algısından ileri geldiğini vurgulayan analistler, yatırımcıların iyimser ortamdan faydalanarak güvenli liman olarak bilinen altın ve tahvillerden ziyade pay piyasalarında yatırım yaptığını ifade etti.
KAYNAK:AA