ANKARA (ANKA)- İstanbul Barosu önceki başkanlarından Avukat Turgut Kazan, Ankara 16. İdare Mahkemesi'ne açtığı davada Adalet Bakanlığı müsteşarlığı görevinden ücretsiz izne ayrılarak Adalet Bakanlığı koltuğuna oturan Kasırga'nın atanmasına ilişkin yürütmenin durdurulmasını ve atama işleminin iptalini talep etti.
İdare Mahkemesi, Başbakanlık'tan savunmasını istedi. Savunma yapmak için ek süre isteyen Başbakanlık'a verilen ek süre 18 Haziran günü mesai bitiminde sona erecek. Mahkeme, Başbakanlık'ın yapacağı savunma sonrasında öncelikle Kasırga'nın bakan olarak atanmasına ilişkin yapılan ‘yürütmenin durdurulması' konusunda karar verecek.
Mahkeme, Kasırga'nın Bakan olmasına ilişkin kararın yürümesini durdurursa Türkiye'de ilk kez seçim sürecinde göreve gelen bir bakan görevden mahkeme kararıyla el çektirilmiş olacak.
DAVA SÜRECİ
Avukat Kazan, Bakan Kasırga'nın hukuka aykırı bir şekilde Bakanlık koltuğuna oturduğu iddiasıyla ilk olarak Danıştay 5. Dairesi'ne dava açtı. Danıştay 5. Dairesi, bu konunun görev alanlarına girmediğini, ilgili dairenin Danıştay 10. Dairesi olduğunu belirtti. Danıştay 10. Dairesi de konunun idari mahkemenin görev alanına girdiğini belirterek görevsizlik kararı verdi.
Bunun üzerine Ankara 16. İdare Mahkemesi'ne dava açan Kazan, dava dilekçesinde şu görüşlere yer verdi:
"Cumhurbaşkanlığı seçiminde toplantı nisabi sağlanamayıp seçimlerin yenilenmesi kararı alınınca, Anayasa'nın 114. maddesi gereği Adalet Bakanlığı'na atanan Fahri Kasırga, bağımsız ve tarafsız sayılamayacağı için, atama işleminin iptali ve yürütmenin durdurulması isteğinden ibarettir.Atama işlemi ile Adalet Bakanlığı'na getirilen Kasırga, kesinlikle Anayasa'nın 114. maddesinde belirtilen bağımsız ve tarafsız olma niteliğine sahip değildir. Dolayısıyla, söz konusu atama işlemi, hukuka ve Anayasa'nın uygulanabilir kural niteliğindeki 114. maddesine açıkça aykırıdır. Fahri Kasırga'nın, bağımsız sayılarak, bir seçim döneminde Adalet Bakanlığı'na getirilmesi, yargı bağımsızlığını olumsuz yönde etkileyecek ve seçim güvenliğini tehlikeye düşürecektir. Seçim dönemi için, başta Adalet Bakanı olmak üzere üç bakanlığa bağımsız bakan atanması kuralı, şaibesiz bir seçim ortamı yaratmak için konulmuştur. Bu nedenle salt herhangi bir partiye üye olmamak, bağımsız sayılmaya yetmez. Anayasa'nın aradığı bağımsızlık, aynı zamanda ve mutlaka tarafsızlığı da içerir. Oysa, Fahri Kasırga, müsteşarlığa getirildiği günden beri, yaptıkları ve yapmadıkları hep tartışılmıştır. Örneğin, Başbakan Erdoğan'ın mal varlığındaki artışla ilgili ceza davasının, AKP iktidarında beraatle sonuçlandığı ve savcı Kasırga temyiz etmediği için Yargıtay tarafından incelenmeyip kesinlik kazandığı, kendisinin bu nedenle müsteşarlığa atandığı, çokça yazılıp çizilmiştir. Boşalan Danıştay ve Yargıtay üyelikleri seçimine, Fahri Kasırga'nın tutumu çok yoğun kuşku ve tartışmalara yol açmıştır.
KASIRGA, KENDİ ALEYHİNDEKİ DAVADA KENDİSİ KARAR VERECEK
Özellikle HSYK'nın ‘Üye seçimi' için yaptığı ve Bakan Çiçek'in bir yazı göndererek yasal saymadığı, toplantıya Kasırga'nın katılmayışı unutulmadı. Kasırga, bu toplantıyı yaptırmamak için, doktora sevk kağıdı almış ve yasal zorunluluğa rağmen yerine vekilini de göndermeyip kurulu kilitlemiş, seçimi engellemiştir. HSYK, iki toplantıya da katılmayan Fahri Kasırga hakkındaki tutanakları ‘toplantıları kasıtlı olarak engellediği' için ve ‘disiplin ve cezai yönden gereğinin takdiri ve ifası' isteğiyle Yargıtay Başkanlığı'na göndererek suç duyurusunda bulunmuştur. İptalini isteğimiz işlem ile, Fahri Kasırga aleyhindeki soruşturma isteğine izin verecek bakanlığın başına ve şahsı için suç duyurusunda bulunan HSYK'nun başkanlığına getirilmiştir. Hiçbir akla ve vicdana sığmayacak böyle bir işlem, olacak şey değildir, kabul edilemez.
SEÇİM SÜRECİNDE TARAFSIZ BAKAN GEREKİR
Seçim sürecinde sorunlar yaşanır, itirazlar olur. Bu itirazları il ve ilçe seçim kurulları çözer. Yasa gereği, başkanlar yargıçtır. İl ve ilçe seçim kurulu başkanlarının kendilerini güvencede sayması, şaibesiz bir seçimin temel direğidir. Seçim döneminde Adalet Bakanı'nın bağımsız ve tarafsız olması bu nedenle çok önemlidir."
İÇİŞLERİ MÜSTEŞARI BAKAN OLABİLİR, ADALET MÜSTEŞARI BAKAN OLAMAZ
Avukat Kazan, ANKA'ya yaptığı açıklamada, şu ana kadar seçim süreçlerinde yargı görevinde bulunan hiç kimsenin Adalet Bakanlığı görevine getirilmediğinin altını çizerek, "Fahri Kasırga, Müsteşarlık görevinden ayrılmadan Adalet Bakanlığı koltuğuna oturdu. Bakan maaşı alıyor. Bakanlık görevi sona erdikten sonra tekrar göreve dönecek mi? Hakimlik meslek ilkelerine aykırı bir durum. Mahkeme'nin vereceği kararı bekliyoruz" dedi.
Kazan, İçişleri Bakanlığı müsteşarının bakan olmasında yasal bir engel olmadığını kaydederek, "Ancak, Adalet Bakanlığı müsteşarı bakan olamaz. Ücretsiz izin formülü doğru değil. Bir hakimin bunu kabul etmemesi gerekirdi" diye konuştu.